Hiperglisemi, basitçe “kanda yüksek şeker seviyesi” anlamına gelse de, vücudun temel enerji kaynağı olan glikozun dengeli kullanılamadığını ve düzenlenemediğini gösteren önemli bir işaret. “Hiperglisemi nedir, neden olur?” sorusuna verilecek yanıt, başta insülin yetersizliği veya etkisizliğiyle ilişkilidir. Bu durum sıklıkla diyabet hastalarında gözlense de, geçici veya “stres kaynaklı” hiperglisemi atakları da mümün.
Hiperglisemi, genellikle diyabet (tip 1 veya tip 2) hastalığıyla doğrudan ilişkilendirilir. Özellikle diyabet yönetiminde insülinin yetersiz kalması ya da hücrelerin insüline direnç geliştirmesiyle kandaki şeker düzeyi yükselir. Kişi, diyabet tanısı olmaksızın da yüksek kan şekeri seviyesine sahip olabilir; ancak bu durumda teşhis edilmemiş bir diyabet veya pre-diyabet evresinden söz edilebilir. Ayrıca, şiddetli stres altında vücut hormonları (kortizol gibi) artarak geçici olarak kan şekerini yükseltebilir.
“Hiperglisemi hangi hastalık için önemli bir belirtidir?” sorusunun cevabına baktığımızda, en belirgin olarak diyabet (özellikle tip 2) öne çıkarken, pankreasta insülin salınımını bozan başka hastalıklar, endokrin bozukluklar ve bazı nadir sendromlar da hiperglisemiye yol açabilir. Bu nedenle kan şekeri düzenli ölçümlerinin özellikle aile öyküsünde diyabet bulunanlar, obezite veya ileri yaş gibi risk faktörlerine sahip kişilerde büyük önem taşıdığını hatırlamak gerekir.
Hipergliseminin tipik belirtisi, kan şekerinin 200 mg/dL ve üzerinde seyretmesidir; ancak bazen 180 mg/dL üzeri değerler de tehlike sinyali olarak kabul edilebilir. Kan şekeri yükseldiğinde vücutta şu yakınmalar ortaya çıkabilir:
• Sık İdrara Çıkma ve Sık Susama: Vücut, fazla şekeri idrarla atmaya çalışır; bu da sık idrara çıkma ve buna bağlı olarak artan susuzluk hissine neden olur.
• Ağız Kuruluğu ve Sürekli Su İçme İsteği: Kan şekeri yükseldiğinde ağız kuruluğu hissi artar.
• Yorgunluk ve Halsizlik: Hücrelere enerji girişi bozulduğu için kişi kendini bitkin hissedebilir.
• Bulanık Görme ve Baş Ağrısı: Özellikle kanda şekerin çok yükseldiği anlarda görme bulanıklığı oluşabilir.
• Ciltte Kuruluk, Özellikle Ellerde ve Ayaklarda Uyuşma veya Karıncalanma: Kan dolaşımındaki şeker fazlalığı sinir işlevlerini de etkileyerek uzun dönemde uyuşma ve karıncalanma yaratabilir.
Hipergliseminin sürekli ve yüksek düzeyde seyretmesi, kalp, böbrek, sinir ve göz gibi organlarda hasar riskini çoğaltır. Özellikle tedavi edilmeyen veya kontrol altına alınmayan diyabetik bireylerde bu tablo gözlemlenir.
Hipergliseminin en temel nedeni, insülinin yetersiz salınımı veya vücudun insülini kullanamamasıdır. İnsülinin başlıca görevi, kan dolaşımındaki glikozun hücrelere taşınmasını sağlamaktır. Diyabet tip 1 hastalarında pankreas yeterince insülin üretemezken, tip 2 diyabette hücreler insüline direnç gösterir. Ek olarak, stres hormonları da kan şekerini yükseltebilir. Yanlış beslenme (aşırı karbonhidrat alımı), fiziksel aktivitenin azalması veya şeker metabolizmasını bozan ilaç kullanımı da sebep olabilir. Tedavi sürecinde hastanın diyet, egzersiz ve ilaç tedavisine uyması, kan şekerinin düzenli takibini yapması gerekir.
Hiperglisemi tedavisi temel olarak yaşam tarzı değişiklikleri ve gerekirse ilaç kullanımını içerir. Kişide tip 1 diyabet varsa insülin enjeksiyonları veya pompa tedavisi kullanılabilir. Tip 2 diyabet tedavisinde ise önce diyet ve egzersizle kan şekeri kontrol altına alınmaya çalışılır; yeterli olmazsa oral antidiyabetik ilaçlar veya insülin tedavisi devreye alınabilir.
• Diyet ve Beslenme Düzenlemeleri: Aşırı şekerli, rafine gıdalardan uzak durmak; posalı ve protein açısından zengin besinler tüketmek önemlidir.
• Düzenli Egzersiz: Orta düzey fiziksel aktiviteler, vücudun glikozu daha verimli kullanmasına yardımcı olur.
• Kan Şekeri Takibi: Özellikle diyabetik hastaların parmak ucu kan şekeri ölçümleri veya sürekli kan şekeri takip cihazlarıyla kendi değerlerini izlemesi, kriz durumlarının erken fark edilmesini sağlar.
Eğer hiperglisemi “kronik” bir şekilde kontrolsüz kalırsa ciddi komplikasyonlar, kalp-damar hastalıkları ve nöropati gibi ek sorunlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle düzenli doktor kontrolleri ve kan tetkikleri aksatılmamalıdır.
Hiperglisemi nasıl anlaşılır?
Sık idrara çıkma, çok susama, ağız kuruluğu, halsizlik ve bulanık görme gibi belirtiler söz konusuysa kanda şeker seviyesi yükselmiş olabilir. Kan tahlili veya glikometreyle ölçüm yaparak teyit etmek gerekir.
Şeker yükseldiği zaman ne gibi belirtiler verir?
Kişi sık susayıp sık idrara çıkabilir, baş ağrısı, halsizlik, ağız kuruluğu, konsantrasyon zorluğu gibi şikâyetleri olur. İleri seviyelerde ciltte kuruluk, uyuşma veya açıklanamayan kilo kaybı da eşlik edebilir.
Hipoglisemi atakları nasıl olur?
Hipoglisemi, kan şekerinin düşük seyretmesidir ve halsizlik, terleme, çarpıntı, baş dönmesi, sinirlilik gibi belirtiler gösterir. Kan şekeri hızla yükseltilmezse bilinç kaybına kadar gidebilir.
Yüksek kan şekeri belirtileri nelerdir?
Hiperglisemi: Sürekli susuzluk, sık idrara çıkma, yorgunluk, görme bulanıklığı, ciltte kuruluk ve bazen iyileşmeyen yaralar veya enfeksiyonlara yatkınlık gibi belirtiler yer alır. Bunlar uzun süre devam ederse mutlaka uzmanla görüşmek gerekir.