Zeki Demirkubuz’un son filmi “Hayat”, Türkiye’nin 97. Akademi Ödülleri’nde ‘En İyi Uluslararası Film’ kategorisinde Türkiye’nin Oscar adayı oldu. Peki Hayat filminin konusu nedir, nerede çekildi? Hayat filmi oyuncuları ve detaylar haberimizde…
Zeki Demirkubuz’un yazıp yönettiği “Hayat” filmi, Türkiye’nin 97. Akademi Ödülleri’nde ‘En İyi Uluslararası Film’ kategorisinde ülkemizin adayı oldu. Bu heyecan verici gelişme, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından sosyal medya hesaplarından duyuruldu. Bakanlığın açıklamasında, “Türkiye’nin ‘En İyi Uluslararası Film Oscar’ adayı Zeki Demirkubuz’un yönetmenliğini yaptığı Hayat adlı filmi oldu. Bakanlığımızca da desteklenen filmimize Oscar yolculuğunda başarılar dileriz.” ifadelerine yer verildi.
Hayat filmini hem yazan hem de yöneten Zeki Demirkubuz da, bu güzel haberi sosyal medya hesabından paylaştığı “HAYAT Türkiye’nin Oscar adayı” mesajıyla duyurdu.
“Hayat”, babasının zoruyla nişanlanmak zorunda kalan Hicran’ın hayatını konu alıyor. Hicran, kendi özgürlüğünü ve istediği hayatı ararken, evden kaçar ve İstanbul’da yeni bir hayat kurma mücadelesi verir. Nişanlısı Rıza’nın, Hicran’ın kaçışını umursamadığı ve başlarda bu durumu fazla önemsemediği düşünülse de zamanla bu durum Rıza’nın sinirlerini bozar. Hicran’la yüzleşmek isteyen Rıza, sadece bir defa gördüğü nişanlısını bulmak için yollara düşerek İstanbul’a gider.
Filmin başrollerinde Miray Daner (Hicran) ve Burak Dakak (Rıza) bulunuyor. Daner, Hicran karakteriyle güçlü bir oyunculuk performansı ile göz doldururken, Dakak da Rıza’nın duygusal ve içsel çatışmasını etkileyici bir şekilde izleyiciye yansıtıyor.
Filmde, yan rollerde ise Melis Birkan (Hicran’ın annesi), Cem Davran (Orhan), Umut Kurt (Mehmet) ve Doğu Demirkol (Yılmaz) gibi yetenekli isimler yer alıyor.
“Hayat” filminin çekimleri, Karadeniz’in mavi ile yeşilinin iç içe olduğu doğal güzellikleriyle ilgi çeken Sinop ilinde gerçekleştirildi.
Zeki Demirkubuz, 1964 yılında Isparta’da dünyaya geldi. Ortaokulu Gönen Öğretmen Okulu’nda tamamladıktan sonra İstanbul’a taşındı. Liseye İstanbul’da başladı fakat ilk dönemin ardından okuldan ayrılarak çeşitli fabrika ve atölyelerde çalışmaya başladı. 1980 askeri darbesi sonrasında tutuklanıp üç yıl hapis cezası aldı ve bu süreçte işkenceye uğradı. Bu zorlu dönem, Demirkubuz’un edebiyata olan ilgisini artırarak Dostoyevski’yi keşfetmesine vesile oldu. Özellikle Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” adlı eseri, onun üzerinde kalıcı etkiler bıraktı. Tahliye olduktan sonra Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde işportacılık yaptı ve askerliğini erteleyebilmek için eğitimine devam etmeye karar verdi. Demirkubuz daha sonra liseyi dışarıdan bitirip İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne girdi.
Sinemaya adımını 1986 yılında Zeki Ökten’in asistanlığını yaparak atan Demirkubuz, ilk uzun metrajlı filmi “C Blok”u çekene kadar çeşitli yönetmenlerin asistanlığını üstlendi. “C Blok”un ardından, kendi senaryolarını yazıp yöneten bağımsız bir yönetmen olarak kariyerine devam etti. Uluslararası alanda tanınmasını sağlayan “Masumiyet” filmi, Venedik Film Festivali’nde gösterildi. Demirkubuz’un üçüncü filmi olan “Üçüncü Sayfa”, Türkiye’deki film festivallerinin yanı sıra Locarno ve Rotterdam Film Festivalleri gibi Avrupa’daki birçok festivalde gösterildi.
Bu dönemde “Karanlık Üzerine Öyküler” adını verdiği üçlemenin çalışmalarına başladı.Üçlemenin ilk iki yapımı “Yazgı” ve “İtiraf”, 2002 yılında Cannes Film Festivali’nin Un Certain Regard bölümünde sunuldu. Üçlemesini, başrolünü üstlendiği “Bekleme Odası” (2003) ile tamamladı. Daha sonra “Masumiyet”in öncesini anlatan “Kader” (2006) filmini çekti. 2009’da “Kıskanmak”, 2012’de “Yeraltı”, 2015’te “Bulantı” ve 2016’da “Kor” adlı filmlerini gösterime sundu. Ayrıca, Kemal Sunal’ın başrolünde olduğu 1986 yapımı “Yoksul” filminde ve “İşler Güçler” dizisinin final bölümünde oyuncu olarak yer aldı.