Başrolünde Evrim Alasya, Sıla Türkoğlu, Müjde Uzman ve Barış Kılıç’ın yer aldığı Kızılcık Şerbeti her bölümüyle gündeme damga vuruyor. Dizide neşeli, esprili ve eğlenceli bir kadını canlandıran Müjde Uzman, hayata farklı pencereden bakan ve birçok şeyi ciddiye almayan karakteriyle dikkatleri üzerine çekti. Peki, Müjde Uzman kimdir? Müjde Uzman kaç yaşında, nereli? Müjde Uzman hangi dizilerde ve filmlerde oynadı? İşte Müjde Uzman özel hayatı hakkında merak edilenler…
İki uç noktadaki ailenin arasında kalan aşk hikayesini konu edinen Kızılcık Şerbeti, Show TV’nin iddialı dizileri arasında gösteriliyor. Kıvılcım’ın uçarı kız kardeşi Alev karakteriyle dikkat çeken bir karakter olan Müjde Uzman seyircilerin gündeminde yer alıyor. Müjde Uzman’ın biyografisini haberimizde derledik. Keyifli okumalar…
Adı Soyadı: Müjde Uzman
Doğum Tarihi: 26 Eylül 1984
Nereli: İstanbul
Burcu: Terazi
Kilosu: 54
Boyu: 1.72
Göz Rengi: Açık kahverengi
Saç Rengi: Koyu kahverengi
Evli mi: Hayır
İnstagram hesabı: @mujdeuzman
Müjde Uzman 26 Eylül 1984 İstanbul doğumlu. Fen ve matematik öğrencisi olduğu dönemde mühendisliğe adım atacakken okulu kapanmış, sonrasında Dil bölümüne girmiştir. 16 yaşlarında mankenlik yarışmasına başvuran Müjde Uzman, elemelere çağrılmış, ilk 20’ye kalarak yarışmayı kazanmıştır. Üniversite’de Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun olan güzel oyuncu, kariyerine modellik ile başlamış ardından sunuculuk ve Vj’lik yapmış daha sonra oyunculuğa adım atmıştır. Oyunculuk kariyerine ilk kez 2008 yılında rol aldığı Paramparça Aşklar adlı diziyle adım atan güzel oyuncu günümüze kadar birçok dizi ve filmde yer aldı. Şu anda Kızılcık Şerbeti dizisinde Alev Arslan karakterini oynuyor.
Alev Arslan Doğa’nın teyzesi, Kıvılcım’ın uçarı kız kardeşidir. Organizasyon firmasının sahibi olan Alev; neşeli, eğlenceli ve esprilidir. Kıvılcım ne kadar ayakları yere basan biriyse, Alev bir o kadar hercaidir ve hayata farklı pencereden bakar. Ona göre her şey basittir, olaylara karşı rahat ve gamsızdır. Patavatsız gözüken dobralığı ile sözünü kimseye esirgemez ve aklına ilk geleni söyler.
Senaryosunu Melis Civelek’in yazdığı, yönetmenliğini ise Ketche’nin üstlendiği ‘Kızılcık Şerbeti’nin oyuncu kadrosunda; Barış Kılıç, Evrim Alasya, Settar Tanrıöğen, Sıla Türkoğlu, Sibel Taşçıoğlu, Doğukan Güngör, Müjde Uzman, Aliye Uzunatağan, Feyza Civelek, Ceren Yalazoğlu Karakoç, Emrah Altıntoprak, Feray Darıcı, Selin Türkmen, Özlem Çakar, Oral Özer, Rahimcan Kapkap, Serkan Tınmaz ve Tuana Gizem Uzunlar yer alıyor.
Kendinizi 3 kelimeyle nasıl tanımlarsınız?
Adil, keyifçi, hem yenilikçi hem tutucu. 4 oldu ama olsun.
Şimdiye kadar size verilen en iyi tavsiye nedir?
Bana en iyi tavsiyeyi ben verdim; hayatta oluşunun ve zamanın kıymetini bil, kimseye zararın olmadığı sürece özgürce yaşa, gereksiz kibarlık kötülüktür, bedeli olsa da hep net ve dürüst olmaktan vazgeçme.
Oyunculuğu bir kenara bırakacak olsaydınız hayatta en çok ne yapmak isterdiniz?
Kesin daha teknik bir iş yapardım. Mühendislik gibi mesela ya da tamir ve el emeği, uzun mesailer ayırıp öğrenme gerektiren bir iş. Konsantre olup öğrenmeyi, daha sonra o bilgi birikimiyle ortaya bir iş çıkartmayı çok seviyorum. Teknolojiyle ve mekanikle de aram çok iyi. Herkese garip geliyor ama belirli bir saati, planı programı olan, masa başı işler de çok benlik.
Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
Oyunculuk o yıllarda çok temkinli yaklaştığım ve açıkçası henüz bir kariyer düşünmediğim bir alandı. Hem okuyor hem çalışıyordum. Ufak ufak başladığımda, ilk emin olmak istediğim şey; iyi olup olmadığımdı. Tecrübeli ve eğitimli insanların yanında var olacaksam, işimi iyi yapıyor olduğuma emin olmam, en azından aklına ve fikrine güvendiğim insanlardan bir tür onay almam, kendimi de işimle ilgili iyi hissetmem gerekiyordu. Zaman geçtikçe fark ettim ki gayet iyi markalardan, başarılı yapımlardan teklifler geliyor, güzel geri bildirimler alıyorum, devam ettim.
Sette ya da günlük hayatınızda sizi motive eden ‘totem’ olarak nitelendirdiğiniz alışkanlıklarınız var mı?
Var. Gün doğumunu ve özellikle gün batımını izlemek, kesinlikle totem olarak nitelendirebileceğim benim en büyük şarj olma sebeplerimden… Her gün mutlaka birini veya ikisini birden yakalamaya çalışırım. Bunun dışında yoğun koştururken mutlaka mola vermek, keyif aldığım şeyleri yapmaya, mesela güzel bir manzara eşliğinde acele etmeden yemek yemeye ya da konsere gitmeye zaman ayırmak, evimi toparlamak, ilerleyen günleri ajandama yazarak planlamak gibi pit stoplar, beni odakta ve keyifli tutan şeylerden.