Mantarı sadece lezzetli bir besin olarak biliyorsanız yanılıyorsunuz. Geleneksel deri üretimine çevre dostu bir alternatif olarak da kullanılıyor. Çevresel ve etik kaygılar nedeniyle tartışmalı olan geleneksel deri yerine mantar köklerinden üretilen miselyum derisi moda dünyasında dikkat çekiyor. Suni derilere ciddi rakip olarak öne çıkıyor.
Mantar köklerinden üretilen biyo-fabrikasyonlu bir malzeme olan miselyum derisi, moda dünyasında dikkat çekmeye başladı. Moda tasarımcıları, hayvan derisi yerine çevre dostu ve sürdürülebilir bir seçenek arayışında miselyum veya mantar bazlı ‘deri’ alternatiflerini inceliyorlar.
Araştırmacılar, bu biyolojik malzemeyi yeni bir macun ortamında yetiştirerek büyüme potansiyelini test ettiler ve bulgularını Cambridge Üniversitesi’nin Bioteknoloji Tasarımı konulu dergisinde yayınladılar. Miselyum derisi, düşük maliyetli ve çevresel açıdan sürdürülebilir olmasıyla dikkat çekerken, hayvan derisine kıyasla daha etik bir seçenek sunuyor. Tarımsal ve endüstriyel organik atıklardan yetiştirilebilme özelliğiyle de ön plana çıkıyor.
Araştırmacılar iki mantar türünü kullanarak deri mat geliştirme amacıyla mantar uyumluluğunu incelediler. Sonuçlar umut vericiydi:
Biyo-tasarımda yaygın olarak kullanılan tıbbi bir mantar olan Ganoderma lucidum (reishi); ve alt tabakayı hızlı bir şekilde kolonize etme ve meyve verme aşamasına girme eğiliminde olan bir gurme mantar çeşidi olarak Pleurotus djamor (pembe istiridye)… Bu mantar türleri kullanılarak miselyum matları geliştirildi ve büyüme süreçleri optimize edilmeye çalışıldı. Bu malzemelerin ekonomik açıdan da daha rekabetçi hale gelmesi ve tüketici taleplerini karşılayacak şekilde iyileştirilebilmesi için çeşitli yöntemler üzerinde çalışıldı.
Miselyum derisi hem katı hem de sıvı substratlarda fermantasyon yöntemiyle üretilebiliyor. Katı hal fermantasyonu, hızlı büyüme koşulları sağlarken, sıvı haldeki fermantasyon matların daha kolay toplanmasına imkan tanıyor. Araştırmacılar, yeni substratlar üzerinde çalışarak besin maddelerinin en iyi şekilde alınabileceği üretim teknikleri geliştiriyorlar.
Araştırmanın baş yazarı Colorado Üniversitesi’nden Assia Crawford, miselyum derisi gibi çevre dostu alternatiflerin, geleneksel deri ve petrokimyasal bazlı suni derilere kıyasla daha sürdürülebilir bir seçenek sunduğunu vurguluyor. Bu malzemenin moda dünyasında daha fazla benimsenmesi, çevresel zorlukları azaltma potansiyeline sahip olduğunu belirten Crawford, şöyle devam ediyor:
“Deriyi geleneksel deriye dönüştürmek için gereken kapsamlı işlem, yüksek çevresel maliyetlere yol açıyor. Ayrıca, hayvan derisi üretiminin zorlukları ve buna bağlı etik kaygılara yanıt olarak giderek daha popüler hale gelen suni deri gibi petrokimyasal alternatifler de önemli çevresel etkilere sahip. Fosil yakıtların çıkarılması, uzun bozuhma süreleri ve potansiyel gaz çıkışı riskleri… Günümüzün çevresel açıdan kırılgan dünyasında daha iyi alternatifler geliştirmek çok önemlidir. Araştırmacılar olarak, iklim krizine cevap niteliğinde daha iyi materyaller geliştirmeye devam etme sorumluluğumuz var ve bu çalışmanın amacı da bu.”