Başbakan Erdoğan ilk kez açıkladı
Başbakan Erdoğan, kendileri hakkında hazırlanan 25 Aralık fezlekesi hakkında yeni bir çarpıcı bir ayrıntıyı açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, mali disiplini, "hükümetin olmazsa olmazı" şeklinde tanımlayarak, "Dikkatinizi çekiyorum, 12 yılda 8 seçim yaşadık, mali disiplinden asla taviz vermedik. Türkiye'de popülist politikalara tevessül etmeden, milletin birikimlerini çarçur etmeden seçim kazanmanın mümkün olduğunu bu 8 seçimde göstermiş olduk" dedi.
Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 21. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, genel kurulun hayırlı olmasını dileyerek, Türkiye'nin büyümesine, kalkınmasına, refahına katkılar sağlayan TİM'e, başkan ve yöneticilerine, ihracatçılara şükranlarını sundu.
Genel kurul vesilesiyle ödül alan "ihracatın şampiyonları"nı tebrik eden ve başarılarının artarak devamını dileyen Erdoğan, mayıs ayında ihracatçıların ülkeyi bir kez daha rekorla tanıştırdığını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Orta Vadeli Program'da Türkiye ekonomisine ilişkin 4 önemli hedeflerini, "cari açığın düşmesi", "enflasyonun düşmesi", "mali disiplinin muhafaza edilmesi" ve "büyüme ve istihdamın artması" şeklinde sıralayarak, mayıs ayı ihracat ve ithalat rakamlarına, ilk 5 ayın rakamlarına bakıldığında cari açığın ciddi bir düşüş gösterdiğini söyledi.
Enflasyonla mücadelenin aynı kararlılıkla devam ettiğini belirten Erdoğan, "Mali disiplin hükümetimizin olmazsa olmazı. Dikkatinizi çekiyorum, 12 yılda 8 seçim yaşadık, mali disiplinden asla taviz vermedik. Türkiye'de popülist politikalara tevessül etmeden, milletin birikimlerini çarçur etmeden seçim kazanmanın mümkün olduğunu bu 8 seçimde göstermiş olduk" dedi.
Başbakan Erdoğan, büyüme ve istihdamda 12 yıldır oldukça başarılı seyir izlendiğini ifade ederek, "Peki hedefinizi gerçekleştiriyor musunuz? Bunu söyleyemem ama başarılıyız. 2008 küresel krizinin ardından dünyanın birçok ülkesinin, özellikle de gelişmiş ekonomilerin tersine, büyümemiz pozitif şekilde devam ediyor. İşsizlikte, bırakın artış, düşüş eğilimi devam ediyor. Bütün engelleme çabalarına, bütün saldırılara rağmen Türkiye, büyük kararlılıkla 2023 hedeflerine doğru ilerliyor" diye konuştu.
"Bir çark kuruldu"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, darbeler, millete çok ağır faturalar yüklerken birilerine ciddi kazançlar sağladığını, terör, 40 bin insanın ölümüne, trilyonlara varan maddi kayba neden olurken birilerine çok ciddi manada paralar kazandırdığını anlattı.
Bu ülkede çeteler ve mafyatik örgütlenmelerin, milletin emeğini, alın terini gasp ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Gittiler, seçkinci zümrelere milletin alınterini, emeğini adeta hortumla akıttılar. Türkiye'de çoğunluğun kaybetmeye mahkum olduğu, mutlu bir azınlığın hep kazandığı bir ekonomik sistem, bir çark kuruldu. Kimler vardı bu çarkın içinde: İçeride ve dışarıda maalesef belli çıkar çevreleri vardı. Alınterini, bilgisini, sermayesini, millet için ortaya koyanları tenzih ediyoruz. Bu sermaye çevrelerinin emir ve talimatıyla hareket eden belli maalesef medya kuruluşları vardı. Hiçbir zaman gerçekleri yansıtmadılar. Her zaman, ne yazık ki yalan, yanlış milletin motivasyonunu yok eden, milletin heyecanını yok eden başlıklarla çıktılar. Millet, 'Gerçekten böyle mi oluyor yoksa bir yerlere doğru gidiyor muyuz, batıyor muyuz?' Bunları düşünmeye başladı. Bu çarkın hizmetkarı haline gelmiş sivil toplum örgütleri, sendikalar, hatta terör örgütleri, marjinal örgütler vardı. Yine bu çarkın içinde, çarkın dışına çıktığında kaybedeceğini bilen siyasi partiler, siyasi hareketler vardı. Elbette devlet içindeki çeteler, bu çarkın bir parçasıydı."
