Acı Hayat, Adanalı ve Huzur Sokağı dizileri ile ünlenen Selin Demiratar’ın biyografisi çok merak ediliyor. Selin Atar kimdir? Kaç yaşında? Eşi kimdir?
Selin Demiratar 20 Mart 1983 doğumlu Türk dizi ve film oyuncusudur. Oyunculuk kariyerine 2000 yılında ‘Bana Babamı Anlat’ dizisiyle başlamıştır. Demiratar 1999 yılı Miss Globe Türkiye birincisi ve Dünya üçüncüsüdür. 2020 tarihinde iş insanı Mehmet Ali Çebi ile hayatını birleştirmiştir.
Adı: Selin Demiratar
Doğum Tarihi: 20 Mart 1983
Doğum Yeri: Erzincan
Boyu: 1.74
Kilosu: 59
Burcu: Balık
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Koyu kestane
Medeni Durumu:Evli
Annesi: Selma Demiratar
Babası: Salim Demiratar
Eşi: Mehmet Ali Çebi
Instagram hesabı: @slndmrtr
Selin Demiratar, 20 Mart 1983’te Erzincan’da dünyaya gelmiştir. Demiratar, babasının mesleği sebebiyle farklı şehirlerde yaşamıştır. Oyunculuk kariyerine 2000 yılında “Bana Babamı Anlat” dizisiyle başlayan yetenekli oyuncu Acı Hayat dizisi ile milyonlarca kişi tarafından tanındı.
Lisans eğitimini Mimar Sinan Üniversitesi’nde tamamlayan Demiratar, 1999 yılında katılmış olduğu Miss Globe yarışmasında Türkiye birincisi ve Dünya üçüncüsü olmuştur.
Lise mezuniyeti ardından oyunculuk düşünen Demiratar,İstanbul’a taşınmış ve burada yaşamaya başlamıştır. Selin Demiratar geçmişi hakkında şu bilgileri veriyor: “Çok çalışkan bir çocuktum ama aynı zamanda çok da yaramazdım. Hiperaktiftim. Dizlerim hep yaralıydı. Babam beni sokaklardan toplardı. Babamın mesleğinden dolayı çocukluğum Ankara, Adana ve Antalya’da geçti. Hayatımın her döneminde çok arkadaşım oldu. Şu anda da çok yakın bir sürü arkadaşım var. Çok farklı tarzlarda arkadaşlarım var, hepsiyle de ayrı eğleniyorum.”
Selin Demiratar Mehmet Ali Çebi ile evlidir. Çebi, Mövenpick ve Le Meridien Etiler’in sahibi tanınan bir iş adamıdır. Mehmet Ali Çebi aynı zamanda Trabzonlu iş adamı ve Mak-Yol İnşaat’ın sahibi olan Adnan Çebi’nin kardeşidir. Mehmet Ali Çebi’nin önceki evliliğinden iki çocuğu olduğu bilinmektedir. Mehmet Ali Çebi, Selin Demiratar’dan on yaş büyüktür.
Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
Babam asker olduğu için sık sık farklı şehirlere taşınıyorduk ve Ankara’dan Antalya’ya taşındığımızda sırf oyalanacak bir şeyim olsun, canım sıkılmasın diye belediyenin tiyatrosuna yazılmıştım. O gün, farkında olmadan beni oyunculukta bulunduğum yere getiren, hayatımın yörüngesini bu yöne çeviren bir gündü. Oyunculuk çocukluk hayalim değildi fakat 1999’da güzellik yarışması için Antalya’dan İstanbul’a geldiğimde oyuncu olmak istediğimi fark ettim. Antalya’da belediyenin açmış olduğu tiyatro okuluna gittim. Okuldayken, oyunculuğun ne kadar heyecan verici bir serüven olduğunu fark ettiğimde, ‘Bu yolculuk tam bana göre’ diye düşündüm.
Hayalinizde olan, oynamak istediğiniz bir rol var mı?
Sağır ve dilsizi oynamak istiyorum. Üzerinde çalışılması gereken bir rol. Onların iç dünyalarına girmek, sessiz çığlıklarını nasıl dışa vurduklarını öğrenmek isterim. Bu benim hep merak ettiğim bir konudur. İyi bir senaryoda böyle bir karakteri oynarsam, bana çok şey öğreteceğini ve beni heyecanlandıracağını düşünüyorum.
Aşk hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aşk için söylenen birçok söz, yazılan kitaplar, çekilen filmler var. Ancak ben bunca şeyin üzerine aşk hakkında pek bir şey söylemek istemiyorum. Çünkü yaşanan şey aşksa, çok da cümlelere dökülüveren bir şeymiş gibi gelmiyor. Yaşanıyor… Ama aşk hastalığına hiç yakalanmadım.