Hayatınız boyunca kaç kez aşık oldunuz? Yeni birini tanıdığınızda, hemen onun “o kişi” olduğuna inandığınız kaç kişi oldu? Bu sorunun cevabı sizi şaşırtabilecek kadar fazlaysa, dikkatli olun! Belki de emofili hastası yani duygusal çapkın Türkçe’deki karşılığı ile ‘ayran gönüllü’ olabilirsiniz. Evet bu bir hastalık ve başa çıkma yolları da var…
Zaman zaman, yeni tanıştığınız birinin cazibesine kapılıp “o kişiyi buldum” duygusuna kapıldığınız oluyor mu? Böyle durumlarda, karşı tarafı ‘ruh eşi’ olarak görürüz. Daha önce hiç olmadığımız kadar yoğun duygular hissedebiliriz. Bu tür deneyimler bir veya iki kez yaşanabilir ve oldukça normaldir. Fakat, kendinizi sürekli aşık olma heyecanının peşinden koşarken buluyor ve sık sık hızlı romantik bağlanmalara sürükleniyorsanız, emofili hastası olabilirsiniz.
Özetle emofili, hızlı ve kolay bir şekilde aşık olma durumudur. Eskiden “duygusal çapkınlık” olarak da bilinirdi. Emofili hastaları, yeni bir kişiyle tanışmadan önce bile onun “o kişi” olduğuna inanabilir ve yeni biriyle tanıştıktan hemen sonra ona aşık olduğunu hissedebilirler. Bu durum, ilk bakışta zararsız gibi görünse de romantik ilişkilerde ve genel yaşamda birçok soruna yol açabilir.
Peki bu nasıl ortaya çıkıyor? Psikiyatrist Dr. Patrice Le Goy, “Emofili yaşıyor olabileceğinizin belirtileri, diğer kişi sevginize layık olduğunu kanıtlamadan önce, ona hızla aşık olmanız ve ilişkilerinizde hemen duygusal olarak bağlanmanızdır.” diyor.
Dr. Le Goy, “Emofili belirtileri arasında eşinizin toksik olduğunu veya sizin için uygun olmadığını gösteren işaretleri veya uyarı işaretlerini görmezden gelmek durumları olabilir. Bu düpedüz tehlikeli oluşturabilir. Bunu deneyimleyen kişiler, aşık olma hissine ve kişinin idealize edilmiş versiyonuna çok fazla takıntılı olduklarından dolayı ilişkinin onlar için sağlıklı olup olmadığını değerlendirmek üzere zaman ayırmadıkları için bencil veya hatta narsisist partnerlerle birlikte olduklarını görebilirler.” diyor.
Dengesiz hormonlar: Dopamin ve serotonin gibi “iyi hissettiren hormonların” dengesizliği, emofiliye katkıda bulunabilir. Bu hormonlar, aşık olma hissiyle ilişkilidir ve emofili hastalarında aşırı salınım olabilir.
Le Goy, “Emofilinin sebebinin kesin olarak bilindiğini söyleyemem ancak uzmanlar bunun dopamin ve serotonin gibi ‘iyi hissettiren hormonların’ dengesizliğiyle bağlantılı olduğunu düşünüyor” diyor.
Kişilik özellikleri: Karanlık üçlü kişilik özellikleri (narsisizm, makyavelizm ve psikopati), emofili ile ilişkili olabilir. Bu özellikler, benlik merkezli olma, manipülasyon ve empati eksikliği gibi davranışları içerir.
Bağımlılık: Aşkın coşkusu ve heyecanı, emofili hastalarında bağımlılık benzeri bir etkiye sahip olabilir. Bu, tekrar tekrar yeni aşklara yönelmelerine neden olabilir.
Çocukluk deneyimleri: Ebeveynlerle veya bakıcılarla güvenli ve sevgi dolu bir bağ kurmamak, emofiliye katkıda bulunabilir. Bu durum, yetişkinlikte yakın ilişkiler kurmayı zorlaştırabilir.
Kısa ve sağlıksız ilişkiler: Emofili hastaları, genellikle birden fazla kısa ve yoğun ilişki yaşarlar. Bu ilişkiler genellikle sağlıksızdır ve duygusal istikrarsızlığa yol açabilir.
Derinlikten yoksun ilişkiler: Emofili hastaları, yeni partnerlerini tam olarak tanımadan önce aşık olduğu için, ilişkilerinde derinlik kurmakta zorlanabilirler. Bu durum, hayal kırıklığına ve memnuniyetsizliğe yol açabilir.
Partnerlerin gerçekte kim olduğunu anlamama: Emofili hastaları, aşık olma heyecanıyla kör olabilir ve partnerlerinin gerçekte kim olduğunu anlamakta zorlanabilirler. Bu durum, yanlış seçimlere ve hatalara yol açabilir.
Bencil veya narsistik partnerlerle birlikte olma: Emofili hastaları, duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için bencil veya narsistik partnerler seçebilirler. Bu durum, istismar ve manipülasyona maruz kalmalarına neden olabilir.