Hamilelikte düşük sebepleri: Korunmak için tavsiyeler

Hamilelik dönemleri bazen düşük gibi risk faktörlerini meydana getirebilir. Her hamile kalan kadının, bu durumu yaşamaması için, bu dönemlerde dikkat etmesi gereken bazı unsurlar vardır. Bu yazımızda düşükle ilgili merak edilen soruları cevapladık. Düşük yaşamamak için nelere dikkat edilmeli, belirtileri ve tedavisi nedir, bu durumdan nasıl korunur, öğrenmek için haberimizi okuyabilirsiniz. Düşük Nedir Neden Olur Düşük Riski Ne Zaman Geçer Kanamasız Düşük Olur mu?

DÜŞÜK NEDİR

Yumurtayı sperm döllediği zaman hamilelik meydana gelir ve döllenmiş yumurta döl yatağı ya da rahim içinde follapi tüpüne doğru ilerler.Bazı durumlarda döllenen yumurta (fetüs) normal doğum zamanına kadar yani 40 hafta boyunca hayatta kalamaz. Hamileliğin ilk 20’nci haftasında bu kayıp yaşanırsa, buna düşük denir. Birçok düşükler hamileliğin ilk 13’ncü haftasında meydana gelir. Düşük kanama, kramp, mide bulantısı ve pelvik ağrısı gibi belirtilerle anlaşılır.

DÜŞÜK BELİRTİLERİ NELERDİR

Düşük belirtileri, kanama, kramp ve sırt ağrısıdır. Kramp ya da diğer belirtiler yaşanılmadan, sadece sıvı gelebilir ya da kanama olabilir. Hamilelik döneminde vajinal kanama, düşük yapmanın ilk uyarı belirtisi olabilir.

Düşük belirtilerİ:

Şiddetli altkarın, pelvik ya da sırt ağrısı,
Kanama,
Kanama ya da hareketsiz kalacak kadar şiddetli kramp,
Kilo kaybı,
Beyazımsı, pembemsi balgam,
Vajinadan gelen pıhtılaşmış doku,
Eğer kadın düşük yaptıysa, mide bulantısı ya da göğüs şişmesi veya hassaslaşması gibi olaylar yani hamilelik belirtileri göstermez.

KANAMA OLMADAN DÜŞÜK YAPILIR MI

Malesef ki kanama ya da kramp olmadan düşük yapılabilir. Bazı kadınlar bir umutla doktorun ofisine gideceklerdir ve düşük yaptığını öğreneceklerdir. Bu durum, bazen herhangi bir belirti göstermez.

DÜŞÜK NEDEN OLUR

Bu durumun nedenleri temelde 2 kısma ayrılmaktadır. Birincisi genetiktir ya da biyolojik problemlerdir ve diğeri ise hamile kadının yaşama tarzı buna neden olmaktadır.

Düşük, uterüs duvarından plasentanın ve fetüsün ayrılmasıyla meydana gelmektedir. Düşüğün temel nedeni tam olarak bilinmemesine rağmen, ana nedenleri aşağıda verilmiştir:

Düşüğün en büyük nedeni; doğumdan sonra hayatta kalan ve normalde gelişen bir bebeği koruyacak olan embriyo içindeki yaşanan genetik problemler tarafından oluşmaktadır. Bu ölümcül genetik hatalar kesinlikle annenin genetik problemleriyle ilgili değildir. Kusurlu genin riski kadınların yaşlarıyla, özellikle 35 yaşından büyük olan kadınlarda, artmaktadır.
Hamileliğin dördüncü ile altıncı ayı boyunca oluşan düşükler, fetüsten ziyade daha çok annenin anormalliğiyle ilgilidir.
Şeker hastalığı, yüksek kan basıncı, böbrek yetmezliği, deri veremi ve işlevsiz veya aşırı çalışan tiroit gibi kronik hastalıklı bayanlarda daha çok düşük yaşanılmaktadır. Doğum öncesi bakım, bu gibi hastalıkları teşhis edilmesine yardımcı olduğundan önemlidir.
Kızamıkçık, sitomegalovirus (CMV), mikoplazma (zatürree) ve diğer olağandışı mikropları içeren akut enfeksiyonları da düşüğe neden olur.
Kadının normal olmayan ve hastalıklı iç organları da düşüğe neden olmaktadır. Örneğin; anormal döl yatağı, fibroid, rahim ağzının zayıf kas dokusu, anormal plasentanın büyümesi ve çeşitli yollarla hamile olmak.
Özellikle ilaçlar olmak üzere, alkol, tütün ve kokain içeren diğer faktörler düşük yapmanın nedenleri olabilir.

