Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Ahu Tuğba, uzun süredir mücadele ettiği KOAH hastalığına yenik düşerek, Miami’deki evinde hayatını kaybetti. Sanatçının vefat haberi magazin camiasını üzüntüye boğdu. Ahu Tuğba’nın kızı Anjelik Calvin, annesinin son anlarını acı içinde anlattı.
Ahu Tuğba, Amerika Birleşik Devletleri’nin Miami şehrinde hayatını kaybetti. Ahu Tuğba, daha önce bir trafik kazası geçirmiş ve ardından bir süre tedavi görmüştü. Kaza sonrasında sağlık sorunlarıyla mücadele eden Tuğba, ne yazık ki bu kez hastalığına yenildi. 69 yaşındaki usta oyuncunun vefat haberini duyuran Film-San Vakfı Genel Müdürü Kıvanç Terzioğlu, Ahu Tuğba’nın naaşının Miami’den İstanbul’a getirilmesi için belediye yetkilileri ile temas kurulduğunu açıkladı.
Anjelik Calvin, katıldığı bir televizyon programında, annesiyle geçirdiği son geceyi paylaştı. Calvin, yaşadığı acıyı anlatırken kelimeler boğazında düğümlendi: “Hayatımın en korkunç şokunu yaşıyorum. Günlerdir uykusuzum, yanımda ağabeylerim ve ablam var ama annemin yokluğu tarifsiz bir boşluk. Annem uzun süredir KOAH ile mücadele ediyordu ve son günlerde kendini daha da kötü hissediyordu. Gece ona ‘Seni seviyorum’ diyerek iyi geceler öpücüğü verdim. Sabah uyandığımda hâlâ uyuduğunu düşündüm. Saatler sonra fark ettim ki annemde çıt yok, hiçbir hareket yok. Annem, kapı sesine bile uyanan bir kadındı ama öyle sessizce yatıyordu. Annem çok hassastı, hiçbir kadına benzemezdi. Ne bir evli erkekle ilişki yaşadı ne de birinin yuvasını yıktı. Pek çok insana iş imkânı sağlamıştır. Konuşmakta gerçekten zorlanıyorum. Bu yaşıma kadar hep yanımda oldu, başka biriyle birlikte yaşayabilirdi. O, parasını benim eğitimime harcadı. Bana karşı her zaman çok özel bir anneydi.”
“Annemi bulduğumda buz gibi olmuştu,” diyen Anjelik Calvin, yaşadığı acıyı sesi titreyerek anlattı: “Son günlerde sürekli öksürüyordu, onu hastaneye götürmek istedim ama istemedi. O gün öğlen uyandığımda annemin dinlendiğini sanmıştım. Ama gece olunca hâlâ hiçbir ses yoktu. İçime bir korku düştü, 911’i aradım. Yanına gittiğimde ise benim canım annem, o boncuk gözlü kadınım, buz gibi olmuştu. Bir evlat için dünyada yaşanabilecek en büyük acı, annesini o halde bulmaktır. Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın. O an keşke kalbimi söküp alsalardı da annemi o şekilde görmek zorunda kalmasaydım.”
Ahu Tuğba, İstanbul Yeşilköy’de varlıklı bir ailenin tek evladı olarak dünyaya geldi. Daha küçük yaşlardan itibaren seçkin bir eğitim aldı; İstanbul Amerikan Kız Lisesi ve Robert Koleji’nin kızlar bölümünden mezun oldu. Ancak onun hayatı, Beyoğlu’nun sokaklarında dolaşırken ünlü yönetmen Metin Erksan’ın kendisini fark etmesiyle tamamen değişti. Erksan’ın film teklifini kabul ettiğinde, Ahu Tuğba henüz ortaokuldaydı ve bu teklif, onu sinema dünyasına adım atmaya yöneltti. Kanada’da başladığı Concordia Üniversitesi’nde İngiliz Dili eğitimi almasına rağmen, eğitimini yarıda bırakarak Türkiye’ye döndü ve kariyerine odaklandı.
1970’lerin sonlarından itibaren Türk sinemasında adını duyurmaya başlayan Ahu Tuğba, özellikle 1980’lerin başında büyük bir çıkış yakaladı. O dönem, Türk sinemasının en cesur ve iddialı oyuncularından biri olarak kabul gördü. Erkekçe dergisine verdiği cesur pozlarla ve gazinolarda sahne aldığı gösterilerle de büyük dikkat çekti. 1987 yılında çıkardığı müzik albümüyle de ses getirdi.
Sinema dünyasında birçok büyük isimle birlikte çalıştı; Kemal Sunal, Cüneyt Arkın, Tarık Akan, Kadir İnanır, İlyas Salman, Hakan Ural, Yaşar Alptekin, Tarık Tarcan, Burçin Oraloğlu ve Nuri Alço gibi dönemin efsanevi oyuncularıyla aynı sahneyi paylaştı.
Özel hayatında da oldukça dikkat çeken bir figür oldu; tam 10 kez evlendi. İkinci evliliğini 1981 yılında Mustafa Ulusoy ile yaptı. 1991’de ise Arnavut kökenli Amerikalı doktor Timmy Alejtanij ile evlendi ve 1993 yılında Anjelik adını verdikleri bir kız çocuğu dünyaya getirdi.
Uzun yıllardır Amerika Birleşik Devletleri’nin Miami kentinde kızı Anjelik ile birlikte yaşıyordu.