Podyumların aranılan mankenlerinden biri olan ve bir döneme damgasını vuran Nefise Karatay, Nişantaşı’nda ortaya çıktı. Basın mensuplarıyla ayaküstü sohbet eden Karatay, oyuncu Müjde Uzman’ın açıklamaları sonrası gündeme gelen ‘Tükenmişlik sendromu’ ile ilgili de konuştu. Karatay, oyuncu Uzman’a destek konuşması yaparak, ”Herkesi anlamak lazım. Müjde atlatacaktır.” dedi.
Eski manken Nefise Karatay, İstanbul Nişantaşı’nda bir AVM’de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Karatay, oyuncu Müjde Uzman’ın açıklamaları sonrası gündeme gelen ‘tükenmişlik sendromu’ ile ilgili konuştu.
Karatay, “Yurt dışına yerleşme durumunuz var mı?” sorusuna, “Öyle bir durum yok. Ben ve eşim Yusuf’un ailesi burada… İleride çocuğum büyür, şartlar değişebilir ama güzel ülkem” diye konuştu.
Yusuf Day ile mutlu bir evlilik sürdüren ve 8 yaşında bir kızı bulunan Karatay, ikinci çocuğu düşünmediklerini belirterek; “Maya voleybol ve atletizm yapıyor. Güzel bir okula gidiyor. Onu destekliyoruz. Önemli olan sağlıklı olsun” dedi.
Oyuncu Müjde Uzman’ın açıklamalarıyla gündeme gelen ‘Tükenmişlik Sendromu’ ile ilgili konuşan Nefise Karatay, şöyle konuştu:
”Dışarıdan baktığınızda herkes mutlu ama içi öyle değil. Herkesi anlamak lazım. Müjde atlatacaktır. Muhakkak yıpranmıştır. Sonuçta insanız. Benim de sıkıntılı dönemim oldu, aileme sarıldım. Az ama öz insan olsun diye bakıyorum. O zaman yıpranmıyorsun. İnsanlar sınırları aştığı zaman yıpratabiliyorlar.”
Kızılcık Şerbeti dizisinde ‘Alev’ karakterini oynayan oyuncu Müjde Uzman hastaneye kaldırıldı. Tükenmişlik sendromuna yakalandığını söyleyen Uzman, paylaşımında; ”Hayatımda ilk defa tükendim.” diyerek isyan etti.
Son dönemlerde zor günler geçiren oyuncu yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
”Çok düşündüm şu görselle alakalı, ama paylaşacağım. (Dünden bunlar bu arada) Çünkü. Bu bir ajitasyon paylaşımı değil öncelikle. Bu bir, “Lütfen artık uyanın, empati yapın, sorumluluk alın, hareketlerinizin sonuçları herkesi etkiliyor, tembelliği, kolaycılığı, hak yemeyi bırakın, düşünün, öğrenin, elinizi taşın altına koyun, yapın artık!” adlı serbest çağrışım paylaşımı. İş zor değil, yoğunluk zor değil, insanlar zor. Multitask (çoklu görev) olmak kendimi tanımlamayı en sevdiğim şeydi, şimdi ise ruhumun en büyük düşmanı. Kendi yapacaklarımı geçtim, etrafımdakilerin de her şeyini dinler, bilir, unutmaz, bir de hatırlatırdım. Asla ama asla üşenmezdim. Tek günde 3 gün gibi yaşar, yorulmaz, tam tersi hayat enerjime eklerdim. Hala 10 adım sonrasını bile ‘şıp’ diye planlar, bu sayede vakit kaybetmez, yapmak istediklerimden olmaz; ’daha fazla aktivite, daha fazla tecrübe, daha fazla yaşam!’ der sevinirim. Hiç kimse fark etmese hatta yanlış anlasa bile herkesin işini gücünü kolaylaştırır, konforunu artırır, anılarını güzelleştirmeye çalışırım. Bu bana yük gelmez asla. Tam tersi; eğer yapmazsam, çünkü ancak yapmamaya çalışmam’ gerekir, daha çok yorulurum. Ama hayatımda ilk defa tükendim.”
”İşin kötüsü kimse inanmıyor. Herkesin bir teorisi var olmam gereken kişiyle ve sıkıntılarımla alakalı, en büyük sebep de mesleğim! Hayatım çok kolay, ışıltılı pırıltılı (ne demekse), para ve lüks içinde falan olmalıymış kesin. Huhu. Var olmak için önce, akıllı, çalışkan, genele uymayan huyları ve hobileri olan bir kadınsan, üstelik hem kadın hem de oyuncu olduğundan, belli ki tüm hayatın boyunca herkesi tek tek aptal olmadığına inandırman gerekiyor. Evden çıkıp eve dönene kadar güzellik, kilo, iş konuları. Her gün… Sahi kimin işi bu kadar konuşuluyor? Ben başka şeyler konuşamayacak mıyım hiç? Sağlık sorunlarına da inanmıyorlar, ayrıca mesela spor yapmak istemem de saçmaymış, çünkü ‘kilo almıyorsun ki, ne gerek var’mış… Anlatmaya çalışıyorsun, ama diyorsun iskeleti, kasları kim taşıyacak? Yer çekimi sürekli aşağı çekerken, kendi kendinize mi ayakta durabildiğinizi sanıyorsunuz? Yazık değil mi bedenimize? Neyse.”
“Dünyanın en boş, en işe yaramayan cümlesi “halledersin yaparsın, aslan kaplansın minvalindeki cümleler. Bir şey söylemeyin daha iyi. O an tek istediğimiz birinin sadece yanımızda durması. Çoğu zaman bunu bile istemiyorum. Bazen her şeyin çözümü olmaz. Karşı tarafın daha zorlandığı şeyler söylüyorsunuz.”
#vd-1402#