Yeni bir araştırma, yalnızlığın sağlığımız için bilinenin çok ötesinde zararlı olabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar, geçici yalnızlık hissi yaşayan insanlarda yorgunluk, baş ağrısı ve mide bulantısı gibi sağlık sorunları tespit etti.
ABD’de bulunan Penn State Üniversitesi Sağlık ve İnsan Gelişimi Koleji ve Sağlıklı Yaşlanma Merkezi’nden araştırmacılar Dakota D. Witzel, Karina Van Bogart, Erin E. Harrington, Shelbie G. Turner ve David M. Almeida, yalnızlığın kısa ve uzun vadeli refah üzerindeki etkilerini araştırdı.
Araştırmacılar, çalışmanın sonucunda ülkedeki yalnızlık ve izolasyonun fiziksel sağlık üzerinde yıkıcı etkisi olduğunu kanıtlarken bunu bir halk sağlığı soruun olarak niteledi.
2023 yılında ABD Genel Cerrahı Vivek Murthy, yalnızlık ve izolasyonun ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını ve bunun bir halk sağlığı krizi olduğunu ifade etmişti. Konuyla ilgili yapılan son çalışma da bu görüşü destekliyor.
Araştırmaya göre, yalnızlık ve yetersiz sosyal bağlantı, kalp hastalığı riskini yüzde 29, felç riskini yüzde 32 ve yaşlı yetişkinlerde demans geliştirme riskini yüzde 50 artırıyor.
Sık sık yalnızlık hisseden insanların, nadiren veya hiç yalnızlık hissetmeyen insanlara göre depresyon ve diğer mental sağlık sorunları geliştirme olasılığı daha yüksek.
Çalışmada yalnızlığın, genellikle yalnız olarak tanımlanmayan veya tipik olarak yalnızlık yaşamayan insanlar için bile olumsuz sağlık semptomlarına yol açabileceği ortaya koyuldu. Araştırma, geçici yalnızlık hissi yaşayan veya yalnızlık hissinde büyük dalgalanmalar yaşayan insanların, genel yorgunluk, baş ağrısı ve mide bulantısı gibi yalnızlıkla ilgili günlük sağlık sorunlarına sahip olma olasılığının yüksek olduğunu gösterdi.
Çalışma, Ulusal Günlük Deneyimler Çalışması’na (NSDE) katılan bin 538 kişinin verilerini analiz etti. Bu katılımcılar, sekiz gün boyunca günlük stres ve ruh hallerini değerlendiren telefon görüşmelerine katıldılar. Katılımcılardan, karşılaştıkları stresli ve olumlu durumları ve her günkü hislerini, yalnız hissedip hissetmediklerini ve ne sıklıkta hissettiklerini tanımlamaları istendi. Ayrıca o gün genel yorgunluk veya baş ağrısı gibi fiziksel semptomları olup olmadığı da soruldu. Bu değerlendirmeler, 10 yıl arayla iki kez gerçekleştirildi.
Veriler, katılımcıların ortalama olarak daha az yalnız olduklarında ve yalnızlık hissinin bir kişinin ortalamasından daha düşük olduğu günlerde daha az ve daha hafif fiziksel sağlık semptomlarına sahip olduklarını gösterdi. Ayrıca, sekiz gün boyunca yalnızlık konusunda daha istikrarlı olan katılımcılar, daha hafif fiziksel sağlık semptomlarına sahip oldu.
Bu bulgular, yalnızlığın günlük dinamiklerinin sağlık üzerindeki etkilerini anlamada önemli olduğunu gösteriyor. Araştırmanın baş yazarı ve Sağlıklı Yaşlanma Merkezi’nde doktora sonrası araştırma görevlisi olan Dakota Witzel, günlük, geçici yalnızlık hislerine daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Sürekli yalnızlık, uzun vadeli olumlu sağlık etkilerine katkıda bulunurken, daha kısa ve değişken yalnızlık durumları, daha kısa vadeli olumsuz sağlık semptomlarına yol açabiliyor.