Her gün soframıza gelen yiyecekler, yalnızca bizi değil, bağırsaklarımızda yaşayan milyonlarca mikroorganizmayı da besliyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, bağırsak sağlığının sadece sindirim sistemini değil, bağışıklık sisteminden zihinsel sağlığa kadar birçok alanı etkilediğini ortaya koyuyor.
İnsanlar olarak pek çok canlı türü ile ortak yaşam içerisinde bulunuyoruz. Bu canlıların bir kısmı vücudumuzda yaşıyor. Genel olarak varlıklarını değil yokluklarını fark ettiğimiz bu canlılar, pek çok yaşamsal işlevimizi gerçekleştirmemizde bize yardımcı oluyor.
İnsan vücudunda yaklaşık 100 trilyon mikroorganizma bulunuyor ve bunların büyük bir kısmı bağırsaklarda yaşıyor. Bu mikroskobik canlılar, sindirime yardımcı olmanın ötesinde, vitamin üretiminden toksinlerin atılmasına, hatta ruh halimizin düzenlenmesine kadar birçok işlevde rol oynuyor.
Uzmanlara göre ilk adım, işlenmiş gıdalardan uzak durmak. Raf ömrü uzun, katkı maddesi içeren yiyecekler, yararlı bakterilerin sayısını azaltırken zararlı olanların çoğalmasına neden olabiliyor. Bunun yerine fermente yiyecekler öneriliyor. Ev yapımı yoğurt, kefir, turşu gibi besinler, probiyotik açısından zengin ve bağırsak dostu yapın.
Ayrıca prebiyotik adı verilen lifli besinler de önemli bir yer alıyor. Muz, soğan, sarımsak, pırasa gibi sebzeler bağırsaklardaki yararlı bakterilerin beslenmesini sağlıyor. Su tüketimi ise olmazsa olmaz. Günde en az 2 litre su içmek, sindirim sisteminin düzenli çalışmasına katkı sağlıyor. “Detoks” kelimesi son dönemde sıkça duyulsa da uzmanlar hızlı ve radikal arınma yöntemlerine karşı temkinli yaklaşıyor.
Bağırsak sağlığını korumanın bir diğer yolu da stresi azaltmak. Yapılan araştırmalar, stresin bağırsak florasını doğrudan etkileyebildiğini gösteriyor. Meditasyon, yürüyüş ve kaliteli uyku, sindirim sisteminin dostu aktiviteler arasında yer alıyor.
Bağırsaklarımızda yaşayan trilyonlarca mikroorganizma ile barış içinde yaşamak elimizde. Onlara iyi baktığımızda, onlar da bize daha sağlıklı, enerjik ve dengeli bir yaşam sunuyor.