Bilim insanları yalnız insanların daha fazla uyku bozukluğu yaşamaları nedeniyle kabus görme risklerinin fazla olduğunu tespit etti. Araştırmalara göre yalnızlık, kalp hastalığı riskini yüzde 29, inme riskini yüzde 32 ve yaşlılarda bunama riskini yüzde 50 artırıyor. Yalnız insanların depresyona girme ihtimali de daha fazla.
Yeni bir araştırma, yalnız insanların daha sık kabus gördüğünü ortaya koyarken, başka kalp krizi riski olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkardığını belgeledi.
Oregon Eyalet Üniversitesi’nden Colin Hesse’nin de dahil olduğu bir araştırma ekibi, yalnızlık ve kabus sıklığı arasındaki bağlantıyı inceleyerek önemli bulgulara ulaştı. Araştırma, Arizona Üniversitesi, Tampa Üniversitesi ve Whitworth Üniversitesi’nden bilim insanlarının katkılarıyla gerçekleştirildi. Elde edilen sonuçlar, yalnız insanların kötü rüyalar görme olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor ve bu durumun halk sağlığı açısından önemli sonuçları olabileceğini belirtiyor.
Araştırmanın bulguları, yalnızlık ve uyku bozuklukları arasındaki bağlantının, kalp hastalığı, felç ve erken ölüm gibi ciddi sağlık sorunlarıyla ilişkili olduğunu gösteriyor. Colin Hesse, yalnızlığın, kişilerarası ilişkilerin temel bir insan ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyaç karşılanmadığında fiziksel, zihinsel ve sosyal acılara yol açabileceğini vurguluyor. Hesse, yalnızlığın, insanların sosyal bağlantı eksikliğini uyarmak için evrimleşmiş bir durum olduğunu belirtiyor. Bu bağlamda, yalnızlık ve uyku bozuklukları gibi psikolojik durumların, bireylerin genel sağlık ve refahını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor.
Araştırmacılar, yalnızlık ile kabuslar arasındaki bağlantının birden fazla faktörden kaynaklandığını öne sürüyor. Stres, ruminasyon (endişe ve kaygı) ve aşırı uyarılma (ekstra uyanık ve odaklanmış olma hali) gibi durumlar, yalnızlıkla ilişkilendirilen zihin durumları arasında yer alıyor ve bu durumlar kabus deneyimini artırabiliyor. Özellikle stres ve ruminasyon, yalnızlık hissini yoğunlaştırabilir ve bu da kabusların sıklığını ve şiddetini artırabilir.
Arizona Üniversitesi’nden Kory Floyd’un liderliğindeki araştırmanın bulguları, yalnızlık ve insan bağlantısının evrimsel olarak önemli olduğunu gösteren teorilerle uyumlu. Araştırma, aidiyet duygusunun hayatta kalmak için temel bir insan ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyacın karşılanmadığında bireylerin çeşitli sağlık sorunları yaşadığını ortaya koyuyor. Bununla birlikte, yalnızlık ve kabuslar arasındaki nedenselliği belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Hesse, yalnızlık ile kabuslar arasındaki ilişkinin, anketler aracılığıyla topladıkları verilerle desteklendiğini belirtiyor. Araştırma, ABD’deki 18 ila 81 yaş aralığındaki bin 600’den fazla yetişkini kapsıyor ve sonuçlar, yalnızlık ve kabuslar arasındaki karşılıklı ilişkiyi ortaya koyuyor. Yalnızlık, uyku kalitesini bozan ve sağlık üzerinde olumsuz etkiler oluşturan bir durum olarak değerlendiriliyor.
Sleep Foundation’a göre, ABD’de yaklaşık 50 ila 70 milyon insanın uyku bozukluklarından muzdarip olduğu tahmin ediliyor. Kaliteli ve onarıcı uyku, bilişsel işlevler, ruh hali düzenlemesi, metabolizma ve genel refah için temel bir unsurdur. Bu yüzden, uykuyu bozan psikolojik durumlar, özellikle yalnızlık, üzerinde durulması gereken önemli bir konu olarak görülüyor.
ABD Baş Cerrah Ofisi, COVID-19 öncesinde bile Amerikalı yetişkinlerin yaklaşık yarısının belirgin derecede yalnızlık hissettiğini ve bağlantı eksikliğinin erken ölüm riskini artırmada sigara içmekle benzer seviyede olduğunu bildiriyor. Yalnızlık, kalp hastalığı riskini yüzde 29, inme riskini yüzde 32 ve yaşlılarda bunama riskini yüzde 50 artırıyor.
Ayrıca, sık sık yalnız hisseden kişilerin depresyona girme olasılığı, kendini nadiren veya hiç yalnız hissetmeyenlere göre iki kat daha fazla.
Whitworth Üniversitesi Flora Aile Fonu’nun desteklediği bu araştırma, yalnızlık ile kabuslar arasındaki bağlantıyı daha derinlemesine anlamak için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu bulgular, yalnızlık ve uyku bozuklukları arasındaki ilişkiyi anlamak ve bu durumları ele almak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor.