Sinema tarihi akıllara kazınan binlerce romantik aşk öyküsüyle dolu.. Peki, en iyi romantik, aşk filmleri hangileri? Dünyanın beğenisini kazanmış, tüm zamanların en iyi romantik filmleri listesi haberimizde!
Beyaz perdenin vazgeçilmez yapımları arasında yer alan romantik filmler, ekran karşısında en fazla izlemeyi tercih ettiğimiz film türleri arasında ilk sırada yer alıyor. Romantik filmleri izlemeyi seviyor ama ne izleyeceğine bir türlü karar veremeyenler için sinema tarihinin derinlerine daldık. Aralarından seçim yapmak zor olsa da, IMDb puanı en yüksek 20 filmi listeledik.
İşte en çok beğenilen ve izlenen romantik filmler ve konuları:
Şehirli ve güzel bir kadın tatilini geçirmek için kasabayı tercih eder. Ancak kasabada yaşayan çiftçilik yapan ve evli bir adama âşık olur. Uğraşlar sonucu adamı kendisiyle şehire gelmeye ikna eder. Tek şartı vardır. Adam gelmeden önce karısını öldürmek zorundadır. Adam karısını öldürmek için onunla birlikte tekneyle açılır. Kendini kurtarmak için de tekneye bir demet saz alır. Planı sonuna getirmeden uygulamaktan vazgeçer. Adamla karısı gözyaşları içinde aşklarını tekrar hatırlarlar ve düğünle de aşklarını tamamlarlar. Dönüş yolunda bindikleri tekne fırtınaya yakalanır. Olaylar gelişir.
1945 yapımı dram türünde olan film aşkı konu alıyor. İngiliz gerçekçiliğinin başyapıtı olarak da nitelendirilen filmin konusuna gelince: Film evli yetişkin iki insan arasındaki yasak aşkı konu alıyor. En iyi yasak aşk filmi olma özelliğini de koruyor
1930’lu yıllarda amerikada halkın ekonomik krizle boğuştuğu insanların sefalet içinde yoksulluk çektiği zamanlarda kanun kaçağı olan zenginlere karşı olan Bonnie & Clyde birbirine çok aşık olan iki kişidir. Bunların yaptıkları şey banka soyup aldıkları paraları fakirlere dağıtmaktadırlar.
Amélie, çocukluğunu babasının bir kalp rahatsızlığıyla ilgili yanlış endişeleri tarafından bastırılmış bir kızın hikayesi. Amélie, diğer insanlarla neredeyse hiç gerçek yaşam teması kurmaz. Bu, Amélie’yi kendi fantastik dünyasına ve aşk ve güzellik hayallerine başvurmaya itmiştir. Daha sonra genç bir kadın olur ve Paris’in orta kısmına garson olarak taşınır. Dairesinin eski sakinine ait kayıp bir hazine bulduktan sonra onu geri vermeye karar verir. Tepkisini ve yeni bulduğu bakış açısını gördükten sonra hayatını etrafındaki insanlara adamaya karar verir.
William, babası amansız bir hastalık nedeniyle ölüm döşeğinde olduğu için, evine geri döner. Babasını yakından tanımak için, renkli bir kişiliği olan adamın gençliğinde yaşadıklarına dair öyküler toplamaya başlar. Babasının, gençliğinde gezgin bir satıcıyken yaşadıkları bir bulmacanın parçaları gibi yerine oturacak ve anlaşılması güç olan adamın yaşamını en masalsı yönüyle zaferleri ve zaaflarıyla ortaya çıkaracaktır.
Roma Tatili, bir modern zaman prensesinin kraliyet dayatmalarına karşı gelerek tek başına Roma’yı keşfe çıkmasının hikâyesini anlatıyor. Burada gazeteci kimliğini saklayarak ilginç hikâyeler peşinde koşan Amerikalı bir gazeteciyle tanışıyor. Ancak planı ikilinin birbirine âşık olmasıyla suya düşüyor.
İkinci dünya savaşında çok direnişli örgütün lideri Victor Lazlow Alman konsantrsayonu kampından kaçarak Casablanca’ya gelir. Amacı Lizbon’a oradanda ABD’ye iltica etmektir. Fakat bütün umutları şans eseri Casablanca’nın en meşhur gece kulübünün sahibi olan Rick’e bağlamıştır. Rick kaçış için gerekli olan pasaportlara sahib olan tek kişidir. Öte yandan Ricky’in Victor’un yakalanması yada öldürülmesi için gerekli nedeni vardır. Victor’un karısı Ilsa Ricky bir zamanlar kendisini terk ettiğine inandığı ve kalbinin derinliklerine gömdüğü büyük aşkıdır.