"Bu çarkı kırdık"
Başbakan Erdoğan, dünyanın gelişmiş ülkelerinde siyasi hareketlerin, özellikle muhalefetin, çoğu yerde, iktidarın tamami karşısında olmayı kendisine görev telakki etmeyeceğini söyledi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Çoğu zaman, 'Acaba ülkem buradan ne kazanır' bunun da hesabını yapar. Oturur, iktidarla ortak olmadığı halde, desteğini verir ve destek vermek suretiyle bir devşirmeye kalkışır. Tabii ülkemizde, güzel bir tezgah kurulmuştu. Türkiye'deki hiçbir ekonomik kriz, bu çarkın parçalarını etkilememiştir. Hiçbir darbe girişiminde bu çarkın parçaları zarar görmemiştir. Enflasyon yükselmiş, kazanan bunlar olmuştur. Faiz yükselmiş, kazanan bunlar olmuştur. Terör can almış, kazanan bunlar olmuştur. Millet yoksullaşmış, ülke yoksullaşmış, bunlar ne hikmetse hep zengin kalmış, servetlerine servet ilave etmişlerdir. İşte biz, 12 yıl içindeki reformlarla bu kısır döngüyü ortadan kaldırdık, bu çarkı kırdık. Bu ülkede kazananların sayısını artırdık. Yatırım yapanların sayısını artırdık. Yani, bir başka ifadeyle Anadolu sermayesi denilen yeni bir çıkışın oluşumunu sağladık. Sermayenin belli ellerde toplanmasını değil, dağılmasını sağladık. Tabii ki bu, özellikle belli belki güç odaklarını rahatsız etmiş olabilir. Halbuki benden, bize geçiş çok önemliydi. Burada, şu gerçeği haykırmamız lazım: Biz; hep birlikte! Bunu başardığımız anda Türkiye'yi tutana aşk olsun diyorum. Tutamayacaklar. O zaman dünyada, güçlü bir Türkiye olacak."
Faiz politikaları
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında, faiz politikalarına da değinerek, şunları kaydetti:
"Şu andaki faiz politikalarından memnun musunuz?' derseniz ben değilim. Allah'tan piyasa, faizi şu anda kendisi oluşturuyor, olgunlaştırıyor. Burada piyasanın, şu anda olgunlaştırdığı, oluşturduğu faiz, Merkez Bankası'nın çok önünde. Bu bir şeyi gösteriyor. Bakın işte, şurada dün, Avrupa yarım puan oynadı, piyasalardaki gelişmeyi görüyorsunuz. Olumlu mu gelişti, olumsuz mu gelişti? Olumlu gelişti. Vaka budur. Yatırımcı bu ülkede, adımını atacaksa, düşük faizle atacak. Eğer siz yüksek faiz ortaya koyarsanız bu ülkede yatırımcının cesaretini ortadan kaldırırsınız. Bu bir vaka...
İstihdamın artması için yatırımcılara ihtiyaç var. Bize küresel sermaye, öz sermayemizin yatırımından sonra gelir. Öz sermaye devrede olmazsa küresel sermaye buraya kolay kolay girmez ama öz sermaye devrede olursa, çeker başkalarını da getirir. Bizim bunu başarmamız lazım. Bunu anlatmakta zorlanıyoruz. Bunun başarılması gerekir. Başaracak mısınız? Evvelallah başaracağız. Bu olacak. Bunun başka çaresi yok. Şimdi gelişmiş ülkelere bakıyorsunuz, ABD'de 1 puan, daha da düşüyor. Japonya'ya bakıyorsunuz eksi. İsrail'e bakıyorsun, keza öyle. Bütün bunlarda faiz böyle de biz de niçin şöyle bütün masraflarıyla baktığın zaman 13-14-15'lere çıkıyor? Böyle şey olmaz. Finansmanın maliyeti ne kadar düşerse bu ülkede yatırımlar o kadar artar. İki kere iki dört. Bunun başka çaresi yok."
"Adana'da MİT tırları değil, büyüyen Türkiye durdurulmak istendi"
İran'a yaptırım uygulandığına değinen Erdoğan, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin hepsinin, İran'a ürünlerini sattığını ancak Türkiye'nin ürünleri için her türlü engelin konulmaya çalışıldığını dile getirdi.
Erdoğan, bununla ilgili adımlar attıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kendileriyle bunları da çok açık, net konuşmak zorundayız. Çünkü bugün Batı'nın, gelişmiş ülkelerinin ürünleri, o veya bu yolla İran'a girerken bizim ürünlerimiz niye girmesin? Bizim için önemli bir piyasa, önemli bir pazar orası. Aynı şey Irak için de geçerli. Bu ülkenin en büyük bankalarından biri olan işte bu Halkbank neden hedef yapıldı burası önemli. Çünkü büyüyordu ve uluslararası rekabette 'Ben de varım' diyordu. Halkbank, büyüyen Türkiye'nin yükselen gücü olarak kendisini dünyada hissettiriyordu.
