Araştırmacılar, kanser ve böbrek hastalıklarının daha erken teşhisine imkan tanıyan yeni bir görüntüleme tekniği geliştirdi. MR ve PET tarama cihazlarını birleştiren bu yöntem sayesinde kanser gibi hastalıklar daha erken evrede yakalanabilecek ve tedavi şansı artacak. Araştırmacılar 30 dakikada 5 hastanın tedavisi için bu cihazlarda kullanılan maddeleri de üretti.
Çek Cumhuriyeti’ndeki IOCB Prag Araştırma Enstitüsü, Almanya’daki Tübingen Üniversitesi ve Çek Cumhuriyeti’ndeki Charles Üniversitesi ile işbirliği yaparak, tıbbi görüntülemede çığır açacak bir gelişmeye imza attı. Araştırmacılar, hem manyetik rezonans görüntüleme (MR) hem de pozitron emisyon tomografi (PET) için kullanılabilen yeni bir kontrast madde geliştirdi.
Bu önemli gelişme, uzun yıllardır bir arada kullanılması hedeflenen MR ve PET cihazlarının tek bir platformda sorunsuz çalışmasının önündeki en büyük engellerden birini ortadan kaldırdı. Yeni kontrast madde sayesinde, özellikle böbrek hastalıkları ve tümörlerin teşhis ve tedavisinde önemli adımlar atılabilir. Araştırmanın sonuçları prestijli bilim dergisi Angewandte Chemie International Edition’da yayımlandı.
MR, vücuttaki su oranı yüksek organ ve dokuları görüntülemede son derece başarılıyken, PET ise çok küçük miktardaki maddeleri görüntüleyebilme özelliği sayesinde kanser hücrelerindeki moleküler belirteçleri tespit edebilmektedir. Ancak, MR’daki güçlü manyetik alanın PET cihazlarının elektronik sistemlerini etkilemesi nedeniyle bu iki teknolojiyi bir arada kullanmak zordu. Bu sorun yakın zamanda çözüldü ve hibrit PET/MR cihazları hastanelerde kullanılmaya başlandı.
Gerçek anlamda bir dönüm noktası ise hem MR hem de PET’te etkili olabilen çift amaçlı bir kontrast madde geliştirmekti. Çek ve Alman araştırmacıların ortak çalışmasıyla geliştirilen yeni kontrast madde bu sorunu çözüyor gibi görünüyor.
IOCB Prag’da Koordinasyon Kimyası grubunun başı olan Dr. Miloslav Polášek, “Geçmişte geliştirilen PET/MR probları karmaşık moleküller içerdiğinden sentezleri zordu ve kullanım alanları sınırlıydı. Biz ise basit, kullanımı kolay ve geniş uygulama alanı olan bir molekül tasarladık. Bu molekül, klinik ortamdaki MR kontrast maddelerinin tüm olumlu özelliklerini taşıyor ve aynı zamanda PET sinyali de veriyor. Böylece elde edilen bilgiler daha kapsamlı olacak, teşhisler daha doğru olacak ve yeni teşhis yöntemleri geliştirilebilecek” şeklinde açıklıyor.
Araştırmanın baş yazarlarından biri olan ve Tübingen Üniversitesi’nde görev yapan Dr. Jan Kretschmer ise, “Geliştirdiğimiz molekül, tıbbi görüntülemede sıkça kullanılan gadyolinyum ve radyoaktif florin-18’i bir arada barındırıyor. Bu iki elementi birleştirmek kolay değildi, özellikle de MR ve PET görüntülemesi için gereken miktarlar arasında büyük farklılıklar vardı. Ancak, radyoaktif olmayan florin atomlarını radyoaktif florin-18 atomları ile değiştirmek için geliştirdiğimiz yenilikçi yöntem sayesinde bu sorunu aştık. Bu reaksiyon hızlı, etkili ve otomasyona uygun. Sadece 30 dakika içinde beş hastayı tedavi etmek için yeterli miktarda kontrast madde üretebiliyoruz” diyor.
Tübingen Üniversitesi’nde görev yapan Profesör André Ferreira Martins ise fareler üzerinde yapılan deneylerde beklenmedik bir sonuç elde ettiklerini belirtiyor:
“Görünüşte sağlıklı bir farede böbrek sorunları olduğunu tespit ettik. Sağ böbrekteki sistemik filtrasyon kalıpları sadece PET ve MR’ın aynı anda kullanılmasıyla görülebildi. Bu yöntem sayesinde, canlı ve sağlıklı bireylerde probun biyokimyasal davranışını, dağılımını ve birikimini gerçek zamanlı olarak izleyebildik. Bu, kişiselleştirilmiş teşhisler için öncü bir adım ve hibrit molekülümüzün teşhis potansiyelini gösteriyor. Bu, hassas görüntüleme alanında devrim niteliğinde bir keşif. Nihayetinde sadece hastanın hangi hastalığa sahip olduğunu değil, aynı zamanda hastalığın evresini, tipini ve agresifliğini de belirleyebileceğimiz bir noktaya ulaşacağız.”
Yeni geliştirilen hibrit kontrast madde patentlendirildi ve araştırmacılar yatırımcı arayışında. Dr. Polášek’e göre, IOCB Prag’da geliştirilen bu bileşik, klinik ortamda kullanılabilecek ilk ciddi PET/MR ajanı olma özelliği taşıyor.