Kimi ebeveynler, çocuklarının hareketliliğini “hiperaktiflik” olarak görüp endişeye kapılabilir; ancak her hareketli çocuk mutlaka DEHB’li olmaz. “Hiperaktivite nedir?”, “çocuklarda hiperaktivite tedavisi nasıl yürütülür?” sorularına net yanıt bulmak için, çocuğun sürekli yüksek enerjili olmasını, dikkat dağınıklığıyla birlikte yaşayıp yaşamadığını ve impulsif davranışlarının şiddetini incelemek gerekir. Eğer bu davranışlar çocuğun sosyal ilişkilerini, akademik performansını veya ailesiyle uyumunu olumsuz etkiliyorsa, bir uzmanın devreye girmesi gerekir.
Hiperaktivite, çocuğun yaşıtlarına kıyasla çok daha hareketli, impulsif ve sakin kalmakta zorlanan bir yapıya sahip olması anlamına gelir. Bu durumu genellikle dikkat eksikliğiyle beraber görülen bir bozukluk tablosu oluşturur. Hiperaktivite ile ilişkili beyin bölgelerinde, dopamin ve noradrenalin gibi bazı nörotransmiterlerin işleyişinde farklılıklar olduğu düşünülmektedir. Aile içinde kalıtımsal yatkınlık veya erken yaşta maruz kalınan çevresel faktörler de hiperaktivite bozukluğunun ortaya çıkmasını tetikleyebilir. Bazı araştırmalar, düşük doğum ağırlığı veya hamilelik döneminde geçirilen enfeksiyon gibi etkenlerin de risk faktörleri arasında yer alabildiğini göstermiştir.
Hiperaktivite, çocukta basit bir “enerjik olma” hâlinden ziyade, sürekli ve denetlenemeyen bir hareketlilik biçimiyle kendini belli eder. Bu hareketlilik, otoriteye karşı gelme veya “yaramazlık” olarak algılansa da aslında sinir sisteminden kaynaklanan bir farklılık söz konusudur. Bu nedenle çocuğun yalnızca sportif faaliyetlerle uğraştırılması sorunu çözmez; sistematik terapi ve eğitsel destek gerekir.
Bir çocuğun hiperaktif olup olmadığını anlamak için gözlemlenebilecek tipik işaretler şunlardır:
• Dikkat Süresinin Kısa Olması: Özellikle monoton veya uzun süreli görevlerde çabuk sıkılma ve başka bir aktiviteye geçme eğilimi.
• Sürekli Hareket İhtiyacı: El ve ayakların durmaması, oturduğu yerde dahi kıpırdanma, sıkça kalkıp gezinme isteği.
• Sabırsızlık ve Dürtüsellik: Başkalarının sözünü kesme, oyunda veya sırada beklemede zorlanma, hızlı karar verip pişman olma.
• Planlama ve Organizasyonda Zorluk: Unutkanlık, eşyaları kaybetme, ödev veya projelerde süreklilik sağlayamama.
Bu belirtiler bir çocuğun hayatının her alanına yansıyorsa (ev, okul, oyun ortamları) ve yaşına göre beklenen düzeyin çok üzerindeyse, hiperaktivite bozukluğu söz konusu olabilir. Bu durumda ebeveynlerin, çocuğun öğretmenleriyle ve uzmana danışarak bir değerlendirme yaptırması yerinde olacaktır.
Hiperaktivite bozukluğunda tedavinin temel amacı, çocuğun dikkat, davranış kontrolü ve sosyal becerilerini geliştirmektir. Uygulanan yaklaşım; çocuğun yaşı, semptomların şiddeti ve akademik/sosyal durumu gibi etkenlere göre şekillenir. Tedavi süreci şunları içerebilir:
• Psikoterapi: Özellikle davranış terapisi, çocuğa impulslari yönetmeyi ve sosyal becerilerini pekiştirmeyi öğretir. Aile terapisi veya ebeveyn eğitim programları da ebeveynlerin çocuğu daha iyi anlamalarına yardımcı olur.
• İlaç Kullanımı: Bazı vakalarda doktorun önerisiyle uyarıcı veya uyarıcı olmayan ilaçlar reçete edilebilir. Bu ilaçlar, çocuğun okul performansını ve sosyal etkileşimini iyileştirerek günlük yaşantısını kolaylaştırır.
• Destekleyici Eğitim Uygulamaları: Öğretmenler, çocuğun derslerinde dikkat desteği veya ekstra mola tanıyarak, onun potansiyelini daha sağlıklı bir şekilde kullanmasına imkân verebilir.
Elbette hiperaktivite, tek bir “tedaviyle” sonsuza dek ortadan kalkmaz. Bunun yerine, çocuğun duygu-davranış yönetimini güçlendiren sürekli bir destek, uzun vadede başarı getirir. Aile içinde tutarlı bir disiplin ve pozitif iletişim de çocuğun kendine güvenini artırarak hiperaktivite belirtilerini hafifletir.
Hiperaktif olduğumuzu nasıl anlarız?
Hiperaktivite, özellikle çocukluk çağında belirginleşir ve aşırı hareketlilik, dürtüsellik ile dikkat sorunları şeklinde öne çıkar. Günlük işlevleri aksatacak derecede hareketlilik ve konsantrasyon güçlüğü varsa uzman değerlendirmesi önerilir.
Hiperaktif çocuk neler yapar?
Sürekli hareket hâlinde olabilir, otururken kıpırdanır, sıra beklemekte zorlanır, sabırsız davranabilir ve sık sık söz keserek konuşabilir. Ders veya görevlerde dikkatini sürdürmekte güçlük yaşar.
Hiperaktivite neyin belirtisi olabilir?
Çoğunlukla DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) belirtisidir. Bununla birlikte travmatik deneyimler, nörolojik durumlar veya duygusal problemlerin de habercisi olabileceğinden hekim veya psikolog değerlendirerek kesin tanı koymalıdır.
Hiperaktivite kaç yaşında belli olur?
Belirtiler genellikle ilkokul öncesi dönemde (3-6 yaş) fark edilebilir. Ancak çocuğun gelişim düzeyine göre yaşadığı zorluklar, okula başlamasıyla daha belirgin hâle gelebilir.