Sosyal medyanın alışkanlıkları belirlediği gençler arasında “sadfishing” adı verilen yeni bir trend hızla yayılıyor. Uzmanlar, gençlerin duygusal paylaşımlarla sempati toplama çabasının arkasında yatan nedenlere dikkat çekiyor ve ebeveynleri uyarıyor.
Sosyal medya, gençlerin hayatının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ancak, arkadaş ve aile ile bağlantı kurmanın basit bir yolu olan bu platformlar, giderek daha fazla alarm verici trendlerle dolu. Bu trendlerden biri de “sadfishing” olarak biliniyor. Journal of American College Health dergisinde 2021 yılında tanımlanan bu terim, sosyal medya kullanıcılarının duygusal durumlarını abartarak sempati toplama çabası olarak tanımlanıyor. Bu, üzgün bir fotoğraf, belirsiz bir alıntı veya endişe verici bir gönderi şeklinde olabilir.
Gazeteci Rebecca Reid, 2019 yılında Kendall Jenner’ın Instagram’da paylaştığı ve aslında bir pazarlama stratejisi olan gönderisinin ardından bu terimi ortaya attı. Jenner, gönderisinde akne ile ilgili “yıkıcı bir mücadele” yaşadığını anlatmış ve takipçilerinden büyük bir sempati toplamıştı. Ancak daha sonra bu paylaşımın, Proactiv adlı cilt bakım markası ile olan ortaklığının bir parçası olduğu ortaya çıktı.
Uzmanlara göre, sadfishing yapan gençler genellikle bir şeylerle mücadele ediyor ve bu durumu başkalarına duyurmak istiyor. Bu durum, çocukların veya gençlerin rahatça paylaşabilecekleri birine sahip olmadıklarında sosyal medya dünyasına yönelmelerine neden oluyor.
Livingston, New Jersey’deki Psychological & Educational Consulting’in sahibi Dr. Liz Nissim-Matheis, bu tür davranışların, gençlerin akranlarından ve aile üyelerinden duygusal olarak izole hissettiğini ve hayal kırıklıklarını ifade edebilecek bir çıkış yolu bulamadığını gösterdiğini söylüyor.
Araştırmacılar, sadfishing gönderilerine verilen yanıtların çoğunlukla olumlu ve destekleyici olduğunu bulmuşlardır. Ancak, bazı durumlarda olumsuz yanıtlar da alınabilir ve bu durum gençlerde stres veya anksiyeteyi artırabilir. Başarısız sempati arayışları, gençlerin alay konusu olmalarına ve özel bilgilerinin ifşa edilmesine yol açabilir.
Uzmanlar, duygusal sosyal medya paylaşımları söz konusu olduğunda, ebeveynlerin çocuklarıyla ne düşündükleri ve hissettikleri hakkında konuşmaları gerektiğini vurguluyor. Dr. Nissim-Matheis, ebeveynlerin gönderiyi doğrudan işaret etmekten kaçınmalarını, bunun yerine açık ve nazik bir yaklaşım benimsemelerini öneriyor. Sertifikalı Davranış Analisti Dr. Reena B. Patel, yüz yüze toplulukların önemini vurgulamanın ve ekran süresini sınırlamanın gençlerin zihinsel sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğunu belirtiyor. Dr. Patel “Çocuklara duygularını yargılamadan açabilecekleri güvenli bir alan sunmak, bu biçimlendirici yıllarda inanılmaz derecede önemlidir” diyor.
Ebeveynlerin, sosyal medya paylaşımlarının ötesine geçen ve daha ciddi sorunları işaret edebilecek uyarı işaretlerine dikkat etmeleri önemlidir. Bu tür durumlarda, uzmanlardan yardım almak kritik öneme sahiptir.