Uzun süreli uçuşların fiziksel ve ruhsal olarak insanları etkilediği ortada. Uzmanlar, dehidrasyon ve kas ağrısından mide bulantısı ve hazımsızlığa kadar tipik rahatsızlık ve ağrıların tümünün, uzun uçuşlardaki doğal olmayan koşullarla açıklanabileceğini söylüyor. Derinlerdeki rahatsızlıkları ortaya çıkaran uzun uçuşlarda yapmanız gerekenleri bilmenizde fayda var.
Uçak yolculuklarının uzun süreli olması gerçekten rahatsız edici olabilir. Üstelik sadece vücut ağrısına da yol açmaz. Sinüs basıncı, dehidrasyon ve sindirim sorunları karşılaşabileceğiniz sorunlardan sadece birkaçıdır. Havayolu şirketlerinin koltuk boyutu ve eğimi (diğer adıyla bacak mesafesi) 1990’lardan bu yana küçülürken, yolcuların havada geçirdiği süre gözle görülür şekilde artıyor.
Qantas, 2025’in sonlarında Sidney’den Londra’ya aktarmasız rotasını başlattığı zaman bu uçuş, 20 saatlik uçuş süresiyle dünyanın en uzun uçuşu olacak. Şu anki ödüller, Singapur Havayolları’nın 18 saatten fazla süren New York-Singapur rotasına gidiyor.
Uzun uçuşlar sadece sıkışık olarak seyahat etmenin ötesinde başka sorunları da beraber getirir. Boğaz, burun ve ciltte kuruluk hissedilir. İniş ve kalkışlarda hava basıncı değişiklikleri nedeniyle sinüsler etkilenir. En kötü durumda, ekstremitelerinizde bir kan pıhtısı oluşup ciğerlerinize doğru hareket ederse uçmak adeta ölümcül olabilir.
Ancak uzmanlar çoğumuzun endişelenmesine gerek olmadığını söylüyor. Üroloji ve keşif tıbbı alanında uzmanlaşmış doktor olan Explorers Club üyesi Michael J. Manyak, “Genel olarak uçmak herkes için güvenlidir ve sorunlar yalnızca altta yatan bir rahatsızlığınız olduğunda ortaya çıkar” şeklinde görüş bildiriyor.
Uzmanlar, vücudunuzun uzun uçuş sürelerine nasıl tepki verdiğini ve rahatsızlığı azaltmak için neler yapabileceğinizi anlatıyor.
Dr. Manyak, uçuş sırasında dolaşan havanın yaklaşık yüzde 50’sinin uçağın dışından yüksek ve kuru irtifalarda çekildiğini, dolayısıyla yerde solumaya alışkın olduğunuzdan çok daha az nemli olduğunu vurgulayarak şunları ifade ediyor:
“Bu ortam gözlerinizin, burnunuzun ve ağzınızın aşırı derecede kurumasına neden olabilir. Mukoza bölgeniz kuruyor. Kuru hava, vücudunuzun sistemlerinde yağlama eksikliği durumuna katkı sağlar. Uçuşunuzdan önce ve uçuş sırasında bol su içmek hem daha rahat olmanıza hem de dolaşımınızın artmasına yardımcı olacaktır.”
Dr. Manyak, astım gibi bazı solunum rahatsızlıklarının soğuk ve kuru havayla daha da kötüleşebilmesine rağmen çoğu insanın rahatsızlığın ötesinde semptomlar konusunda endişelenmesine gerek olmadığını ekliyor.
Stanford Üniversitesi’nde doktor ve acil tıp klinik profesörü Laleh Gharahbaghian, kalkış ve iniş sırasındaki hava basıncı değişikliklerinin sinüslerdeki havanın değişmesine neden olduğunu ve bazı insanlarda burun ve kulaklarda ağrıya neden olabileceğini söylüyor.
Prof. Gharahbaghian’a göre, “Bu, sinüs hastalığını en derinden yaşayanlar için geçerli ve sağlıklı insanlar için ‘kulakların patlamaya ihtiyacı varmış’ gibi hafif bir his uyandırıyor.”
Prof. Gharahbaghian, uçuşunuzdan önce dekonjestan almanızı, su içmenizi ve soğuk algınlığı veya tıkanıklığınız varsa antiinflamatuar ilaç almanızı öneriyor.
Hareketsiz bir pozisyonda durmak kasların uzun süreli çalışması demektir ve bu durum ağrıya neden olur. Prof. Gharahbaghian, insanların aynı pozisyonda uzun süre kaldıklarında sırtlarında, boyunlarında ve hatta uyluklarında sertlik hissetmelerinin alışıldık bir durum olduğunu belirtiyor.
Güvenli olduğunda koridorda yukarı ve aşağı yürümek, hatta vücudunuzu ayarlamak ve otururken topuk kaldırmak gibi şeyler yapmanın bile yardımcı olabileceğini de önerilerine ekliyor.
The Joint Chiropractic’in kayropraktik operasyonları direktörü Kevin Lees, çoğu yaraların uzun süre oturduktan sonra daha kötü hissettirebileceğini, çünkü iltihaplanmanın onu dışarı atacak hareket olmadan oluşabileceğini söylüyor. Lees’e göre, elbette sırt yaralanmaları da farklı değildir ve uzun süreli fleksiyon (saatlerce oturmak) diskler üzerinde, omurganızın omurları arasındaki lastik yastıklar üzerinde, özellikle de belinizin alt kısmında baskıya neden olabilir.
Lees, çok uzun süre oturduğunuzda sindirim sisteminizin de etkilendiğini, çünkü yiyeceklerin bağırsaklardaki hareketinin yavaşladığını söylüyor.
Dr. Manyak ise, “Eğer hareketsizseniz, bağırsaklarınıza fiziksel uyarı gönderemezsiniz. Hastalarımızı ameliyattan hemen sonra ayağa kaldırmaya ve yürümeye çalışmamızın nedenlerinden biri de bu. Aynı zamanda dolaşıma ve yara iyileşmesine de iyi geliyor” diyor.
Lees, çökmüş bir duruşun kaburgaların hareketini kısıtlayarak daha yavaş ve sığ nefes almaya yol açabileceği tehlikesine dikkat çekerek, “Sığ nefes almak oksijen alımının azalmasına yol açabilir. Bu da bulanık düşünmeye, baş dönmesine ve hatta yorgunluğa neden olabilir” diyor.
Lees, gastrik reflü’nün çökmüş bir duruştan da kaynaklanabileceğini ve mide bulantısına neden olma potansiyeline sahip olduğunu da ekliyor.
Uzun mesafeli bir uçuşta vücudunuz için açık ara en büyük risk, kısıtlı bir pozisyonda çok uzun süre kaldığınızda yerde de sizi etkileyebilecek bir rahatsızlığın meydana gelmesidir.
Prof. Gharahbaghian, “En kötüsü derin ven trombozu (DVT) veya bacaklarda kan pıhtısı oluşmasıdır. Eğer bir kan pıhtısı bacaklarınızdan ciğerlerinize giderse, yaşamı tehdit eden bir soruna dönüşebilir.” uyarısında bulunuyor.
Uçuş sırasında her saat başı koridorlarda yürümek, koltuğunuzdayken topuk kaldırma egzersizleri yapmak ve bacaklardaki dolaşımı iyileştiren kompresyon çorapları giymek, alt bölgenizde kan birikmesini önlemek için yapabileceğiniz şeylerden birkaçıdır.