İmam Hatipliler için söylediği sözler nedeniyle 3 yıla kadar yargılanan şarkıcı Gülşen’in ilk davası bugün görüldü. Davada Gülşen’in yurt dışı yasağının devamına karar verildi ve şarkıcının savunması deşifre oldu.
Şarkıcı Gülşen Çolakoğlu, bir konserinde İmam Hatiplilere yönelik sarf ettiği sözler nedeniyle 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Şarkıcı, ilk duruşması bugün yapılan mahkemeye avukatları Emek Emre, Celal Ülgen ve Altın Mimir ile birlikte girdi. Gülşen için adliye koridorlarına engelleyici set koyularak tedbir alındı.
Gülşen’i kimse göremeden şarkıcı mahkeme salonuna girdi. Avukat Celal Ülgen, Gülşen hakkında suç duyurusunda bulunup şikayet eden 130 kişinin şikayet dilekçelerini geri aldıklarını açıkladı. Bazı kişiler ise Gülşen Çolakoğlu’nun özrünü kabul ettiklerini ve bu nedenle şikayet dilekçelerinden vazgeçtiklerini açıklamak üzere mahkeme salonundaydı.
Gülşen’in hakkında açılan ilk dava 11:30 saatlerinde tamamlandı. İkinci duruşmaya kadar şarkıcının adli kontrol şartı kaldırıldı. Bununla birlikte yurt dışı yasağı devam ediyor.
11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Gülşen şunları söyledi;
”Suçsuzum… Yargılama sonunda beraat edeceğime inanıyorum. Bütün konu sahne içinde bir arkadaşımla şakalaşmamdan ibarettir. Sahnedeyken dinleyicilerimin arasına karışmak istedim. Kalabalıkta bu mümkün olmayacağı için sahnedeki arkadaşlarımdan birinden beni seyircilerin arasına taşımasını rica ettim. Sahnedeki başka bir arkadaşım, aramızdaki şakalaşma sebebiyle, “Seni İmam taşısın” dedi. ‘İmam’ da aramızda bu lakapla anılan Miraç’tır. Bu lakabın benim bildiğim özel bir anlamı yok. Böyle tanıdım. Sahne şovlarında da sıklıkla şakalaştığım bir arkadaşımdı.
‘Seni İmam taşısın’ sözü üzerine bu lakabın kelime olarak zihnimde kalıp olmasından ötürü, plansız ve hesapsız bir şakayla yanıt verdim. Sadece bir kişiye karşı, heyecanın getirdiği refleksle söylenmiş bir şey. İki kişi arasında geçmiş bir diyalog. Hatta şakamın sonu da “Kendisi” diye bitmektedir.
Söylerken ne bir üçüncü şahıs ne de bir kesimi hedefledim. Diyalog o kadardı ve orada sonlandı. Seyirciye dönüp söylemedim, tekrarlamadım, alkışlatmadım. Dolayısıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek bir davranış sergilemedim. Niyetim ve amacım hiçbir zaman bu olmadı, olamaz da…
Üzerime atılı suçu işlemedim kabul etmiyorum. Sadece iki kişi arasında geçen bu söylem hedefe oturtuldu. Değerlerini rencide etmiş olabileceğim herkesten bütün samimiyetimle özrümü diledim.
Defalarca kadınlığım, bedenim, anneliğim ve giyim kuşamım üzerinden sözel olarak saldırıya uğradım, hedef gösterildim. Paylaşılması manipülatif ve manidardır. Konser nisanda, videonun yayılması ise 24 Ağustos’ta…
Videonun yayılması, gözaltına alınmam ve cezaevine girmem sadece bir gün sürdü. Manevi olarak çok orantısız bedellere maruz kaldım. 5 gün cezaevinde, 15 gün evde olmak üzere toplam 20 gün hapis cezası aldım. Asıl tutsaklığım çocuğuma kavuşamamam. Oğlum, İspanya’da eğitim görüyor. O benden mahrum, ben de ondan mahrumum.
Eşimin işleri nedeniyle ben ondan, o benden mahrumdur. 50 kadar konser iptal oldu. Bunların tazminleri gerekiyordu ve ödendi. Sahnede ve arkasında kalan arkadaşlarımın da mağduriyetlerini karşıladım. Yurt dışı yasağı nedeniyle oradaki konserlerime gidemiyorum. Yeni konserler planlayamıyorum. Bu mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Bunu ailem, iş arkadaşlarım için de istiyorum.”
Gülşen, savunmasına şu şekilde devam etti ”İki kişi arasında geçen bu diyalog nedense hedefe oturtuldu. Değerlerini incitmiş olabileceğim herkesten özür de diledim. Mesleki kimliğim ve duruşumun bir bedeli olarak mağdurum. Kadınlığım, bedenim, eşliliğim, anneliğim üzerinden defalarca sözel olarak linç ve istismara uğradım hatta hedef gösterildim ama yine de duygu ve düşüncemi yeri geldiğinde ifade eden biriyim. Sahnedeki şaka, toplumsal duyarlılığımın bir uzantısı tezahürü değildi. Sadece iki kişi arasındaki şakaydı. Açıklama demeç bildirme amacı yoktu ama nedense öyleymiş gibi bir yere çekildi. Ayrıca zamanlaması ve yayılması bana göre manidar ve manipülatiftir. Konser 30 Nisan, videonun yayılma tarihi ise 24 Ağustos’tur. Arada 4 ay vardır.”