Hazreti Muhammed aleyhisselamın faziletleri neler? Peygamber Efendimizin üstünlüklerinden bazıları…

7 Ekim 2022
0 Yorum
hazreti muhammed aleyhisselamin faziletleri neler peygamber efendimizin ustunluklerinden bazilari

Allahü teâlânın yarattığı varlıkların en şereflisi, Peygamberlerin en üstünü ve sonuncusu Muhammed Aleyhisselam, Allahü tealanın resulü ve son peygamberidir. Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselâmın ismini kendi isminin yanına koymuş ve Ona, Habîbim buyurmuştur. Bu, üstünlüklerin en üstünüdür… Peki, Hazreti Muhammed aleyhisselamın faziletleri (üstünlükleri) neler?

Yaratılmışların en şereflisi, en kıymetlisi olan ve bir hadis-i kudside; “Sen olmasaydın, alemleri yaratmazdım” buyurduğu Muhammed Mustafa (sallâllâhü aleyhi ve sellem) efendimiz canlılar içinde ilk olarak yaratılmışdır. Yaratılanların en üstünü Muahmmed aleyhisselamın üstünlükleri neler? Muhammed aleyhisselamın üstünlüklerinden 82 adedini sizler için derledik.

MUHAMMED ALEYHÎSSELÂMIN FAZÎLETLERİ

Resûl-i Ekrem efendimizin faziletlerini bildiren yüzlerce kitap vardır. Fazilet, üstünlük demektir. Muhammed aleyhisselamın üstünlüklerinden, faziletlerinden bazıları şöyle:

  • Tüm mahlûklar içinde ilk olarak Hazreti Muhammed aleyhisselâmın ruhu yaratıldı.
  • Allahü Teâlâ, Peygamer Efendimizin ismini Arşa, Cennetlere ve yedi kat göklere yazdı.
  • Hindistânda yetişen bir gülün yapraklarında (Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah) yazılıdır.
  • Basra şehrine yakın bir nehirde tutulan balığın sağ tarafında Allah, sol tarafında Muhammed yazılı görülmüştür. Bunlara benzeyen vak’alar çoktur.
  • Peygamber Efendimiz Muhammed aleyhisselâmının mübarek ismini söylemekten başka vazifesi olmayan melekler vardır.
  • Meleklerin hazret-i Âdeme karşı secde etmeleri için emir olunması, alnında Muhammed aleyhisselâmın nûru bulunduğu için idi.
  • Adem aleyhisselâm zamanında okunan ezanda, Muhammed Mustafa (sallâllâhü aleyhi ve sellem) ismi de söylenirdi.
  • Allahü teâlâ bütün Peygamberlere emir etti ki, Muhammed aleyhisselâm sizin zamanınızda Peygamber olursa, ona imân etmeleri için ümmetlerinize de emrediniz!
  • Tevratta, İncilde ve Zeburda Peygamber Efendimizin ve dört halifesinin ve eshabından ve ümmetinden bazılarının isimleri bildirilmiş ve medh olunmuşlardır. Allahü teâlâ, kendinin Mahmûd isminden Muhammed kelimesini çıkararak Habîbine isim koymuş ve kendi isimlerinden Raûf ve Rahîm isimlerini Habîbine de vermiştir.
  • Dünyayı şereflendirdiğinde melekler tarafından sünnet edildi.

#haber#

hazretimuhammed 5

  • Dünyaya teşrif edeceği zaman, çok büyük alâmetler görülmüştür. Tarih ve mevlid kitaplarında yazılıdır.
  • İki cihan serveri dünyaya geldiğinde şeytanlar göke çıkamaz, meleklerden haber çalamaz oldular.
  • Efendimiz aleyhisselam doğduğunda, yeryüzündeki bütün putlar ve tapınılan heykeller yüzüstü devrildiler.
  • Peygamberimizin beşiğini melekler sallardı.
  • Efendimiz beşikteyken gökdeki ay ile konuşurdu. Mübârek parmağı ile işaret ettiği tarafa meyl ederdi.
  • Çocukluğunda, açıklarda gezerken, mübarek başının hizasında bir bulut da birlikte hareket ederek gölge yapardı. Bu hâl, Peygamberliği başlayıncaya kadar devam etti.
  • Mübarek efendimiz üç yaşında iken ve kırk yaşında Peygamberliği bildirildiği vakit ve 52 yaşında mi’râca götürülürken, melekler göğsünü yardı. Melekler cennetten getirdikleri leğen içinde Cennet suyu ile kalbini yıkadılar.
  • Peygamberlerin sağ eli üstünde nübüvvet mührü bulunurdu. Muhammed aleyhisselâmın nübüvvet nuru ise, sol kürekteki deri üzerinde kalbi hizasındaydı. Cebrâil aleyhisselâm kalbini yıkayıp, göğsünü kapadığı zaman Cennetten getirdiği mühür ile sırtını mühürlemişti.
  • Muahammed aleyhissellam önünden gördüğü gibi, arkasından da görürdü.
  • Aydınlıkta gördüğü gibi, karanlıkta da görürdü.
  • Mübarek tükürüğü acı suları tatlı yapar, hastalara şifâ verir, bebeklere süt gibi gıda oldu.
  • Mübarek gözleri uyurken, kalbi uyanık olurdu. Bütün Peygamberler de böyleydi.
  • Ömründe hiç esnemedi. Bütün Peygamberler de böyleydi.
  • Mübarek teri gül gibi mis kokardı. Bir fakir kimse, kızını evlendirirken, kendisinden yardım istemişti. O ânda verecek şeyi yoktu. Küçük bir şişeye terinden koyup verdi. O kız, yüzüne, başına sürünce, evi misk gibi kokardı. Evi (güzel kokulu ev) adı ile meşhûr oldu.

