Ülkemizin en büyük halk ozanlarından Aşık Veysel’in kalplere dokunan, en beğenilen şiirlerini sizler için derledik.
Büyük halk ozanı Aşık Veysel olarak bilinen Veysel Şatıroğlu 1894 doğumludur. Veysel Şatıroğlu henüz 7 yaşındayken yakalandığı bir hastalıktan dolayı gözlerini kaybetmiştir. Yine aynı hastalık dolayısıyla da hayatını kaybetmiştir. Aşık Veysel Türk Edebiyatı’na kazandırdığı şiir eserleri ile adeta kalplere dokunmuştur. Uzun İnce Bir Yoldayım, Ben O Yar İle Konuştum gibi eserleri ile tanınan Aşık Veysel’in en beğenilen şiirlerini sizler için derledik, buyurun birlikte okuyalım;
Aşık Veysel’in En Kısa 14 Şiiri
Ben O Yar İle Konuştum
Sular çağlarken baharda
Ben o yar ile konuştum
O zaman gönül o yerde
Ateş aldı ben tutuştum
Sevdası kalbe yer etti
Kancasın sineme attı
Muhabbetim sevdam arttı
Bir tükenmez aşka düştüm
Bülbül gibi her dem sabah
Durmaz Veysel çeker ah ah
Ölüm ayrılıktan mubah
Ben bu candan dünden geçtim
Uzun İnce Bir Yoldayım
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebeb arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece
Kırkdokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel işbu hale
Gah ağlayan gahi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece
Gelmez Yola Gidiyorum
Selam saygı hepinize
Gelmez yola gidiyorum
Ne şehire ne de köye
Gelmez yola gidiyorum
Gemi bekliyor limanda
Gideceğim bir ummanda
Gözüm kalmadı cihanda
Gelmez yola gidiyorum
Eşim dostum yavrularım
İşte benim sonbaharım
Veysel karanlık yollarım
Gelmez yola gidiyorum
Sen Bir Çiçek Olsan Ben Bir Yaz Olsam
Her sabah her sabah suya giderken
Yar yolunda toprak olsam toz olsam
Bakıp dört köşeyi seyran ederken
Kara kaş altında ela göz olsam
Uğrunu uğrunu giderken yola
Nice dilsizleri getirir dile
Gövel ördek gibi inerken göle
Ya bir şahin olsam ya bir baz olsam
Veysel ördek olsun sen de göl yarim
Yeter artık kerem eyle gel yarim
Lale sümbül mor menekşe gül yarim
Sen bir çiçek olsan ben bir yaz olsam
Dün Gece Yar Eşiğinde
Dün gece yar eşiğinde giydiğim narincidir
Ben dosta karşı dururken dost beni zar incidir
Deveyi koyma bostana ırakibi bahçaya
Duvarından taş düşürür ayvayı nar incidir
Ulu sular akar gelir dalgası kütür kütür
Bahriler ummana dalmış ördeği göl incidir
Karıncayım kaderince gam yükü bezirganım
Yolcular yola gidende kervanı bel incidir
Ey Nesimi müstecap kıl çarşına pazarına
Bir haramzade türer de cümle şarı incidir
Anlatamam Derdimi Dertsiz İnsana
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz
Gülü yetiştirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
Kişi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz
Ah çeker aşıklar ağlar zarınan
Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan
Çağlar deli gönül ırmaklarınan
Ağlar ağlar göz yaşların silemez
Veysel günler geçti yaş altmış oldu
Döküldü yaprağım güllerim soldu
Gemi yükün aldı gam ilen doldu
Harekete kimse mani olamaz
Aldanma
Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın külü yalandır..
Hükmetse dunyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır..
Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
Gül dikende biter diken gül olmaz
Vız vız eden her sineğin bal’olmaz
Peteksiz arının balı yalandır..
İnsan bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İşlediği amel hali yalandır..
Cahil okur amma alim olamaz
Kamillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır.
Benden Selam
Benden selam söylen vefasız yare
Gurbet benim olsun sıla kendine..
Çekilmedik derdimizi bölüşek
Yadı ben alayım sıla kendine..
