Doğu ve Güneydoğu'ya geriye göç başladı! Artık İstanbul'un değil Hakkari'nin taşı toprağı altın
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya başlayan geriye göçte ortaya çıkan tablo sevindirdi. Gabar petrolü, terörün temizlenmesi, tarımdaki yapılandırmanın artması ve memleket özlemi İstanbul'u terk etmeye yetti. Artık İstanbul'un değil, Hakkari'nin Batman'ın, Tunceli'nin ve Hakkari'nin taşı toprağı altın oldu. Geriye dönük göçün Türkiye'deki ekonomik izleri ve faydaları dengeleri değiştirdi.
Ekonomik etkenler, yaşam koşulları ve terör; 70'li,80'li ve 90'lı yıllarda dönem dönem Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan İstanbul'a kademeli bir göçün yaşanmasına neden olmuştu.
O yıllarda İstanbul'a gelip yerleşen birçok kişi 2017 yılından itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya geri döndü. Türkiye'de yaşanan bu geriye göçteki ilk etken bölgenin terörden temizlenmesi olurken ikinci etken ise ekonomik nedenler oldu. tgrthaber.com'un özel haber şefi Zehra Maslak, geriye göçün sosyolojik ve ekonomik alt yapısını uzman isimlere sordu.
DOĞU VE GÜNEYDOĞU'YA GERİYE GÖÇ BAŞLADI!
İstanbul'da artan yaşam yükü, trafik ve kira artışı Türkiye içinde geriye göç hareketlenmesine yol açtı. İnsanlar taşı toprağı altın diye geldikleri İstanbul'a arkalarına bile bakmadan gidiyorlar.
2019 yılında İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda İstanbul'daki hane sayısında azalma meydana geldiği tespit edildi.
2020 yılında ise bu oranın 2 kat artmasıyla İstanbul'dan Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya göçün başladığı resmi olarak kayıtlara geçti.
GABAR PETROLÜ GERİYE GÖÇÜ ARTIRDI!
Akabinde de Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu şehirlerinde ikamet değişikliği ve hane sayısında sayımları yapıldı. Ortaya çıkan tablo ise sevindirdi. Türkiye'de yıllarca dengesiz olan nüfus sayımındaki dengeler yerine otururken uzmanlar geriye yönelik göçü sosyolojik ve ekonomik yönden yorumladı.
TGRT Haber'in ekonomi spikeri Yaprak Hırka Yıldız, geriye göçün altında yatan en büyük etkenin ekonomiye bağlı olduğunu söyledi. Gabar petrolünün bölgeye katkılarının altını çizen Yıldız, devlet politikalarını da hatırlattı.
DEVLETİN DESTEK POLİTİKALARI BÖLGEYİ KALKINDIRDI!
Tarım ve hayvancılığa yapılan devlet destekleri vatandaşların köylerine dönmelerini artırdığını belirten Yıldız, "Son 5 yıldır Doğu Anadolu, İç Anadolu, Doğu Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu'ya göçler hızlandı. Pandemi sonrası yaşanan ekonomik sıkıntılar insanların büyük şehirlerdeki yaşamlarını olumsuz etkiledi. Kira artışları, kazanç ve gider arasındaki dengesizlik derken insanlar memleketlerine döndü. Devletin de istediği bu dönüşte tarım ve hayvancılık destekleri de etkili oldu tabi. Çünkü destek politikaları, organize sanayiler, tekstil tüm bunlar iş kapılarını artırdı. Hatta verilere göre bölgelerde yaşayan gençler bu desteklerle iş kurup patron oldu. Bu da İstanbul gibi büyük şehirde yaşayanları cezbetti. Bu kez onlarda kalkıp bölgelere yerleşti. Hatta en son ki hane sayısı raporunda Doğu ve Güneydoğu'da rakamlar diğer yıllara göre 10 kat arttı" dedi.
"HAYAT DAHA UCUZ MUTLULUK DAHA ÇOK"
Yıldız, Gabar petrolünden önce TPAO'nın bölgedeki kuyu sayısını artırmasının da katkılarının olduğunu belirtti. Ünlü ekonomist, bölgeye giden doktor, öğretmen, polis ve askerlerinde ucuzluk ve refahı yüksek olduğundan bölgeden tayin isteme oranları da oldukça azaldığını belirtti.
Sosyolog İsmail Öz'de çarpıcı bir tablo çizdi. Öz'ün verdiği açıklamalarda ise bölgede terörün silinmesinin büyük katkısı olduğu gözler önüne serildi.
İşte İsmail Öz'ün o açıklamaları;
"2023 yılında Cumhuriyet Tarihimizin çok ender demografik hadiselerinden biri gerçekleşti ve İstanbul’un nüfusunda üç yüz binden fazla bir azalma oldu. Tabi, bu Doğu’ya göçün çok önemli majör sebepleri var. Bir kısmının Batı’da yükselen yaşam maliyetleri, kira artışları, kalabalığın oluşturduğu stres ve zorluklar yüzünden gerçekleştiğini biliyoruz. Fakat sadece bununla izah edemeyeceğimiz çok daha derin sosyolojik sebepler de var. Güneydoğu için neredeyse bitme noktasına gelen terör, geri dönüş için çok önemli bir faktör oldu. Yapılan fabrika yatırımları yanında çıkarılan petrol sebebiyle de çok ciddi iş imkanları oluştu. Özellikle birinci nesil olarak iş gücü amacıyla Batı’ya ve daha batı olan Avrupa’ya giden ilk nesiller, içlerindeki hasretin izini sürerek köylerine döndüler ve çok konforlu mekanlar inşa ettiler; daha sakin bir yaşlılık için. Ulaşım imkanlarını hızlandıran, konfor sağlayan yollar, hava limanları da bu süreci olumlu yönde destekledi. Sağlık imkânlarında da çok daha yüksek standarda kavuşabilen Doğu, pek çok açıdan geleceğe dair davetkar tarafını güçlendirmeye devam ediyor. Daha ucuz, daha sakin ve daha mutlu bir hayat vadi artıkça ve Doğu ile Batı arasındaki standart makası daraldıkça tersine göç, yeni nesilleri de cezbetmeye devam edebilir. İktidarın uzun vadeli altyapı yatırımları, meyvelerini vermeye başlamış gibi görünüyor. Bu aslında Batı illerindeki stresi azaltmanın ve güç dengesini paylaştırmanın da çok önemli bir aracı olacak bibi görünüyor."
