İbn-i Sina, 1000 yıl önce güzellik sırlarının doğadan gelen şifalı bitkilerde olduğunu kitaplarına konu edinmişti. Günümüzde yapılan araştırmalar, o tohumun sadece güzellik değil, sağlık alanında, kemoterapi tedavisinde kullanıldığını ortaya koydu. Bu bin bir derde deva bitkinin detaylarını sizler için araştırdık. İşte Kemoterapi tedavisinde kullanılan o tohum…
İbn-i Sina’nın bin yıl önce güzellik için önerdiği kenevir tohumu, günümüzde bile ilgi çekmeye devam ediyor. Özellikle yaşlanma belirtilerini azaltma ve cilt sağlığını destekleme konusunda kenevir tohumunun faydaları saymakla bitmiyor.
Sinirlerin yatışmasına, kan dolaşımının düzenlenmesine yardımcı olan kenevir tohumu, aynı zamanda doğal bir kolajen kaynağı olarak cilt yapısını onarabiliyor.
İbn-i Sina’nın güzellik ve sağlık için önerdiği kenevir tohumunun, sadece cilt güzelliği için değil, kemoterapi tedavisinin etkilerini hafifletme gibi birçok alanda da fayda sağladığı biliniyor.
Bu tohum, geleneksel tıbbın vazgeçilmezlerinden biri olarak günümüzde de popülerliğini koruyor dersek yanılmayız.
Cildin genç kalmasını sağlayan kenevir tohumunun tüketim şekilleri de oldukça basit. Örneğin, güneşte kurutulan tohumlar, çay gibi demlenip içilebiliyor.
Ya da bir su bardağı süte beş adet kenevir tohumu eklenerek kaynatılıyor ve günde bir bardak tüketilebiliyor.
Kenevir tohumu, içerdiği E vitamini sayesinde saç sağlığı için de oldukça faydalı bir tohum. Saçların güçlenmesine ve dökülmesini önlemeye de yardımcı oluyor.
Tabii, kenevir tohumu tüketimi her birey için uygun olmayabilir. bu gibi doğal yöntemleri denemeden önce bir uzmana danışmakta fayda var. Özellikle alerjik bünyeye sahip olanlar ya da başka sağlık problemleri yaşayanlar için bu durum oldukça önemli.