İçine New York şehrinin sığacağı Dünya’nın en büyük ve gizemli mağarası
İlk defa 1991 yılında Vietnamlı bir yerli olan Ho Khanh tarafından keşfedilmiş bu mağaranın ismi, Hang Son Doong. Gürültü ve rüzgâr uğultusu yüzünden yerlilerin şimdiye kadar girmeye cesaret edemediği bu mağara, 7,2 kilometre uzunluğunda ve 2009 yılında yapılan incelemelerde bu mağaranın dünyadaki en büyük mağarası olduğu açıklandı. Mağara, kendine ait başka bir ekosisteme ve iklime ev sahipliği yapıyor. Hatta uzmanların incelemelerine göre bu mağaranın büyük bir bölümü keşfedilemedi ve bambaşka canlı organizmalarının olduğu biliniyor. İşte Hang Son Doong hakkındaki ilginç bilgiler…
Bir mağara düşünün içine koskoca New York şehrini sığdırabilecek büyüklüğe sahip ve kendine ait iklimi, yağmur ormanları bir de ekosistemi var. Sonu henüz bulunamadı ve bu durum birçok maceracı ve kâşifi her yıl bu mağaraya sürüklüyor. İçinde, yeraltının derinliklerine doğru birbiriyle bağlanan onlarca küçük mağara mevcut. O mağaraların boyutları da ortalama bir mağaranın boyutlarının çok üzerinde. Bu mağara, her anlamda gerçekten çok ilginç. Keşfedilmesi, sonra ortadan kaybolup yıllar sonra tekrardan bulunması, mağaranın iç yapısı, içeride duyulan garip, korkutucu hava akım sesleri ve Dünya’daki diğer mağaralara göre çok farklı özellikleri, bu mağaraya büyüklüğünden ziyade sıra dışılık katıyor.
MAĞARANIN KEŞFİ
1990 yılında Ho Khanh adında Vietnamlı bir adam, Vietnam ormanlarının derinliklerinde bir mağaraya rastlıyor. Mağaranın girişinden çıkan buhar benzeri bulutlar ve uzaktan duyulan nehir sesi, adamın ilgisini çekiyor ama mağaranın girişinin büyüklüğünden korktuğu için içeri girmekten vazgeçiyor. Yaklaşık 5 yıl sonra kendisini rehber ve hamal olarak işe alan mağara bilimci gezgin Howard Limbert ile otururken; Ho Khanh, Howard Limbert’e beş sene önce bulduğu mağaradan bahsediyor ve mağaranın girişini önündeki kumlara çiziyor. Ho’nun mağaranın girişinde gördüğü bulgulardan bahsetmesi ve Howard’ın önüne çizdiği resim, Howard’ın mağara biliminde tanıdığı bütün işaret tanımlarına uyuyor. Howard ve yanındaki mağara bilim ekibi, orta Vietnam’ın Phong Nha-Ke Bang Ulusal Parkı'nda büyük bir mağara olduğunu biliyorlardı. O civarlarda bulunan yerel bir nehir, bir bölgede bir anda ortadan kayboluyor ve 10 kilometre ötede yeniden ortaya çıkıyordu. Suyun, bir yerden akması gerekiyordu. Howard’ın ekibi şu soruyu sordu: Bu akan su neredeydi?
MAĞARAYI BİR KÖYLÜ BULDU
Bir mağarayı araştırıp bulmanın en kolay yolu, içinden geçen bir nehri takip etmektir. Ancak uzun zaman önce nehrin kaybolduğu yer üzerine büyük kayalar çökmüştü. Ekip, mağarayı bulmak için tam üç sefer düzenledi ama her seferinde başarısızlıkla sonuçlandı. Görevin başarısız olması, Howard ve ekibini görevin iptal etmeye ve geri dönmeye zorladı. Bunun üzerine Ho Khanh, tek başına mağarayı aramaya koyuldu. Ama şöyle bir sorun vardı: Ho, ne yazık ki yıllar önce bulduğu mağara girişinin yolunu hatırlamıyordu. Yaklaşık bir hafta boyunca geldiği yolları işaretleye işaretleye ormanda dolaştı ve sonunda Ho, bir dağın kenarından 90 metre yukarı tırmanarak, girişi buldu.
Bu keşiften sonra, geldiği yolu ezberleyerek köyüne döndü. Ama bu mutlu keşif haberini Howard ve ekibine anlatmaları biraz zaman alacaktı. Yıllar sonra Howard, 2009'da Vietnam’a geri döndüğünde Ho, bir tercüman aracılığıyla iyi haberi Howard’a iletti. Howard ve ekibinin geri kalanı çok mutlu oldular. Bu haber üzerine hemen Ho’nun rehberliğinde mağaranın girişine doğru yola koyuldular. Mağaraya yaklaştıkça, girişteki rüzgâr akımının çıkardığı ses karmaşası ve sis şeklindeki bulutların her yeri kaplaması çok net bir şekilde görülüp duyulmaya başlanıyordu. Mağaranın girişindeki tüm ağaçlar ilginç bir şekilde 45 derecelik açı ile eğimli duruyordu. O zamanlar haberleri yoktu ama önlerindeki giriş tüm Dünya’daki en büyük ve karmaşık mağaralar ağını ortaya çıkaracaktı.
HANG SON DOONG MAĞARASI’NIN ÖZELLİKLERi
Hang Son Doong, diğer anlamıyla "dağ nehir mağarası", orta Vietnam’da bir bölgede bulunuyor. Mağaranın dış tarafında kalan yerler çok engebeli ve tehlikeli olduğu için mağaraya inmek zaman alıyor. Ana tünel geçit bölümü 5 kilometreden uzun ve en büyük bölümleri ise 200 metre yüksekliğinde ve 150 metre genişliğindedir. Kırk katlı bir gökdelen veya bir şehir bloğu, mağaranın içine sığabilir. Son Doong’un büyüklüğü iki faktöre bağlıdır: İçinden geçen nehir ve üzerinde oturduğu fay hattı.
MAĞARA 400 MİLYON YAŞINDA
Mağaranın yaklaşık 2,3 milyon yaşında olduğu tahmin ediliyor; ama çevresindeki kireç taşının 400 milyon yaşında olduğu düşünülürse, mağara nispeten daha genç kalıyor. Mağara, şekilsel olarak hiç düz bir yapıya sahip değil. Karmaşık sistemlerle çevrili bu mağarada derinlere indikçe şekil bozukluğunun daha da arttığı gözlemleniyor. Bu mağarada aynı zamanda 350 milyon yıllık beyaz fosillerin karanlık kireç taşına göre ön planda olduğu "fosil geçidi" adıyla anılan bir yer de mevcut. Mağaranın derinliklerinde, mağara çatısının son bulduğu bir noktada, yer seviyesinin hemen hemen 200 metre altında büyüyen bir yağmur ormanı mevcuttur. Çok tehlikeli bir inişe sahip olan ve etkileyici bir ekosistem yaratan bu yağmur ormanı, gerçekten tam anlamıyla bir doğa harikasıdır. Yakın bir zamanda dalgıçların yaptığı araştırmada ilk dolinin yakınlarındaki dar bir su altı geçidinin yakındaki bir mağara olan Hang Thung’a bağlandığı teyit edildi. Bu araştırmaların devamı şüphesiz gelecek; ama bildiğimiz bir şey var ki bu mağara, sandığımızdan çok daha fazlasını içeriyor ve gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor.