Kadınların korkulu rüyası ‘portakal kabuğu’ selülitlerden kurtulmak mümkün. Etkili bir tedavi yöntemi ve yaşam standartlarının değişmesi ile can sıkıcı bu deri hastalığına veda edilebilir. Peki selülit nasıl geçer, tedavisi nasıl yapılır? Mavi Kadın editörü derledi…
Genelde bacak ve karın bölgesinde görülen selülit, derinin derin katmanlarında oluşan bir tür enfeksiyondur. Halk arasında ‘portakal kabuğu’ görüntüsüne de benzetilen selülit, vücudun herhangi bir yerinde oluşabilir. Peki selülit nasıl iyileşir? Selülit ne kadar sürede iyileşir? Selülit için tedavi yöntemleri nedir?
Selülit, cildin çukurlu, pütürlü bir görünüme sahip olduğu bir cilt sorunudur. Genellikle kalça ve uyluklarda görülse de vücudun birçok yerinde görülebilir. Yağ birikintileri cildin altındaki bağ dokusunu ittiğinde ortaya selülit çıkar.
Selülit hakkında bilmeniz gereken en hızlı cevaplar şu şekilde:
Kadınların yüzde 80 ila 90’ının selülit problemi ile karşılaşma ihtimali çok yüksek.
Selülit, dokusu nedeniyle portakal kabuğu derisi olarak da bilinir.
Çok sayıda tedavisi mevcuttur fakat etki süresi uzun değildir.
Yağ oranı düşük bir diyet, sigarasız ve aktif bir yaşam tarzı selülit görülme sıklığını azaltmaya yardımcı olabilir.
Harvard Tıp Fakültesi’nde Dermatoloji bölümünde tıp profesörü olan Dr. Arash Mostaghimi, selülitin ne kadar sürede geçeceğine dair önemli bir araştırma gerçekleştirdi.
Araştırmada yer alan bilgilere göre, vücudun bu bakteri istilasına karşı doğal bağışıklık tepkisi genellikle açık tende kırmızı, koyu tende koyu mor görünen ağrılı bir döküntü olmasıdır. Etkilenen bölge ayrıca şişebilir ve sıcaklık hissedilebilir.
Dr. Mostaghimi’ye göre, tipik tedavi yöntemi 5 ila 10 günlük antibiyotik kullanmaktır. Daha ciddi vakalarda intravenöz antibiyotik de gerekebilir.
Antibiyotikler selülitin çözülmesine ne kadar çabuk yardımcı olabilir?
Antibiyotik tedavisine başladıktan sonra insanlar genellikle birkaç gün içinde iyileşmeyi fark ederler. Ancak bölge 10 gün sonra bile şişmiş, sıcak ve ağrılı kalabilir.
Böyle bir durumla karşılaşmak antibiyotik tedavisinin etkisiz olduğu anlamına mı geliyor? Alt bacakta selüliti olan kişiler üzerinde yapılan ve sonuçları takip edilen antibiyotik tedavisinin bulgularına göre bu sorunun cevabı; hayır.
Dr. Mostaghimi, “İyileşme süreci iki bölümden oluşuyor, bu nedenle tam iyileşme düşündüğünüzden daha uzun sürüyor. İlk aşamada, antibiyotikler ve beyaz kan hücreleriniz bakterileri öldürmek için birlikte çalışır. Ancak vücudunuzun bakterilere karşı bağışıklık tepkisinin kapanması biraz zaman alabilir. Sonuç olarak iyileşme sürecinin bu ikinci aşamasında bazı semptomlar olabilir” diyor.
Çalışmaya, alt bacak kısmında hafif ila orta dereceli selüliti olan ve 7 ila 10 gün boyunca antibiyotik alan 247 kişi dahil edildi. 10. güne gelindiğinde sonuçlar şu şekildeydi:
Şişlikler yüzde 50 oranında azalmış ve etkilenen bölgenin boyutu yaklaşık yüzde 55 oranında küçülmüştü.
Kanda inflamasyon belirteci olan C-reaktif protein tedavi sırasında düştü ve tüm katılımcılarda normale yakın seviyelere ulaştı.
Ancak yine de katılımcıların yarısından fazlası bacak bölgesi için rahatsızlıklarını dile getirmeye devam etti. Yüzde 14’ü ağrılarını 1’den 10’a kadar bir ölçek üzerinden 5 veya daha fazla olarak derecelendirdi.
Dr. Mostaghimi, bu rahatsızlık şeklinin özellikle bacak enfeksiyonlarında alışıldık bir durum olduğunu ifade ediyor. Tedavi sürecinde, bacak bölgesinde selülit tedavisi görenlere şişkinlikleri azaltmak için bacağın kaldırılması ve bölgeye sıcak, nemli bir bez konulması tavsiye edildi.
Ancak kendilerini daha iyi hissettikten ve daha fazla süre yürümeye başladıktan sonra sıvı tekrar bacaklara doğru kayabilir. Bu nedenle, tekrar ayağa kalktıklarında bölgenin biraz şişmiş ve rahatsız hissetmesinin normal olduğu belirtiliyor.
Dr. Mostaghimi’ye göre, selülit genellikle cildimizde normalde bulunan bakterilerin bu kalkanı aşıp vücuda girmeyi başarmasıyla ortaya çıkar. Selüliti olan kişilerde belirgin bir yara ya da cilt hasarı oluşması gerekmez, sağlıklı kişilerde de bu durum görünebilir.
Ancak bazı sağlık sorunları olan kişilerin selülite yakalanma olasılığı daha yüksektir. Risk altındaki kişiler, aşırı kilolu veya diyabetli, zayıf bir bağışıklık sistemine sahip olanlar, zayıf kan dolaşımı veya kronik ödemi (şişmiş uzuvlar) olanlardır.
Ayrıca Dr. Mostaghimi, egzama ve ayak mantarı gibi cilt rahatsızlıklarının ciltte küçük çatlaklar yaratarak bakterilerin derinin derinliklerine nüfuz etmesini kolaylaştırabileceğini söylüyor. Örneğin, bir böcek ısırığını kanayana kadar kaşımak bakteriler için başka bir olası giriş noktasıdır.
Tedavi edilmeyen selülit ciddi sonuçlara yol açabilir. Bölgedeki döküntü yayılabilir, kabarcıklarla çevrelenebilir ve giderek ağrılı hale gelebilir. Selülitin yakınındaki lenf düğümleri hassaslaşıp şişebilir, ardından ateş ve titreme gelebilir. Bu semptomları yaşarsanız hemen tıbbi yardım almanız gerekir.