Yorgunluk, nefes darlığı, sırt veya göğüs ağrısı çekiyorsanız dikkat! Kalp hastalıklarının kadınlar için 60’lı yaşlarda en büyük sağlık riski olduğuna dikkat çeken uzmanlar, semptomları tanımak ve önleyici önlemler almanın kardiyovasküler sağlık için önemli olduğunu vurguluyor.
Erkeklerde kalp hastalıklarının daha çok görüldğü bilinse de şaşırtıcı sayıda kadın için de 60’lı yaşlarındaki en büyük sağlık riskinin kalp hastalığı olduğu belirlendi. Hatta Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kadınlarda önde gelen ölüm nedeninin kalp krizi olduğu için, doktorlar belli bir yaşın üzerindeki kadın hastalarını kardiyovasküler sağlığın korunmasına odaklanmaları konusunda uyarıyor.
New York City’deki Northwell Health’ten kardiyolog Stacey Rosen, kalp krizinin semptomlarını bilmek ve tanımanın önemli olduğuna, çünkü bunların genellikle kadınlarda erkeklerden farklı olduğuna dikkat çekiyor. Rosen, kadınların kalp krizine bağlı tipik göğüs ağrısını deneyimlese de semptomların bir kombinasyonunu yaşama olasılıklarının erkeklerden daha yüksek olduğunu söylüyor.
Rosen, “Kadınlar genellikle nefes darlığı, buna eşlik eden göğüs ağrısı, sırt ağrısı ve kolayca silinebilecek bir yorgunluk yaşarlar. Eğer bir şeyler yolunda gitmiyorsa kontrol ettirin çünkü bu dönem kadınlar için tehlikeli bir dönem haline geliyor” diyor.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre yetişkinlerin neredeyse yarısında yüksek tansiyon var, ancak yüksek tansiyonu olan dört yetişkinden yalnızca biri kontrol altında. Yönetilmeyen hipertansiyon, kalp hastalığı ve felç riskinizi önemli ölçüde artıracağına vurgu yapan uzmanlar; bu nedenle, tansiyon oranının 130/80’in altında tutulmasının kardiyovasküler sağlık için önemli olduğuna dikkat çekiyor.
Kalbinize dikkat etmenin bir başka nedeni de insanların yaşlandıkça beyin hakkında endişelenmeye başlamasıdır. NYU Langone Health’ten nörolog Thomas Wisniewski, demans riskinin 65 yaş üzerinde artmaya başladığını, dolayısıyla “kişinin demans riskini azaltmak için proaktif olmasının çok önemli olduğunu” söylüyor.
“Kalbiniz için iyi olan şey beyniniz için de iyidir” diyen Wisniewski, özellikle de beynin vücuttaki “oksijene en aç” organ olduğunun altını çiziyor. Wisniewski “Yüksek kolesterol, yüksek kan şekeri ve hipertansiyon gibi tıbbi sorunların iyi yönetilmesinin yanı sıra, sağlıklı bir damar sistemine sahip olmak beyin sağlığı ve dayanıklılığı için çok önemlidir, bu nedenle sadece fiziksel olarak aktif olmak çok koruyucudur” diye ekliyor.
Wisniewski’nin bilişsel gerileme riskini azaltma ve beyin sağlığını koruma konusundaki önerileri ise şu şekilde:
“Bilişsel gerileme riskini azaltmanın diğer yolları arasında Akdeniz diyeti yapmak, yeterli uyku almak, zihinsel olarak aktif kalmak ve horlamanız durumunda uyku apnesi taraması yaptırmak yer alır; risk yaşla birlikte artar. Zihinsel uyarımla çeşitlilik oluşturun. Okumak, okuduklarınızı tartışmak, sosyal olarak etkileşimde bulunmak, yeni şeyler yapmak, ders almak, yetişkinlere yönelik öğrenme, bulmacalar, Sudoku, yapboz bulmacaları; bunların hepsi bir arada oldukça faydalıdır.”
Birçok sağlık durumunun önlenmesine ilişkin kanıtları inceleyen bağımsız bir uzman paneli olan ABD Önleyici Hizmetler Görev Gücü, Önceki yıllarda olduğu gibi, kanser taramalarının çoğuna bir istisna dışında devam edilmesi gerektiğini, kadınların 65 yaşında rahim ağzı kanseri taraması yaptırmayı bırakmasını tavsiye ediyor. Tabii o zamana kadar yeterince taranmışlarsa ve rahim ağzı kanseri açısından yüksek risk altında değillerse. Bu konuda kadınların uzmanlarla birlikte hareket etmesi gerektiğine de dikkat çekiliyor.
ABD Önleyici Hizmetler Görev Gücü’nün diğer kanser taramaları konusundaki önerileri ise şu şekilde:
Kadınların menopozdan sonra yaşlandıkça kas kütlesini ve kemik yoğunluğunu kaybetmeye başladığına dikkat çeken uzmanlar, kemik sağlığını korumak için kadınların 65 yaşında osteoporoz taramasına başlamasını öneriyor.
Aynı zamanda gözün optik sinirine zarar veren bir hastalık olan glokom riskinin, özellikle siyahi, şeker hastası veya diyabet hastası olan 60 yaş üstü kişilerde arttığı, menopozdaki hormonal değişiklikler nedeniyle diş etlerinin etkileneceği, yine 60’lı yaşlara gelen kadınların ciltlerinin inceldiği, kuruduğu ve hasara daha yatkın hale geldiği de uzmanların dikkat çektiği konular. Bu anlamda her altı ayda bir diş muayenesine devam edilmesi, güneş kremi konusunda ekstra dikkatli olmak, iyi su içmek ve spor rutin cilt kanseri taramaları da uzmanların önerileri arasında yer alıyor.
60 yaş ve üzeri yetişkinlerin enfeksiyonlara karşı daha duyarlı hale gelmesi ve onlarla gençliklerindeki kadar kolay mücadele edemeyecekleri gerçeğinden yola çıkılarak, bulaşıcı hastalık, hastaneye yatış, sakatlık ve ölüm riskini azaltmak için şu aşılar da öneriliyor: