Son dönemde doğal cilt bakım yöntemleri popüler hale geldi. Özellikle geleneksel tıp ve Osmanlı döneminden gelen şifalı tarifler, modern dünyada yeniden keşfediliyor. Bu yöntemlerden biri de kuyruk yağının sivilce ve akne tedavisinde kullanılması yöntemi gündem oldu. İbni Sina’dan yüzyıllık sivilce ilacı sosyal medyada konuşulmaya başladı.
Kuyruk yağı, özellikle koyunlardan elde edilen yoğun bir hayvansal yağdır. İçeriğinde yüksek oranda doymuş yağ asitleri, vitaminler ve besleyici bileşenler bulunur. Geleneksel tıpta yaraların iyileştirilmesi, cilt kuruluğunun giderilmesi ve eklem ağrılarının hafifletilmesi gibi birçok alanda kullanılmıştır. Osmanlı döneminde ve İslam tıbbında da kuyruk yağının faydalarından söz edilmiştir.
Ancak, modern dermatoloji açısından sivilce tedavisinde gerçekten etkili olup olmadığı tartışmalıdır. Sivilce, genellikle ciltteki yağ bezlerinin fazla sebum üretmesi ve gözeneklerin tıkanması sonucunda oluşur. Kuyruk yağı ise oldukça yoğun ve ağır bir yağdır. ncak, cilt tipi ve kullanım şekline bağlı olarak bazı kişilerde nemlendirici ve yatıştırıcı etkiler gösterebilir.
İbn-i Sina, “El-Kanun fi’t-Tıbb” adlı eserinde birçok bitkisel ve hayvansal yağın sağlık üzerindeki etkilerinden bahseder. Ancak, doğrudan kuyruk yağının sivilce tedavisinde kullanıldığına dair net bir bilgi bulunmamaktadır. Buna rağmen, eski hekimler hayvansal yağların cildi besleyici ve onarıcı özellikleri olduğunu düşündükleri için çeşitli cilt hastalıklarında bu yağları kullanmışlardır.
Bazı doğal cilt bakım meraklıları, kuyruk yağını bal, kil veya limon gibi bileşenlerle karıştırarak daha hafif bir formda kullanmaktadır. Ancak, her cilt tipi farklı olduğu için bu tür uygulamalar bazı kişilerde olumlu sonuçlar verirken, bazılarında cildi tahriş edebilir veya sivilceyi artırabilir.
Kuyruk yağı, cilt üzerinde nemlendirici ve besleyici etkiler gösterebilir ancak sivilce tedavisi konusunda kesin bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. İbn-i Sina’nın tıbbi bilgileri ve geleneksel tıp uygulamaları geçmişten günümüze ışık tutsa da, modern dermatolojik yöntemlerle desteklenmeyen uygulamalar her zaman beklenen sonucu vermeyebilir.