Bilim insanları yazma tarzı ile başarının arasındaki ilişkiyi ölçen çarpıcı bir çalışmaya imza attı.
Wharton Pazarlama Profesörü Jonah Berger’ın Columbia Business School’da işletme profesörü Olivier Toubia ile birlikte yürüttüğü “Topography of Thought” adlı çalışma, yazma stilinin gelecekteki başarı ile bağlantısını ortaya koydu.
Berger yazım stilinin gelecekteki başarıyı ön görmede nasıl belirleyici bir rol oynadığını şöyle anlattı:
Dil kullanımı, bir kişinin düşünce yapısı hakkında ipuçları verebilir. Ancak sadece kullanılan kelimeler değil, aynı zamanda fikirlerin örgüsü ve ifade ediliş biçimi de önemlidir.
Bir kişi, geniş bir alanı kapsayan fikirleri mi yoksa daha spesifik ve derinlemesine konuları mı tercih ediyor? Bu, gelecekteki başarı ihtimallleri hakkında bilgi verir. Bir benzetmeyle ifade etmek gerekirse, fikirleri ifade etmek, koştuğumuz yolu kat etmek gibidir. Bir kişi aynı mesafeyi kat edebilir ancak farklı yollarla.
Fikirlerin örüntüsü ve ifade ediliş biçimi gerçekten ilginç bir konu! Bir kişinin ne kadar geniş bir alanı kapsadığı ve fikirler arasında ne kadar hızlı geçiş yaptığı, gelecekteki başarı olasılıkları hakkında önemli ipuçları verebilir. Örneğin, daha geniş bir yelpazede fikirleri olan kişiler, daha fazla konu, tema ve ilişkili şeyler hakkında konuşabilirler. Aynı zamanda, farklı fikirler arasında hızlı geçiş yapanlar daha tasarımcı ve esnek düşünme eğilimindedir. Bu, iş dünyasında ve kişisel başarıda da önemli bir rol oynayabilir.
Yazının uzunluğu değil, kapsanan alan önemlidir. Bir kişi ne kadar geniş bir yelpazede fikirleri ifade ediyorsa, o kadar fazla alanı kapsamış olur. Örneğin, bir kişi tatil deneyimlerini anlatıyorsa, bin kelime kullanabilir, ancak bu kelimeleri sadece yedikleri yemeklerden veya gördükleri manzaralardan bahsetmek için kullanabilirler. İlki daha dar bir alanı kapsarken ikincisi daha geniş bir alanı kapsar.
Araştırmada üniversite başvurularına odaklanıldı. 40 bin üniversite başvuru makalesini incelendi ve ne kadar yol kat ettiklerine ve fikirler arasında ne kadar hızlı geçiş yaptıklarına bakıldı. Bu, gelecekteki başarıları hakkında ipuçları verdi. Not ortalamaları ve başarı düzeyleri üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu görmek istedik. Sadece kullanılan kelimeler değil, aynı zamanda fikirleri ifade etme biçimleri de önemlidir.
Bulgular oldukça ilginç! Araştırmanın sonuçlarına göre, daha fazla alanı kapsamak, yani aynı uzunluktaki yazıda geniş bir yelpazede konuları ele almak, daha büyük başarıyla ilişkilendirilmiş. Ancak bu alanı kapsarken yavaş hareket etmek de önemli. Bir benzetmeyle ifade etmek gerekirse, saat üzerindeki sayıları düşünün. Bir daire içinde hareket ederek veya aynı zemini kat ederek aynı mesafeyi kat edebilirsiniz, ancak farklı bir rota izlersiniz.
Okulda başarılı olan kişiler, bu iki faktörü dengeli bir şekilde kullanabilenlerdir. Hem geniş bir alanı kapsarlar hem de bu alanı verimli bir şekilde dolaşırken hızlı hareket ederler. Sosyoekonomik faktörleri kontrol etmek de önemlidir. Örneğin, SAT’ta daha iyi not alan kişilerin daha yüksek notları olabilir ve belirli bir şekilde yazma eğiliminde olabilirler. Aynı şekilde, eğitimli ebeveynleri olan kişiler, daha iyi performans göstermek için makale danışmanlarından yardım alabilirler.
Yapay zekanın yazı yazma yeteneği üzerindeki etkisine değinen Berger şunları söyledi:
Generatif yapay zeka ve ChatGPT, her ikisi de kendi güçlü yönlerine sahiptir, ancak yaklaşımları ve yetenekleri farklıdır. Generatif yapay zeka, orijinal yanıtlar üretmeye odaklanırken, ChatGPT insan konuşmalarını taklit etmeyi amaçlar. Bu temel fark, kullanım alanları ve performansları üzerinde etkili olmaktadır. İleride, bu tür araçların içerik üretimini daha da kolaylaştırabileceğini ve insanların yazmak yerine bu araçları birçok görev için kullanabileceği bir gelecek hayal edebilirim. Ancak, dilin insanları nasıl yansıttığını ve etkili içeriklerin nasıl yazılacağını anlamak için hala çok şey öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum.