İdrarda kan görmek normal mi? İdrarda kan görülmesi hangi hastalıkların habercisidir?

İdrarda kan görülmesi durumu her zaman masum değildir, bazı durumlarda ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Bu durumla karşılaşıldığında hemen doktora başvurulması gerekir. Peki idrarda kan neden olur, (Hematüri) nedenleri ve tedavi yöntemleri haberimizde…

Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Saime Paydaş, idrarda kan görülmesi durumunun bazen masum olabileceğini ancak bazı durumlarda da altta yatan ciddi hastalıkların habercisi olabileceğini belirterek, böyle bir durumda vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Paydaş, idrarda kan görülmesi, tıp dilinde “hematüri” olarak adlandırılan durumun, idrar yolu enfeksiyonlarından böbrek hastalıklarına kadar pek çok sağlık sorununa işaret edebileceğini söyledi. İdrar sırasında gözle görülebilir şekilde kan çıkması makroskopik hematüri, yalnızca laboratuvar incelemesiyle fark edilen duruma ise mikroskobik hematüri dendiğini ifade etti.

Prof. Dr. Paydaş, enfeksiyonlar, böbrek taşları, kistler, tümörler, travma ve radyasyon gibi çeşitli nedenlerin hematüriye yol açabileceğini belirterek, “Hematüri; böbrekler, böbrek renal pelvis, üreterler, mesane, prostat ve üretra gibi birçok organda görülebilir. Böbreklerde glomerulonefritler, vaskülitler, polikistik böbrek hastalığı ve Alport sendromu gibi genetik hastalıklar da hematüriye neden olabilir” dedi.

35 YAŞ ÜSTÜ DİKKAT!

Hematürinin süresi ve hastanın yaşı teşhis açısından büyük önem taşıyor. Glomerüler hastalıklara bağlı hematürinin her yaşta ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Paydaş, “Polikistik böbrek hastalığı genellikle 20’li yaşlardan itibaren, kanserler ise 40 yaşından sonra daha sık görülür. Taşlar 30 yaş sonrası yaygınlaşırken, üriner sistem enfeksiyonları ve travma her yaşta görülebilir. Egzersize bağlı hematüri ise genellikle 20-50 yaş arası bireylerde daha sık ortaya çıkar. Ayrıca, endometriozis 20-50 yaş arasındaki kadınlarda hematüriye yol açabilir” diye ekledi.

Bazı durumlarda hematürinin sebebinin bulunamayabileceğini söyleyen Prof. Dr. Paydaş, özellikle 35 yaş üstü hastalarda geçici bile olsa hematürinin kötü huylu tümör riskini artırabileceğine dikkat çekti. Hematürinin travma, antikoagülan tedavi, böbrek taşı, enfeksiyon ve böbreğin kistik hastalıkları gibi durumlarda daha yaygın görüldüğünü belirterek, basit bir sistit gibi görünen bu durumun, aslında ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğini vurguladı.

HEMATİRÜ NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Hematürinin teşhisinde yapılan testlerin önemine değinen Prof. Dr. Paydaş, “Tam idrar tahlili yapılır ve radyolojik incelemeler gereklidir. Tam kan sayımı, kan üre azotu, kreatinin, elektrolitler gibi değerler de değerlendirilir. Hematüriye eşlik eden ağrı varsa, kontrastsız bilgisayarlı tomografi veya ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır” dedi.

İdrar yolu enfeksiyonu tespit edilirse, tedavi için kültür alınacağını ve 6 hafta sonra kontrol edilmesi gerektiğini belirten Paydaş, enfeksiyon bulunmazsa üroloji uzmanı tarafından yapılacak tomografik inceleme ve sistoskopi gibi yöntemlerle hastanın değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Gerekirse, böbrek sağlığı alanında uzman bir nefrologdan yardım alınması gerektiğini de ekledi.

Hematüri tedavisinin altta yatan nedene göre değiştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Paydaş, “Enfeksiyon durumunda antibiyotik tedavisi uygulanır. Eğer kanama prostat büyümesinden kaynaklanıyorsa, duruma göre ilaç veya cerrahi müdahale gerekebilir. Taşların sebep olduğu kanamalar için ses dalgalarıyla taş kırma yöntemi kullanılabilir. Kanser söz konusu olduğunda ise üroloji uzmanı kontrolünde bir tedavi süreci izlenir” diye konuştu.

Hematüriden korunmak için aşırı egzersiz ve travmadan kaçınmanın, bol su içmenin, aşırı tuzlu yiyeceklerden uzak durmanın ve sigara içmemenin önemli olduğunu da sözlerine ekledi.