Dünyaca ünlü yıldız Marilyn Monroe’nun 5 Ağustos 1962’de Los Angeles’taki evinde aşırı dozda ilaç kullanımı sonucu hayatını kaybetmesi, o günden beri sır perdesini aralamayı bekleyen trajik bir olay. Resmi kayıtlara göre intihar olarak nitelendirilen ölüm, gerçekten intihar mı? Monroe cinayete mi kurban gitti?
Dünyanın en ikonik kadınlarından biri olarak gösterilen Marilyn Monroe’nun 5 Ağustos 1962 tarihinde Los Angeles’taki evinde aşırı dozda ilaç kullanımı nedeniyle öldüğü biliniyor. Ancak, bu trajik olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen Monroe’nun ölümü hala tartışmaların odağında. Maureen Callahan’ın Kennedy ailesi ile ilgili yazdığı ‘Ask Not: The Kennedys and the Women They Destroyed’ isimli kitapta ortaya atılan iddialar, Monroe’nun ölümünün intihar değil, bir cinayet olduğu yönünde.
Callahan’ın kitabında, Monroe’nun ölümüyle ilgili olarak dönemin en güçlü isimlerinden John F. Kennedy ve Bobby Kennedy’nin ismi geçiyor. İngiliz basınında yer alan haberlere göre, Callahan, Kennedy kardeşlerin Monroe’nun ölümüyle doğrudan bağlantılı olabileceğini öne sürüyor. Bu iddialar, Monroe’nun ölümüyle ilgili yıllardır süregelen spekülasyonları yeniden alevlendirdi.
Kitapta ayrıca, ünlü fotoğrafçı Bert Stern’in Vogue dergisi için gerçekleştirdiği prodüksiyonun detayları da yer alıyor. Bu prodüksiyon, Monroe’nun ölümünden sadece birkaç hafta önce gerçekleştirilmiş ve şimdiye kadarki en cesur çekimlerden biri olarak tanımlanıyor.
Monroe’nun hem Bobby hem de John F. Kennedy ile birlikte olduğu bilinen tek fotoğraf, 19 Mayıs 1962 tarihinde çekildi. Bu fotoğraf, Monroe’nun Kennedy kardeşlerle olan ilişkisini belgeleyen nadir görsellerden biri olarak biliniyor. İddialar, bu ilişkilerin Monroe’nun ölümünde rol oynayıp oynamadığı konusunda yeni soru işaretleri doğuruyor.
Eğer Callahan’ın kitabındaki iddialar doğrulanırsa, Monroe’nun ölümü hakkındaki tarihsel anlatı kökten değişebilir. Bu, sadece popüler kültür tarihini değil, aynı zamanda Kennedy ailesinin imajını ve Amerika Birleşik Devletleri’nin 20. yüzyıl ortalarındaki siyasi tarihini de derinden etkileyebilir.
Maureen Callahan’ın iddiaları, Marilyn Monroe’nun ölümünü çevreleyen gizemi ve karmaşıklığı bir kez daha gündeme taşıdı.