Ünlü komedyen ve oyuncu Ata Demirer, dün akşam ‘Fatih Altaylı ile Bire Bir’ programına konuk oldu. Demirer, yıllar sonra ‘Avrupa Yakası’ itirafıyla gündem oldu.
Fatih Altaylı’nın dün akşamki konukları arasında Ata Demirer de vardı. Ünlü isim, programın ilk bölümünde yeni çıkan filmi ‘Bursa Bülbül’ü ile ilgili açıklamalarda bulundu. Eğlenceli dakikalara imza atan Demirer, küçüklüğünü, Bursa günlerini, bu günlere nasıl geldiğini anlattı. Ünlü oyuncu yayınlandığı döneme damgasını vuran Avrupa Yakası dizisine giriş hikayesini de açıkladı.
Ata Demirer, şöhrete uzanan yolda kendi zamanında Küçük Emrah olarak bilinen şarkıcı Emrah’ın ünlü olmasıyla kendisinde de umut ışığı doğduğunu şu sözlerle anlattı;
”Aslında şarkıcı olmaya niyetim vardı. Babam teyp getirmişti Kıbrıs’tan. Dönemin şarkılarına eşlik etmeye başlamıştım. Küçük Emrah da meşhur olmuştu, ‘onun gibi meşhur olacağım’ dedim.”
Ata Demirer, filmiyle ilgili çarpıcı bir gerçeği de açıkladı. Bursa Bülbül’ü hikayesinin kendi hikayesi olduğunu itiraf etti. Sadece başrolün yaşını büyüttüğünü söyledi;
”15 – 16 yaşlarında düğünlerde org çalmaya başladım. ‘Bursa Bülbül’ündeki hikâye, şarkıcı olmak isteyen küçük Ata’nın hikâyesi. Hikâyeyi kurgulayarak benden 20 – 25 büyük birinin hikâyesine çevirdim. Filmdeki ailenin babası gerçekte de vardı. Şeraffettin hocam müzisyen… Beni konservatuara o hazırladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Şan Bölümü’nü kazanamadım ama Temel Bilimler Bölümü’nü kazandım.”
Org çalarak başlayan ünlü olma hayalinin nasıl komedyenliğe evrildiğini ise şu sözlerle anlattı;
”Üç sene sonra komedyenlik hissi geldi. Hikâyeler biriktirmiştim. Arkadaşlarım sahne alıyordu Bakırköy’de. Onlar da ‘bizden önce okulda anlattıklarını 5 – 10 dakika anlat’ dediler. Güldürdüm seyircileri. ‘Benim bu işi yapmam lazım’ dedim. 1998’de Leman Kültür’e kabul edildim. Cem Yılmaz tabi yeni çıkmış, Leman Kültür’ün önüne insanları yığılmıştı, stand-up yapmak için. 23 Şubat 1998 gecesiydi. 5 – 10 dakikalık fırsat verdiler ama 50 dakika sürdü”
Ata Demirer, sezon süren Avrupa Yakası hikayesinin nasıl başladığını da anlattı;
“O zamanlar televizyonda Gülse Birsel ‘g.a.g’ı yapıyordu, ben de Korsan TV’yi. Birbirimizi izliyormuşuz. Mail attım Gülse’ye. ‘Sizi çok beğeniyorum, tebrik ederim’ diye. O da teşekkür etti. Aradan 3 – 5 ay geçti Sinan Çetin aradı. “Gülse Birsel bir şey yazdı, seni düşünüyor gel bir konuşalım” dedi. Benim o kibarlığım, jest böyle bir karşılık buldu. ‘Avrupa Yakası’ hikâyemiz böyle başladı”