DÜŞÜĞÜN DİĞER RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR

Birçok faktörler düşük yapma riskini artırır. Buna çok çeşitli bilinen ve bilinmeyen faktörler neden olmaktadır. Bunlar:

35 yaş üstünde olmak,
Alkol tüketimi,
Düşük ya da yüksek vücut kitle indeksi,
Radyasyona ya da toksinlere maruz kalmak,
Ateş,
Folat asit eksikliği,
Önceki düşüklerinin nedenleri,
Önceden birden fazla hamile kalmak,
Sigara içmek,
Uterüsün anormal anatomisi,
Enfeksiyon,
Çevre ve yüksek radyasyon ya da toksik işçisi gibi tehlikeli iş sahalarında yer alan etkilere maruz kalmak,
Hormonal düzensizlikler,
Rahime düzgün yerleşmeyen döllenen yumurta,
Anne yaşı,
Anormal rahimler,
Rahim boyunun uygun büyüklükte açılmaması (Rahim boyu doğum esnasında doğum ya da acı belirtileri yaşanılmadan önce açılır ve genişler),
Alkol kullanmak ya da yasal olmayan ilaçlar kullanmak gibi bebeğe uygun olmayan yaşam tarzı unsurları,
Deri veremini, otoimmün hastalıklarını içeren bağışıklık sistemi rahatsızlıları,
Doğumsal kalp yetmezliği,
Sivilce için Accutane ilacı gibi belirli ilaçlar,
Beslenme bozukluğu.

DÜŞÜK NASIL TEŞHİS EDİLİR

Bir kadında düşük yapma riski varsa, ultrasonda bu durum araştırılabilir. Bu, ceninin kalp atışını duymamızı ve sağlıklı olup olmadığını öğrenmemizi sağlar. Ayrıca, düşük gibi benzer belirtileri olan ektopik rahatsızlığın olup olmadığını da ortaya çıkartır.

DÜŞÜĞÜN TEDAVİSİ NEDİR

Düşük başlamışsa, bunu durdurabilmenin hiçbir yolu yoktur. Uygulanan tedavi, yoğun kanama ve enfeksiyondan kaçınmayı amaçlamaktır.

Hamileliğin erken zamanlarında düşük meydana gelirse ve doktor muayenesiyle geriye bir tehlike olmadığını tespit ederse, birkaç gün boyunca doktor gözetiminde kalınabilir. Eğer doktor muaneyesiyle plasentanın bir kısmında ya da dokusunda kalıntı tespit ettiyse, o zaman kürtaj olarak bilinen bir prodesür uygulanacaktır. Bu uterüsün enfeksiyon kapmasını önlemek için kolayca o kalıntıyı ortadan kaldıracak tıbbi bir prodesürdür.

DÜŞÜKTEN SONRAKİ BELİRTİLER NEDİR

Lekelenme ve rahatsızlık düşükten sonra oluşan genel belirtilerdir. Yoğun kanama, ateş, üşüme ya da acı yaşarsanız, hemen doktorunuzla iletişime geçin. Bunlar enfeksiyon belirtileri olabilir.

DÜŞÜKTEN NASIL KORUNULUR

Hamilelik boyunca sağlıklı ve besin değeri yüksek gıdalar içeren bir diyet uygulamak çok önemlidir. Çok yağlı besinler yerine sağlıklı yemekler, sebzeler ve meyveler yemelisiniz. Doktorunuz hamilelik süresince zinde kalmanıza yardımcı olacak bir diyet listesi oluşturmanıza yardımcı olacaktır.
Sigara içen ve alkol tüketen kadınlar hamilelik döneminde ve hamilelik dışında bunlardan kaçınmalıdırlar. Hatta kafein alımını sınırlandırmalıdırlar ve yerine bolca su tüketmelidirler.
Doğum öncesi bir diğer önemli önlem ise aşırı egzersiz ya da fiziksel aktivitiler yapmamaktır. Ancak, hafif tempolu egzersizler örneğin her gün yürümek gibi tercih edilmelidir ve ayrıca bu bebeğin sağlığı ve kendi sağlığınız için de yararlıdır.
Hamilelik döneminde herhangi anormal bir durum yaşanırsa, hemen diğer sorunlardan korunmak adına doktorunuza başvurmalısınız.