‘Çağrı mükemmel biri’
Son olarak ‘Bir Küçük Gün Işığı’ dizisiyle ekranlarda olan 39 yaşındaki oyuncu Berk Oktay, geçtiğimiz haftalarda kendisi gibi oyuncu Yıldız Çağrı Atiksoy ile dünya evine girmişti. Oyuncu hayatındaki bilinmeyenlerle ilgili Hakan Gence’ye bir röportaj verdi. Samimi açıklamalarda bulunan Berk Oktay, eşi Yıldız Çağrı Atiksoy ile birbirlerine olan sevgilerini de anlattı. İşte Berk Oktay hakkında kendi ağzından bilinmeyenler…
”Doğalgaz parasını ödeyemeyip evin içinde bereyle dolaşıp yorganın altında oturduğum oldu. Bunun gibi birçok sıkıntı yaşadım. Ailem hep oldu, imkânları da vardı ama ben istediğim mesleği yapacaksam kendi ayaklarımın üstünde durmalıyım diye düşündüm.”
”Simetri hastalığım var. İşin kötüsü eşim Çağrı benden beter. Sette de böyleyim. Sağ olsun ekip arkadaşlarımız her şeyi düzgün şekilde yerleştirmeye çalışıyor. Eğer sette bir tablo hafif yamuksa o sahneyi oynayamıyorum. Hemen kimseye söylemeden düzeltmeye çalışıyorum, düzelince devam ediyorum. Evde her şey simetrik.”
Berk Oktay’a rakamları aklında tutabilme gibi bir yeteneği olduğu soruluyor ve ünlü oyuncu şaşırtıcı bir açıklama yapıyor;
”Evet, matematikle aram çok iyi, çocukluğum boyunca hep öyle oldu. Bir ara bu durum felaket derecede takıntı haline gelmişti, yavaş yavaş atmaya çalıştım beynimden. Mesela telefon numaranı bir kere arayayım, beynimin içinde o rakamlar sürekli tekrar ederdi ve ezberlerdim.”
Bu durum, ünlü oyuncunun senaryoyu ezberlemesinde de yardımcı oluyormuş.
”Sete girmeden önce beynim o sayfaların fotoğrafını çekiyor. Üç sayfalık tiradım olsa dahi, hemen ezberliyorum.”
Berk Oktay 3 yıldır tanıdığı ve ardından geçtiğimiz haftalarda evlendiği Yıldız Çağrı Atiksoy hakkında övgü dolu sözlerle bahsediyor;
”Mükemmel biri. Biz birbirimizi ‘özüm’ diye seviyoruz, o öze dokunabilmek, onu yakalayabilmek müthiş bir şeymiş.”
”2003 yılında Best Model Of Turkey’i kazandım. Gerçekten meslek olarak yapmak istiyordum modelliği, derdim ünlü olmak falan değildi. Amacım yurtdışında da bu işi yapabilmekti. Çok da güzel ilerliyordu ama babama dönüp okulu bitirme sözüm vardı. Tokyo’dayken bir anda “Babama sözümü tutmalıyım” dedim ve Paris’teki evime gittim, eşyalarımı toplayıp Ankara’ya döndüm ve böylelikle modellik hayatım bitmiş oldu.”