‘Film Gibi Hayatlar’ programına konuk olan Zara, dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Tanınmış sanatçı, katıldığı yarışmalarda elde ettiği birinciliklerin yaşamına nasıl yön verdiğini aktardı.
“Yarışmalarda kazandığım birincilikler beni konservatuvara yönlendirdi. Bildiğim tek türkü bir Kırşehir türküsüydü. Tüm sınavlara bu türküyle girdim ve iki kez birincilik elde ettim. Bu eserle TRT’de çok değerli şeflerle çalışma fırsatı buldum. TRT, benim için eşsiz bir eğitim yuvası oldu,” ifadelerini kullandı.
Ünlü olmanın başlangıçta zorlu olduğunu belirten Zara, “İlk albümüm büyük bir yankı uyandırdı. Daha 20 yaşındayken bir arabam oldu, beni görenler kornaya basıp selam verirlerdi. O zaman ünlü olduğumu fark ettim. O dönemde şöhrete alışmak güçtü ama şimdi herkes ünlü,” dedi.
Türk halk müziğine olan sadakatini vurgulayan sanatçı, “Bugünlerde Türk halk müziği icra etmek büyük bir idealizm gerektiriyor. Bu müziğe, kendi kültürüne sahip çıkan ve Anadolu’da yetişen insanlar sahip çıkıyor. Yurtdışında tanınmak için bir kimliğimizin olması gerekiyor ve bu da ancak kendi kültürümüzü bilmekle mümkün. Maalesef bu konuda pek çok şey kaybettik,” dedi. Sanatçı, “Elindekilerle yetinen biri değilim, kendi versiyonumun en mükemmelini olmaya çabalarım. Yaptığım her işi en kaliteli şekilde yapmak isterim. Öğrenmenin ve gelişmenin sonu yok,” diyerek, kişisel ilerlemesine verdiği önemi ifade etti.
Oyunculuk ve sunuculuk kariyeri hakkında görüşlerini paylaşan Zara, “Oyunculuk, uzun zamandır yapmak istediğim ama hiç fırsatım olmamış bir alandı. Atıf Yılmaz bana bir teklif sundu. Onun ve Tarık Akan’ın üzerimde büyük emekleri bulunuyor. Zaten ekip, şampiyonlar ligi gibiydi, hepsinden çok şey öğrendim. Şu anda büyük yankı uyandıran dizilerin çoğu o dönemde bana teklif edilmişti. Sunuculuk deneyimlerim ise bana kriz yönetimi konusunda büyük bir ders verdi,” dedi.