Dökek derdimizi ölçek bölüşek
Ne el bize ne biz ele karışak
Felek bize gül demezki gülüşek
Cefa benim olsun çile kendine..
Çektigim cefalar yar senden geldi
Bana bu sitemler kar senden geldi
Başımdaki duman kar senden geldi
Ben kara bağlayım ala kendine..
Evvelden hastadır yaralı gönlüm
Sevdayı mahbuba ereli gönlüm
Aşkın gömleğine gireli gönlüm
Hicranı Veysel’den n’ola kendine
Eğer Görse İdim Göz İle Seni
Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı
Avlasam çöllerde saz ile seni
Bulunmaz dermanı yoktur ilacı
Vursam yaralasam söz ile seni
Kurulma sevdiğim güzelim deyin
Bağlanma karayı alları geyin
Ben bir çoban olsam sen de bir koyun
Seslesem elime tuz ile seni
Koyun olsan otlatırdım yaylada
Tellerini yoldurmazdım hoyrada
Balık olsan takla dönsen deryada
Düşürsem toruma bez ile seni
Veysel der ismini koymam dilimden
Ayrı düştüm vatanımdan ilimden
Kuş olsan da kurtulmazdın elimden
Eğer görse idim göz ile seni
Gine Mi Ağladın Kirpikler Nemli
Gine mi ağladın kirpikler nemli
Dostum niçin giyinmişsin karalar
Çiğ düşmüş gül gibi yüzünden belli
Senin derdin bu sinemi yaralar
Aziz dostum seni kimler ağlattı
Tecelli derdini derdime kattı
Yalan dünya nicelerini ağlattı
Kim bilir ki son mekanın nereler
Bu can bu cesede girelden beri
Aldık başımıza türlü kaderi
Çaresiz çaresiz ileri geri
Vakit gelir tamam olur sıralar
Cefanın sefanın farkı yok bence
Eğer düşünürsek inceden ince
Her ikisi de son haddine varınca
Dümdüz olur iniş yokuş dereler
Mihnet-i dünyaya tahammül gerek
Kahi ağlayarak kahi gülerek
Geçti günüm gözyaşlarım silerek
VEYSEL arar dertlerine çareler
Kardeşim
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım?
Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan
Sen kalemsin ben uç muyum?
Tabiata Veysel aşık
Topraktan olduk, kardaşık.
Aynı yolcuyuz yoldaşık
Sen yolcusun ben bac mıyım
Dostlar Beni Hatırlasın
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın..
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın..
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han konan göçer
Ay dolanır yıllar gecer
Dostlar beni hatırlasın..
Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın..
Ne gelsemdi ne giderdim
Günden güne arttı derdim
Garip kalır yerim yurdum
Dostlar beni hatırlasın..
Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş kim gülecek
Murad yalan ölüm gerçek
Dostlar beni hatırlasın..
Gün ikindi akşam olur
Gör ki başa neler gelir
Veysel gider adı kalır
Değilim Dostum Beni
Dostum beni niçin zar incitirsin
Verdiğim ikrardan dönen değilim
Senden gayrısına meylimi vermem
Uçup daldan dala konan değilim
Dostum gönüllenme giden tez gelir
Herkes sevdiğine cilve naz gelir
Yar yüzüne yüz yıl baksam az gelir
Yüz yıl dahi baksam kanan değilim
Elifi mim yazılmıştır aşkına
Yoksa yarim yad mı çıktı köşküne
Ben yandım kül oldum senin aşkına
Beyhude yerlere yanan değilim
Boş Gitme Köyüne
Boş gitme köyüne ey bad-ı saba
Yare gözyaşımdan armağan götür
Perişan halimi sual eylerse
Zülfü tellerimden bir nişan götür
Varırsan yanına halvette ise
Konuşma yar ile ülfette ise
Üçbeş mahbup ile işarette ise
Mey-i meclisine armağan götür
Varırsan yanına badi gizli yar
Konuşma yar ile duymasın ağyar
Kamilin sözünü eyler aşikar
Sir nihan elinden armağan götür