Kadınların yaşamındaki önemli bir döneme işaret eden menopoz, sadece üreme fonksiyonlarının sonlanması değil, birçok sağlık riskkini de beraberinde getiriyor. Bu ülkeler için milyarlar dolar sağlık harcaması ve işgücü kaybı demek. İyi haber, araştırmalar menopozu ertelemenin mümkün olabileceğini gösteriyor.
Üreme sağlığı üzerine yapılan araştırmalar yıllarca doğurganlık üzerine yoğunlaşsa da bilim dünyası son dönemlerde araştırma alanlarını genişletme imkanı buldu. Yumurtalıklar üzerinde yapılan araştırmalar, üreme fonksiyonlarının yanı sıra endokrin organlar olmaları nedeniyle vücuttaki hemen hemen her dokuyla iletişim kuran kimyasal kokteyli pompalamayı bıraktıklarında, beyinden kaslara ve cilde kadar her şeyi etkilediğini ortaya çıkardı.
Buradan yola çıkarak menopoz süreci ile ilgili araştırmalar yapan bilim insanları, yumurtalıkların işlevini kaybetmeye başlamasıyla birlikte kadınlarda ciddi sağlık sorunlarının da baş gösterdiğine dikkat çekiyor.
Mayo Kliniği tarafından yayınlanan, baş yazarı Dr. Dr. Stephanie Faubion olan bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde menopoz 1,8 milyar dolarlık iş kaybına ve 26 milyar dolardan fazla tıbbi maliyette neden oluyor.
Kaliforniya’daki Buck Yaşlanma Araştırma Enstitüsü’nden sinir bilimci Jennifer Garrison, menopozun 45 ila 55 yaş arasında yani kadınların iş gücünde en yoğun olduğu yıllara denk geldiğine dikkat çekerek “Osteoporoz riskiniz bir gecede artıyor, kardiyovasküler hastalık riskiniz de bir gecede artıyor” diyor.
Vücüdunuz en kritik yıllara hazır mı?
Yumurtalıkların kadınlarda sağlıklı yaşlanmanın mimarı olduğunu belirten Garrison, bilim dünyasının menopozun geciktirilmesinin kadınlar için daha fazla sağlıklı yıl anlamına gelip gelmediğini araştırdığını belirtiyor.
Massachusetts General Hospital’da moleküler biyolog olarak çalışan David Pepin, menopozun ertelenmesi konusunda önemli araştırmalar yapan isimlerin başında geliyor. Pepin’in çalışmaları, Anti-Müllerian Hormonu (AMH) kullanarak menopozu geciktirme üzerine odaklanıyor.
AMH’nin, yumurtalık fonksiyonlarını düzenleyen ve yumurta hücrelerinin tükenmesini önleyebilecek bir hormon olduğuna dikkat çeken Pepin, on yıldan fazla bir süre önce yumurtalık kanseri tedavileri üzerinde çalışırken AMH’nin potansiyel faydalarını keşfettiklerini belirtiyor.
Pepin araştırmaları sonucunda, AMH enjeksiyonlarının, yumurtalık tümörleri olan farelerde yumurtalıkları yenilediğini ve bu farelerin yumurtalıklarının yeni doğmuş farelerin yumurtalıklarına benzediği sonucunu bulduğunu ifade ediyor.
Pepin’in ifadelerine göre bu bulgu AMH’nin benzer şekilde insanlarda menopozu geciktirmek için kullanılabileceği hipotezini doğuruyor.
AMH bazlı hormon terapileri ile ilgili patentler geliştiren Pepin, her menstrual döngüde kaybedilen yumurta hücrelerinin sayısını azaltmayı ve yumurtalık rezervini korumayı amaçlayan AMH tedavilerine odaklandıklarını sözlerine ekliyor.