Bakın bir soru daha. Adana'da çevrilen tırları, bu ülke henüz sorgulamadı. Bir ülkenin istihbarat teşkilatının Suriye'ye yardım taşıyan tırları neden durdurulur? Oradaki mücadeleyi veren Türkmen kardeşlerimize yardım götüren bu tırlar neden durdurulur? Neden bunlar dünyayla paylaşılır? Bu soruyu sormamız lazım. Burada amaç, gaye ne? Türkiye'nin bu yardım operasyonundan Türkiye düşmanları dışında kim rahatsız oluyor? Aslında amaç da hedef de gaye de belli. Adana'da MİT tırları değil, büyüyen Türkiye, yükselen Türkiye, yeni Türkiye durdurulmak istendi."
"Belgeler, görevden alınan o polislerin bilgisayarlarından tek tek çıkarıldı"
Başbakan Erdoğan, 17 ve 25 Aralık operasyonlarını "darbe girişimi" olarak adlandırdıklarında, birilerinin bunun üzerini örtmeye, bunu çarpıtmaya, gündemi değiştirmeye çalıştığını belirterek, "Hazırladıkları, sonra panikleyip imha etmeye kalkıştıkları iddianamede, bu ülkenin başbakanı, 'örgüt lideri', 'dönemin başbakanı' gibi ifadelerle yer alıyor. Bunlar elimize geçti. Kabine de kurulmuş. Bütün bakanlar kurulu, iddianamede zanlı olarak gösteriliyor. Bu belgelere ulaşıldı. Bu belgeler, görevden alınan o polislerin bilgisayarlarından tek tek çıkarıldı" diye konuştu.
Daha çarpıcı bir gerçeği ilk kez paylaşacağını açıklayan Erdoğan, şunları söyledi:
"25 Aralık için hazırlanan darbe sonrası hükümeti yargılamak üzere kullanılacak o fezlekede kriter olarak neyi kullanıyorlar biliyor musunuz? Malum bir gazetenin aboneliğini... Eğer üzerinde durdukları şahıs, o malum gazetenin abonesiyse, fezlekeye almıyorlar; abonesi değilse zanlı olarak fezlekeye alıyorlar. Hiçbir suç unsuruna rastlayamadıkları halde kin duydukları şahısları, benim yakın çalışma arkadaşlarımı, sadece ve sadece duydukları kinden dolayı dava dosyasına alıyorlar. Bunlar afaki sözler değil. Bunların artık hepsinin belgeleri, delilleri elimizde. Bunlar yakında çıkacak. Zaten o malum gazete suçunu bildiği için panikledi, tutuştu, sahte ihbar mektupları üzerinden suçluluk duygusuyla kendince senaryolar yazıyor.
Şimdi bir senaryo da benim için hazırlamışlar, Avrupa ülkelerinden bir tanesinde de platolar filan falan hazır vaziyette. Bana benzer bir artist arıyorlarmış. Buldukları anda hemen çekime başlayacaklar. Hedefleri de cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bunu piyasaya sunmak. Hayırlı olsun. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Bu da bunun içine girer. Ne yaptıklarını çok iyi bildikleri için başlarına gelenlerin neler olacağını da iyi biliyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, söyledim daha önce, yine söylüyorum: İnlerine girdik, daha da gireceğiz ve kaçıp saklandıkları inlerde de her birini bulup adalete teslim edeceğiz. Bu darbe girişiminin içinde kim yer aldıysa, kim buna destek verdiyse, kim buna yardım ettiyse, zemin hazırladıysa her birini ortaya çıkaracak, her birinden bunun hesabını soracağız. Bundan sonra Türkiye ekonomisine el uzatmaya kalkışanlar, karşılarında kimin olduğunu, karşılarında nasıl bir gücün olduğunu görecekler. Burası muz cumhuriyeti değil. Geleceksin, bu ülkenin milli bankasına tuzak kuracaksın, milli istihbarat teşkilatına saldıracaksın, milletin meşru hükümetini yıkmaya kalkacaksın; yok öyle 25 kuruşa simit. Bizim milli yatırımlarımıza, küresel ölçekte yatırımlarımıza el uzatacaksın, üçüncü köprüyü, üçüncü havalimanını, Marmaray'ı, hızlı treni engellemeye çalışacaksın; yok öyle yağma. Herkes şunu anladı: Bu kaos ve kriz lobisinin karşısında artık öyle boynunu bükecek bir hükümet, geri adım atacak bir başbakan ve bakanlar kurulu yok. Bunu herkesin bilmesi lazım."