Okulların açılmasına sayılı günler kala çocuklarda artan stres ve kaygı konusuda uzmanlar anne babaları uyarıyor. Aceleci Çocuk Sendromu olarak adlandırılan bu durum, çocukların gelişim süreçlerini olumsuz etkileyerek gelecekleri konusunda ciddi riskler taşıyor. Peki ebeveynler ne yapmalı?
Çocuklarımızın çocukluklarını doyasıya yaşamasına izin veriyor muyuz? Günümüzde çocukların yoğun ders programları, ekstra kurslar ve sosyal etkinliklerle dolu bir hayat sürmesi, uzmanlar tarafından endişeyle karşılanıyor. Aceleci Çocuk Sendromu olarak adlandırılan bu durum, çocukların gelişim süreçlerini olumsuz etkileyerek ciddi sorunlara yol açabiliyor.
David Elkind tarafından ortaya atılan Aceleci Çocuk Sendromu, çocukların yaşına uygun olmayan sorumluluklarla yüklenmesi ve sürekli bir aceleci bir durum içinde olması anlamına geliyor.
Bu, çocukların fiziksel ve duygusal sağlığını olumsuz etkileyerek uyku sorunları, beslenme bozuklukları, kaygı ve stres gibi sorunlara yol açabiliyor.
Ayrıca, çocukların arkadaşlık ilişkileri, öğrenme becerileri ve öz güvenleri de olumsuz etkilenebiliyor.
ACELECİ ÇOCUK SENDROMUNUN BELİRTİLERİ
- Uyku sorunları ve yetersiz fiziksel aktivite: Çocuklar, yoğun programları nedeniyle temel fiziksel ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa, bu onların aşırı programlandığının bir göstergesi olabilir.
- Duygusal gelişimde duraklama: Çocuklar sürekli hareket halindeyse, derin ilişkiler kurmak veya yavaşlamayı öğrenmek için yeterli zamana sahip olamazlar. Bu da duygusal gelişimlerini olumsuz etkileyebilir.
- Başarı takıntısı ve yetersizlik hissi: Çocuklar, ilişkilerinin kalitesine odaklanmak yerine, başarıya ulaşma ve sevgiyi kazanmaya odaklanabilirler. Bu durum, özgüven sorunlarına yol açabilir.
- Anlamlı bir şekilde rahatlayamama: Çocuklar, dinlenmek için YouTube gibi platformlarda vakit geçirebilir, ancak bir kitap okumak veya yürüyüşe çıkmak gibi sessiz aktiviteler “anlamsız” görünebilir.
- Ebeveynlere karşı düşmanlık ve direniş: Aşırı zorlanan çocuklar, ebeveynlerine karşı öfke ve direniş gösterebilir. Bu durum, ertelemeler, kasıtlı başkaldırılar ve çatışmalarla kendini gösterebilir ve ebeveynler ile çocuklar arasındaki gerilimi artırabilir.
EBEVEYNLER NE YAPABİLİR?
- Zamanınızı iyi yönetin: Sabahları acele etmemek için iki kat daha fazla zaman ayırın ve akşamdan hazırlık yaparak çocuklarınızla gerçekten bağlantı kurma imkanı sağlayın. Bu, onları kapıdan çıkarmaya odaklanmak yerine, sabahları onlarla nitelikli zaman geçirmenizi sağlar.
- Takviminizi rahatlatın: Her gün için etkinliklerle dolu bir program yapmak yerine, arada boş günler bırakın ve çocuklarınıza serbest zaman tanıyın. Bu, onların rahatlamasını ve günü nereye götürdüğünü keşfetmelerini sağlar.
- Kendi tepkilerinizi kontrol edin: Kendi hızlanmış halinizle başa çıkmayı öğrenin ve bu duygusal durumu çocuklarınıza yansıtmamaya çalışın. Bu, ebeveynlerin çocuklarına daha sakin ve kontrollü bir şekilde yanıt vermesini sağlar.
- Destek alın: Her şeyi mükemmel yapmaya çalışmak yerine, uzman olduğunuz alanlara odaklanın ve diğer konularda yardım istemekten çekinmeyin. Çocuklar, birden fazla kişiden öğrenerek daha fazla fayda sağlar, bu nedenle başkalarından yardım istemek bir zayıflık değil, bir güçtür.
- Çocuklarınıza danışın: Çocuklarınızın ne yapmak istediklerini öğrenin ve onları anlamlı etkinlikler bulmaları konusunda teşvik edin. Onlara, ilgi duydukları aktiviteleri keşfetme özgürlüğü verin ve zorunlu dersler yerine, onların isteklerine kulak verin.
Unutmayın, bu okul yılı boyunca hem kendinize hem de çocuklarınıza karşı nazik olun. Bazen her şeyi yapamamak dünyanın sonu değildir; aksine, daha kaliteli ilişkiler ve deneyimler için zemin oluşturabilir. Ajandalarımızda, programlarımızda ve en önemlisi ilişkilerimizde nicelikten çok niteliğe odaklanmak hem sizin hem de çocuklarınız için daha sağlıklı bir yaşam tarzı sağlayacaktır.
Bu içerik understood.org, prnewswire.com sitelerinden Mavi Kadın editörü tarafından tercüme edilmiştir.