Güneyli güzel Scarlett O’Hara üç evliliği, iç savaş ve Güneyin yeniden inşaa edilmesi sürecinde zenginlikten fakirliğe düşüşünü,sonra yeniden zenginliğe kavuşmasını anlatan film, Margaret Mitchell’in klasik eserinden sinemaya uyarlanmış olup yapımcı David O.Selznick’in en başarılı eseri kabul edilmiştir.
Ellie Andrews, kendisini çapkın bir playboyla evlenmekten alıkoymaya çalışan babasından kaçar. Kaçtığı otobüste Peter Warne adından işsiz ve hikaye peşinde olan bir gazeteciyle tanışır. Bindikleri otobüs bozulunca ikili, çılgın bir otostop macerasına atılır. Peter, yaşadıkları otostop maceralarını yazarak iş bulmayı amaçlamaktadır. Ancak ikisi de yavaş yavaş birbirinden hoşlanmaya başladıkça işler ummadık biçimde değişecektir…
Baxter, büyük bir sigoorta şirketinin 19. katında, 100 Dolar’lık haftalıkla çalışan sıradan bir işçidir. Lakin genç adamın yükselme gibi bir hayali vardır ki, bu hayal özel hayatını tok ederken, evini ‘garsoniyer’e çevirecektir. İş yerinin yönetim katında görev yapan dört adama, sonrasında kendisini ‘yönetici’ olarak önermeleri üzerinde anlaşarak, bir kaç saatliğine evini veren Baxter, ek olarak 80 Dolar olan ev kirasının sadece 60 Dolar’ını ödemektedir. Genç adamın paspasın altına bıraktığı anahtarla randevusuna göre içeri giren adamlar, en az Baxter kadar kârlıdırlar; zira kaçamak yapmak için Baxter’in evinden daha rahat, daha saklı bir mekan yoktur…
Tatlı Hayat izle, La Dolce Vita izle Marcello Rubini adındaki genç gazetecinin hayalleri gerçek bir eser yaratmaktır. Fakat gazeteden kazanmış olduğu parayı ve prestiji bir kenera bırakacak da değildir. Tatlı Hayatta Marcello her gün Roma’nın en şık caddesi olan Via Veneto’da gezerek kendisine iyi bir skandal bulmaya çalışır. Filmde Mercollo’nun farklı kadınlar ile yaşamış olduğu ilişkileri ve Roma sokaklarındaki sosyete hayatı göreceğiz. Seks, içki ve parti dolu çılgın hayatından her ne kadar öyleymiş gibi gözüküyor olsa da aslında hiç de memnun değildir. Yine de hoşlanmadığı bu hayatı dolu dolu yaşamaya çalışır.
The Graduate eğlenceli konusu ve başarılı oyunculuklarıyla döneminin en kült filmlerinden biri olmuştur. Üniversite öğrenimini yeni bitirmiş genç Benjamin, okulu bitirmesinin ardından büyük bir boşluğa düşmüştür. Ne yapacağına dair karar veremeyen genç adam çevresi tarafından sürekli sıkıştırılmakta, ancak onların istediği gibi yaşamayı istememektedir. Depresyonun eşiğine gelen genç adamın hayatı, şehir dışındaki evlerinde dinlendiği bir sırada babasının patronunun karısını görmesiyle aniden değişir. Kısa zaman içerisinde ilginç bir ilişkiye daha başlayacak olan Benjamin hem annesini hem de kızı Elaine’i aynı anda idare etmeye çalışacaktır
Harold 20’li yaşlarında genç, zengin ve ölüm takıntısı olan bir çocuktur. Psikolojik sıkıntı çeken Harold sürekli cenazelere gider ve sık sıkta intihar etmeye kalkışır. Hayata tutunma problemleri yaşayan Harold gittiği bir cenazede Maude adında bir kadın ile tanışır. Yetmişli yaşlarında olan Maude ile yakınlık kuran Harold aralarında özel bir bağ kurarlar. Keyifli bir arkadaşlık kuran Maude, Harold’un tam tersi hayat dolu bir kadındır. Aralarındaki sıkı enerji aktarımları ile Harold öle bir hale gelir ki ailesine Maude ile evlenmek istediğini söyler.