hazretimuhammed 6

  • Peygamber Efendimiz orta boylu idi. Orta boylu olduğu halde, uzun kimselerin yanında onlardan yüksek görünürdü.
  • Güneş ve ay ışığında yürüyünce, mübarek gölgesi yere düşmezdi.
  • Mübarek bedenine ve elbisesine sinek, sivrisinek ve başka böcekler konmazdı.
  • Muhammed aleyhisselam çamaşırlarını ne kadar çok giyse de, hiç kirlenmezlerdi.
  • İki cihan güneşi her yürüdüğünde, arkasından melekler de gelirdi. Bunun için, Eshâbını önden yürütür, arkamı meleklere bırakın derdi.
  • Taş üstüne basınca, taşta ayağının izi kalır, kum üstünde giderken hiç iz bırakmazdı. Açıkta abdest bozduğu zaman, yer yarılıp bevl ve benzerleri toprak içinde kalırdı. Oradan etrafa güzel kokular yayılırdı. Bütün Peygamberler de böyle idi.
  • Hacamat kanından içenler oldu. Bunu işitince, (Cehennem ateşi onu yakmaz) buyurdu.
  • Peygamber Efendimizin büyük mücizelerinden biri de, mi’râca götürülmesidir. Burak denilen Cennet hayvanı ile Mekke’den Kudüse götürüldü. Oradan göklere ve Arşa götürüldü, kendisine acaip şeyler gösterildi. Allahü teâlâyı baş gözü ile gördü ve bir ânda tekrar evine getirildi. Mi’râc mu’cizesi başka hiçbir Peygambere yerilmedi.
  • İnsanlar ve melekler içinde en çok ilim Muhammed aleyhisselama verildi. Ümmî olduğu halde, yani kimseden bir şey öğrenmemiş iken, Allahü teâlâ ona her şeyi bildirmiştir. Âdem aleyhisselâma her şeyin ismi bildirildiği gibi, Ona her şeyin ismi ve ilmi bildirilmiştir.
  • Ümmetinin isimleri, cisimleri ve aralarında olacak şeylerin hepsi kendisine bildirildi.
  • Muhammed aleyhisselamın mübarek aklı, bütün insanların aklından daha çoktur.
  • İnsanlarda bulunabilecek bütün iyi huyların hepsi ona ihsan olundu. Büyük şair Ömer İbnil Fârıda (Resûlullahı niçin medh etmedin) dediklerinde, Onu medh etmeğe gücüm yetmeyeceğini anladım. Onu medhedecek kelime bulamadım demiştir.
  • Kelime-i şehâdette, ezanda, ikâmetde, namazdaki teşehhüdde, birçok duâlarda, bazı ibâdetlerde ve hutbelerde, nasihat yapmakta, sıkıntılı zamanlarda, kabirde, mahşerde, Cennette ve her mahlûkun lisanında Allahü teâlâ, Onun ismini kendi isminin yanına koymuştur.
  • Üstünlüklerinin en üstünü, Habîbullah olmasıdır. Allahü teâlâ, Onu kendisine sevgili, dost yapmıştır. Onu herkesden, her melekten daha çok sevmiştir, (İbrâhimi Halil yaptım ise, seni kendime Habîb yapdım) buyurmuştur.
  • (Sana, râzı oluncaya kadar, yeter deyinceye kadar) her dilediğini (vereceğim) âyeti, Allahü teâlânın Peygamberine bütün ilimleri, bütün üstünlükleri ahkâm-ı İslâmiyyeyi, düşmanlarına karşı yardım ve galebe ve ümmetine fetihler, zaferler ve kıyâmette her türlü şefaat ve tecelliler ihsan edeceğini vaad etmektedir. Bu âyet geldiği zaman, Cebrâil aleyhiselâma bakarak, (Ümmetimden birinin Cehennemde kalmasına râzı olmam) buyurdu.
  • Gece, gündüz, uyanık iken, uykuda iken, yalnız iken, çoklukta iken, yolculukta iken, evde iken, harbde iken, gülerken, ağlarken, mübârek kalbi hep Allahü teâlâ ile idi. Dünyadaki vazifelerini yapabilmek için zevcesi Hz. Âişe’nin yanına gelip, (Ey Âişe! Biraz benimle konuş da kendime geleyim) der, ondan sonra Eshâbına nasihat ve irşâd etmeğe giderdi. Sabah namazının sünnetini evinde kılıp, Hz. Âişe ile bir miktar konuştuktan sonra, Eshâbına farzı kıldırmak için mescide giderdi. Bu hâl hasâis-i peygamberidir. Hz. Aişe ile konuşmadan dışarı çıksa idi, ilâhi tecellilerden ve nûrlardan dolayı, yüzüne kimse bakamazdı.
  • Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, her Peygamberi ismi ile bildirmiştir. Peygambed Efendimizi ise, ey Resûlüm, ey Peygamberim diyerek bildirmiştir.
  • Gayet açık, kolay anlaşılır olarak konuşurdu. Arabî lisanının her lehçesi ile konuşurdu. Çeşitli yerlerden gelip soranlara onların lügati ile cevâb verirdi. İşitenler hayran olurlardı. “Allah beni çok güzel yetiştirdi” buyurdu.
  • Peygamber Efendimiz Muhammed aleyhisselam az kelimelerle çok şey anlatırdı. Yüz binden ziyâde hâdis-i şerîfi, Onun (Cevâmi-ul kelim) olduğunu göstermektedir. Bazı âlimler dediler ki, Muhammed aleyhisselâm, İslâm, dininin dört temelini, dört hadîsle bildirmiştir. (Ameller niyyete göre değerlendirilir) ve (Halâl meydandadır, harâm meydandadır.) ve (Davacının şâhid göstermesi ve dâvâlının yemin etmesi lâzımdır) ve (Bir kimse, kendine istediğini, din kardeşi için de istemedikçe, imânı kâmil olmaz). Bu dört hadîsten birincisi, ibâdet bilgilerinin, ikincisi, muamelât bilgilerinin, üçüncüsü, husûmât, yâni adalet işlerinin ve siyâset bilgilerinin, dördüncüsü de, âdâb ve ahlâk bilgilerinin temelidir.
  • Muhammed aleyhisselâm ma’sum idi. Bilerek ve bilmeyerek büyük ve küçük, kırk yadından evvel ve sonra, hiçbir günâh işlememiştir. Çirkin hiçbir hareketi görülmemiştir.
  • Müslümanların namazda otururken (Esselâmû aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi) okuyarak, Muhammed aleyhisselâma selâm vermeleri emr olundu. Namazda başka bir Peygambere ve meleklere karşı söylemek câiz olmadı.
  • Rütbeyi, saltanatı istememiş, Peygamberliği, fakirliği dilemiştir. Bir sabah Cebrâil aleyhisselâm ile konuşurken bu gece evimizde yiyecek bir lokmamız yoktu buyurdu. O ânda, İsrâfil aleyhisselâm gelip (Allahü teâlâ söylediğini işitti ve beni gönderdi. İstersen her elini sürdüğün taş altın olsun, gümüş olsun, zümrüt olsun. İstersen melik olarak Peygamberlik yap) dedi. Resûlullah üç kere (Kul olarak Peygamberlik istiyorum) dedi.
  • Başka Peygamberler belli bir zamanda, belli bir memlekette Peygamberlik yaptı. Muhammed aleyhisselâm ise, yer yüzündeki bütün insanlara ve cinne kıyâmete kadar Peygamber olarak gönderilmiştir. Meleklerin de, hayvanların da, nebatların da, cansızların da, kısaca bütün mahlûkların Peygamberi olduğunu bildiren âlimler de vardır.
  • Bütün varlıklara rahmeti, faydası yayılmıştır. Mü’minlere faydası meydandadır. Başka Peygamberlerin zamanındaki kâfirlere, dünyâda azaplar yapılır, yok edilirlerdi. Ona imân etmeyenlere dünyâda âzâp yapılmadı. Bir gün Cebrâil aleyhisselâma (Allahü teâlâ, benim âlemlere rahmet olduğumu bildirdi. Benim rahmetimden sana da nasib oldu mu?) dedi. Cebrâil de (Allah’ın büyüklüğü, dehşeti karşısında sonumun nasıl olacağından korku içindeyim. Sana, emin olduğumu bildiren âyeti getirince, bu müthiş korkudan kurtuldum. Bundan büyük rahmet olur mu?) dedi.
  • Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselâmın râzı olmasını istemiştir.

