Çankırı’da Hititler’den kalan miras: Bu mağaraya girenlerin KOAH ve astım hastalığı bitiriyor!

Hititler’den kalan tuz mağarası, günümüzde KOAH ve astım gibi solunum yolu rahatsızlıklarına sahip hastalar için umut ışığı oluyor. İç Anadolu’daki bu tarihi mağara, doğal tuz kristalleri ve mineralli yapısıyla sağlık arayanların ilgisini çekiyor. Peki tuz mağarası KOAH ve astım hastalığına nasıl iyi geliyor? İşte merak edilen sorunun cevabı..

Hititler döneminden kalma binlerce yıllık tuz mağarası, Çankırı’da KOAH ve astım hastalarına doğal bir tedavi ortamı sunarak şifa kaynağı oluyor. Yerin 150 metre altında yer alan bu eşsiz mağara, “Daha Güçlü Bir Nefes Projesi” çerçevesinde Türkiye’nin dört bir yanından hastaları ağırlıyor. Burada uygulanan doğal tedavi süreci sonucunda hastaların solunum kapasitesinde gözle görülür bir iyileşme sağlanıyor. Peki Türkiye’nin de cazibe merkezi haline gelmiş olan tuz mağarasının faydaları neler, gelin birlikte öğrenelim. 

KOAH VE ASTIM HASTALARINA DOĞAL ÇARE! 

Araştırmalara göre, mağarada belirli süre geçiren hastaların yüzde 50’sinde olumlu etkiler gözlemleniyor. Hem tarihi bir miras hem de sağlık kaynağı olan bu mağara, günümüzde de nefes almakta zorluk çekenlere umut ışığı olmaya devam ediyor. Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu liderliğinde yürütülen proje, Çankırı’daki Hititlerden miras kalan tarihi tuz mağarasını KOAH ve astım hastaları için şifa merkezine dönüştürüyor. Yerin 150 metre altında, doğal tuz mineralleriyle zenginleştirilmiş bu eşsiz atmosfer, hastalara adeta nefes aldırıyor. Dr. Haliloğlu, mağarada uygulanan tuz terapisi sayesinde hastaların yaklaşık yüzde 50 oranında iyileşme kaydettiğini ifade ediyor.

HASTALAR MAĞARAYA GİREREK SOLUNUM YOLLARINI GÜÇLENDİRİYOR 

Türkiye’nin dört bir yanından gelen hastalar, “Daha Güçlü Bir Nefes Projesi” kapsamında 15 günlük bir tedavi sürecine dahil oluyor. Mağarada günlük 4 ila 6 saat geçirerek solunum yollarını güçlendiren hastalar, terapinin sonunda gözle görülür bir iyileşme yaşıyor. Dr. Haliloğlu’na göre, sadece solunum değil, fiziksel kapasitede de önemli artışlar gözlemleniyor. Doğanın ve tarihin iç içe geçtiği bu ortam, sağlık yolunda büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.

”TEDAVİ BİTTİĞİNDE KOŞARAK ÇIKACAĞIMA İNANIYORUM”

Ahmet Saraçer, Çankırı’daki tuz mağarasında tedavi sürecinde nefes alışının gözle görülür şekilde rahatladığını belirterek, “Buraya ilk geldiğimde adım atmakta zorlanıyordum, nefes almak neredeyse imkansızdı. Şimdi ise ciğerlerimde hafiflik hissediyorum ve tedavi bittiğinde buradan koşarak çıkabileceğime inanıyorum,” sözleriyle mağaranın sağlığı üzerindeki etkisini vurguladı.

Konya’dan gelen Nevzat Doğruöz de, 30 yıldır KOAH’la mücadele eden bir hasta olarak mağarada geçirdiği sürenin nefesini nasıl rahatlattığını anlattı: “Buradaki tuzlu hava sayesinde rahatça nefes alabiliyorum. Burası gerçekten hastalar için eşsiz bir şifa kaynağı. Keşke herkes burayı bilse,” diyerek mağaranın sağlığına sunduğu katkıyı ifade etti.

ŞİFA VE TARİH İÇİÇE GEÇMİŞ DURUMDA 

Şifa ve tarihin iç içe geçtiği bu özel mekan, Çankırı’nın 20 kilometre dışında, benzersiz atmosferiyle ziyaretçilerini kendine çekiyor. Sağlık için bir merkez haline gelen mağara, aynı zamanda 18 bin metrekarelik geniş alanı, tarihi kalıntıları ve doğal tuzdan tahnit edilmiş hayvanlarıyla tarih meraklılarını da büyülüyor. Hititlerden bugüne uzanan bu 200 yıllık tuz mağarası, 2023 yılında düzenlenen tuz festivalleri sayesinde 1,5 milyon ziyaretçiye ev sahipliği yaparak turizme katkı sağlamaya devam ediyor. Hem kültürel hem de doğal bir hazine olan mağara, şifa arayanlar ve tarih severler için eşsiz bir durak oluşturuyor.

YÜZDE 50 ORANINDA İYİLEŞME GÖRÜLÜYOR

Hititler’den miras kalan bu şifa dolu tuz mağarası, yalnızca tarih tutkunlarını değil, solunum sorunları yaşayan hastaları da kendine çekiyor. Binlerce yıllık bu doğal tedavi merkezi, KOAH ve astım gibi solunum yolu hastalıklarında iyileşme sağlayan tuz terapisiyle umut oluyor. Bilimsel çalışmalarla desteklenen yüzde 50 oranındaki iyileşme oranı, mağaranın sağlık üzerindeki olumlu etkilerini kanıtlıyor. Türkiye’nin sağlık turizmine değerli bir katkı sunan bu benzersiz mağara, doğal şifa arayışı içinde olanların ilgisini her geçen gün daha fazla çekiyor.

TÜRKİYE’NİN YENİ CAZİBE MERKEZİ OLMUŞ DURUMDA

Çankırı Valiliği’nin destekleriyle yürütülen projeler, Hititlerden miras kalan tuz mağarasını yalnızca sağlık turizmiyle sınırlı kalmaktan çıkarıp kültür, sanat ve spor etkinlikleri için de çekim noktası haline getirmeyi amaçlıyor.

Yer altındaki bu etkileyici mekan, solunum sorunlarıyla mücadele edenler için doğal bir şifa merkezi olurken, aynı zamanda tarih ve doğa tutkunlarına da yepyeni bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. Sağlık turizminin yanında, zengin kültürel ve sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapacak olan bu mağara, her geçen gün artan bir ilgiyle Türkiye’nin yeni bir cazibe merkezi olma yolunda ilerliyor.