New York’lu komedyen yazar Alvy Singer (Woody Allen) aşkın peşinden gitmek istese de, yaşadığı entellektüel ortamda aradığını bulabileceği konusunda oldukça umutsuzdur. En az kendisi kadar nörotik olan şarkıcı Annie Hall (Diane Keaton) ile tanışması ise önyargılarını sona erdirir. Yoğun olduğu kadar farklı olan bir ilişki yaşamaya başlarlar. Annie Hall’u etkileyici kılan, aşk üzerine öncekilerden farklı şeyler söylemeye çalışması. Komedi ve romantizm karışımı film, 70ler de gezinmek isteyenler ya da klişe aşk tasvirlerinden sıkılmışlar için iyi bir alternatif.
The Morning Post isimli çok satan bir gazetenin editörü olan Walter Burns, aynı gazetede çalıştığı eski karısı Hildy’nin sigortacı bir adamla nişanlandığını ve evlenmek üzere olduğunu öğrenir. Son derece başarılı bir çalışan olan Hildy, Walter’a, evlenip daha sakin bir hayat kurmak için işten ayrılacağını bildirir. Bu durum Walter’ın en iyi çalışanını kaybetmesi anlamına gelmektedir ve Walter’ın hiç de böyle bir niyeti yoktur. Bu nedenle çalışmalara başlayan adam, Hildy’nin nişanlısını takibe alıp başına türlü dertler açmaya çalışır.
Tracy çok ünlü bir mirasyedi olan güzel bir kadındır. İlk evliliğini yaptığı adam Dexter Haven’i evlendiklerinden kısa süre sonra başından atar. Şimdi ise George Kittridge ile evlenmek üzeredir. Üstelik tüm paparazzi ordusu da Tracy’nin peşindedir. Bu arada Mike Connor ve fotoğrafçı Liz İmbre ile birlikte düğünde yaşanan gizli saklı sırları ortaya dökmek için düğünden bir gün önce malikâneye gelmişlerdir.
Phil adında bir haberi spikeri yardımcısı rita ile her yıl düzenlenen geleneksel kasaba şölenini çekmek için görevlendirilir. Phil için o gün geri dönüşü olmayan bir gün olacaktır. Zaman onun için her gün aynıdır. Yani bir günde yaşadıklarınızı her sabah uyandığınızda yeniden yaşamak zorunda kalacaksınız. Phil bunalıma girerek günlerce kendi üzerinden bu durumu atmaya çalışacaktır. Sonunda bir şey yapamadığını görünce kendisine pes ederek bu işin tadını çıkarmak ister. Öncesinden yardımcısı ritanın kalbini çalmak için uğraşır ancak bu o kadar da kolay olmayacaktır.
Will Hunting (Matt Damon) genel IQ’nun oldukça üzerinde bir akıllılık seviyesine sahip, MIT’de temizlikçi olarak çalışan genç bir çocuktur. Temizlik yaptığı akşamların birisinde, bir sınıfın tahtasında yazılı bir matematik sorusuna denk gelecektir. Çözülmesi epeyce olanaksız olan bu problemi rahat bir şekilde çözen Will, usulca ortadan kaybolacaktır. Kısa bir süre içerisinde problemi yazan profesör tarafınca keşfedilen Will bu başarısını diğer sorularda da devam ettirecektir. Fakat bir kavgadan dolayı hapis cezasına çarptırılmış olan gencin, bu dertten kurtulabilmesi için profesöre ihtiyacı olacaktır.
Dövüş Kulübündeki 1’inci kural; Asla Dövüş Kulübü hakkında konuşma. 2’inci kural; Asla ve asla dövüş kulübü hakkında konuşma. Jack (Edward Norton), yaşantının sıradanlığına kapılmış bir sigorta memurudur. Uzun bir zamandır insomnia yani uykusuzluk hastalığı yaşamaktadır. Kendisini psikolojik sıkıntılarından kurtarabilmek adına grup terapilerine katılıyordur. Terapiler sırasında Marla (Helena Bonham Carter) isminde bir kızla tanışacaktır. Bir süre sonrasında da hayatını değiştirecek olan Tyler Durden (Brad Pitt) ile tanışır. Durden, Jack’in ulaşmak istediği tüm hedeflere ulaşmış olan birisi ve Jack’i asla hakkında konuşulmaması gereken bir organizasyon olan Dövüş Kulübü ile tanıştıracaktır.
İnsanoğlu artık doğal kaynakların sonunu getirmiş ve yeryüzünü terk edip başka bir gezegene yerleşmiştir. Dünyadan ayrılırken sadece Wall-E adlı temizlik robotu açık unutulmuştur. Yıllarca görevini yapmaya devam eden Wall-E, bir gün araştırma amaçlı gönderilen Eve adlı robota aşık olur ve bu aşk onlar dahil tüm insanoğlunun kaderini değiştirir..