hazretimuhammed 4

  • Başka Peygamberler, kâfirlerin iftiralarına kendileri cevap vermiştir. Muhammed aleyhisselâma yapılan iftiralara ise, Allahü teâlâ cevap vererek, Onun müdafaasını yapmıştır.
  • Muhammed aleyhisselâmın ümmetinin sayısı, başka peygamberlerin ümmetlerinin sayıları toplamından daha çoktur. Onlardan daha üstün ve daha şereflidirler. Cennete gideceklerin üçte ikisinin bu ümmetten olacağı, hadîs-i şerîflerde bildirilmiştir.
  • (Ümmetimin dalâlet üzerinde bileşmemelerini Rabbimden diledim. Kabul eyledi) hadîsi meşhûrdur.
  • Muhammed aleyhisselama verilecek sevablar, diğer Peygamberlere verilecek sevablardan kat kat ziyadedir.
  • Kendisini ismi ile çağırmak, yanında yüksek sesle konuşmak, uzaktan kendisine seslenmek, yolda önüne geçmek harâm edilmiştir. Başka Peygamberlerin ümmetleri, kendilerini isimleri ile çağırırlardı.
  • İsrâfil aleyhisselâm da resulullaha çok kez gelmiştir. Başka Peygamberlere yalnız Cebrâil aleyhisselâm gelmiştir.
  • Resulullah Cebrâil aleyhisselâmı melek şeklinde iki kere görmüş, başka hiçbir Peygambere melek şeklinde görünmemiştir.
  • Kendisine Cebrâil aleyhisselâm yirmi dört bin kerre gelmiştir. Başka Peygamberlerden en çok olarak Mûsâ aleyhisselâma, dört yüz kez gelmiştir.
  • Allahü teâlâya Muhammed aleyhisselâm ile and vermek câiz olup, başka Peygamberlerle ve meleklerle câiz değildir.
  • Muhammed aleyhisselâmdan sonra, zevcelerini başkalarının nikâhla almaları harâm edilmiş, bu bakımdan mü’minlerin anneleri oldukları bildirilmiştir.
  • Başka Peygamberlerin zevceleri kendilerine ya zararlı olmuş veya fâidesiz olmuşlardır. Muhammed aleyhisselâmın zevceleri ise, dünyâ ve âhiret işlerinde, kendisine yardımcı olmuşlar, fakirliğe sabretmişler, şükür etmişler ve İslâmiyeti yaymakta çok hizmet etmişlerdir.
  • Resûlullahın kızları, zevceleri, dünyâ kadınlarının en üstünleridir. Eshâbının hepsi de, Peygamberlerden başka, bütün insanların en üstünleridir. Şehirleri olan Mekke-i mükerreme ve sonra Medine-i münevvere, yer yüzünün en kıymetli yerleridir. Mescid-i şerîfinde kılınan bir rekât namaza, bin rekât sevabı yazılır. Başka ibâdetler için de böyledir. Kabri ile minber arası, Cennet bahçesi gibi kıymetlidir. “Öldükten sonra beni ziyâret eden, diri iken etmiş gibidir. Haremeynden birinde ölen bir mü’min, kıyâmet günü emin olarak diriltilir” buyurdu. Mekke ve Medine şehirlerine (Haremeyn) denir.
  • Nesep ve sebep bakımından, yani kan ve nikâh bakımından olan akrabalığın kıyâmetde faydası yoktur. Resûlullahın akrabası bundan müstesnâdır.
  • Herkesin soyu oğlundan ürer. Resulu Ekremin soyu ise, kızı Fâtıma’dandır.
  • Onun ismini taşıyan mü’minler Cehenneme girmeyecektir.
  • Muhammed aleyhisselamın her sözü, her işi doğrudur, her ictihâdı, Allahü teâlâ tarafından doğrulanır.
  • Onu sevmek herkese farzdır. “Allahı seven, beni sever” buyurmuştur. Onu sevmenin alâmeti, dinine, yoluna, sünnetine ve ahlâkına uymakdır. Kur’ân-ı kerîmde “Bana uyarsanız, Allah sizi sever” demesi emir olundu.
  • Resulullah efendimizin ehl-i beytini sevmek vaciptir. “Ehl-i beytime düşmanlık eden münafıktır” buyurmuştur. Ehl-i beyt, zekât alması harâm olan akrabasıdır. Bunlar, zevceleri ve dedesi Hâşimin soyundan olan mü’minlerdir ki, Alinin, Ukaylin, Cafer Tayyarın ve Abbâsın soyundan olanlardır.
  • Eshâbının hepsini sevmek vâcibdir. “Benden sonra Eshâbıma düşmanlık etmeyiniz! Onları sevmek, beni sevmektir. Onlara düşman olmak, bana düşman olmaktır. Onları inciten, beni incitmiş olur. Beni inciten de, Allahı incitir. Allahü teâlâ, kendisini incitene azap yapar” buyurdu.
  • Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselâma, gökde iki ve yerde iki yardımcı yaratmıştır. Bunlar; gökde Cebrâil (aleyhisselâm), Mikâil (aleyhisselâm) ve yerde ise Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’dir.
  • Her insanın cinden bir arkadaşı vardır. Bu şeytan kâfirdir, insanı aldatarak, vesvese vererek, imânını almağa, günah yaptırmağa çalışır, Resûl aleyhisselâm, kendi arkadaşı olan cinniyi imâna getirmiştir.
  • Erkek, kadın, büyük yaşta vefât eden herkese kabrinde Muhammed aleyhisselâm sorulacaktır. Rabbin kimdir denildiği gibi, Peygamberin kimdir de denilecektir.
  • Hazreti Muhammed aleyhisselamın hadîs-i şerîflerini okumak ibâdettir. Okuyana sevab verilir.
  • Azrail aleyhisselam iki cihan güneşinin mübarek ruhunu almak için insan şeklinde geldi ve içeriye girmek için izin istedi.
  • Kabrinin içindeki toprak, her yerden ve Kâ’beden (ve Cennetlerden) daha efdaldir.
  • Kabirde, bilmediğimiz bir hayatla diridir. Resulu EkremKabirde Kur’ân-ı kerîm okur, namaz kılar. Bütün Peygamberler de böyledir.
  • Dünyanın her yerinde Muhammed aleyhisselama salevât okuyan müslümanların selâmlarını işiten melekler, kabrine gelip haber verirler. Kabrini her gün binlerce melek ziyâret eder.
  • Ümmetinin amelleri ve ibâdetleri her sabah ve akşam kendisine gösterilir. Bunları yapanları da görür, günah işleyenlerin af olması için duâ eder.
  • Muhammed aleyhisselamın mübarek kabri şerifini ziyâret etmek, kadınlara da müstehabdır. Başka kabirleri ise, yalnız tenhâ zamanlarda ziyâret etmeleri câizdir.
  • Allhü teala, diri iken olduğu gibi vefâtından sonra da, dünyânın her yerinde, her zaman Ona tevessül edenlerin, yani Onun hatırı ve hürmeti için istiyenlerin duâsını kabul buyurur.
  • Kıyâmet günü kabirden ilk olarak Resûlullah efendimiz kalkacaktır. Üzerinde Cennet elbisesi bulunacaktır. Burak üzerinde mahşer (toplantı) yerine gidecektir. Elinde (Livaülhamd) denilen bayrak olacak ve büyün Peygamberler, bütün insanlar bu bayrağın altında duracaktır. Hepsi, bin sene beklemekten, çok sıkılacaklardır. Önce Âdem, sonra Nuh, sonra İbrâhim ve Mûsâ ve İsâ Peygamberlere gidip, hesaba başlanması için şefaat etmelerini dileyeceklerdir. Her biri, birer özür bildirerek, Allahtan utandıklarını, korktuklarını söyleyecekler, şefaat etmeyeceklerdir. Sonra, Resûlullaha gelip yalvaracaklardır. Secde edip, duâ edecek ve şefaati kabul olacaktır. Önce, Onun ümmetinin hesabı görülecek, en önce sırattan geçecekler ve Cennete gireceklerdir. Her gittiği yeri nûrlandıracaklardır. Hz. Fâtıma sıratdan geçerken (Herkes gözlerini kapasın! Muhammed aleyhisselâmın kızı geliyor) denecektir.
  • Muhammed aleyhisselam altı yerde şefaat yapacaktır. Birincisi (Makâm-ı Mahmûd) denilen şefâati ile, bütün insanları mahşerde beklemek azabından kurtaracaktır: İkincisi, şefâati, çok kimseyi Cennete sokacaktır. Üçüncüsü, âzâp çekmesi lâzım olanları azaptan kurtaracaktır. Dördüncüsü, günahı çok olan mü’minleri, Cehennemden çıkaracaktır. Beşincisi, sevabı ve günâhı müsavi olup, (Araf) denilen yerde bekliyenlerin Cennete gitmelerine şefâat edecektir. Altıncısı, Cennette olanların derecelerinin yükselmesine şefâat edecektir.
  • Resulu Ekremin cennette bulunduğu makamın ismi (Vesile) dir. Burası Cennetin en yüksek derecesi olup cennette bulunan herkese birer dal yetişecek olan (sidretülmüntehâ) ağacın kökü oradadır. Cennettekilere her nîmet, bu dallardan gelecektir.