Erdoğan Türkiye'ye giriş yasağı koyduğu kişileri açıkladı
BM Güvenlik Konseyi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Terörist tehdidiyle mücadele kapsamında 6 bin 300 kişiye giriş yasağı koyduk' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabının ardından Tunus Cumhurbaşkanı Muhammed Munsif Merzuki'yle bir araya geldi. Erdoğan ve Merzuki basına kısa süreli görüntü verilmesinin ardından ikili görüşme gerçekleştirdi. Erdoğan ve Merzuki görüşmede iki ülke ilişkilerini ele aldı. Erdoğan, daha sonra BM Güvenlik Konseyi'ne geçti. Konuşmasının başında bu toplantıyı organize ettiği için Obama'ya teşekkür eden Erdoğan, “Sözlerimin başında değerli dostum Barack'a çok teşekkür ediyorum. Böyle bir üst düzey organizasyonun gerçekleştirilmiş olması sebebiyle. Yabancı terörist savaşçılar meselesi şüphesiz yeni bir olgu değil. Bu konu hep daha büyük bir konunun yansıması, bir semptomu olarak ortaya çıkmıştır. Bugün de güney sınırlarımıza komşu devlet yapılarının çökmesi ve bunun doğurduğu istikrarsızlık ve kaos ortamı terör örgütlerine faaliyet alanı kazandırmıştır. Bölge maalesef terörist savaşçılar için çekim merkezi haline gelmiştir” diye konuştu.
Türkiye'nin Suriye rejimine karşı dünyayı uyardığını ifade eden Erdoğan, “Türkiye özellikle Suriye'de istikrarsızlığın baş göstermesinden itibaren uluslararası topluma söz konusu tehdide ilişkin uyarılarını defaetle yapmıştır. Rejimin halka şiddet politikaları karşısında uluslararası camianın içinden bir türlü çıkamadığı atalet Suriye'de el Kaide'nin yeniden canlanıp, rejimin desteğiyle IŞİD kimliği altında palazlanmasına zemin hazırlamıştır. IŞİD tehdidinin Irak'a yayılması ise konjektüreldir ve geçmiş hükümetin mezhepçi politikalarından beslenmiştir. Uluslararası toplum birlik ve dayanışma içerisinde hareket ettiği takdirde üstesinden gelemeyeceğimiz bir sınama yoktur. Uzun vadeli düşünüp, kapsamlı gerçekçi ve samimi bir yaklaşım benimsersek bu tehdidi de alt edebiliriz. Türkiye uzun zamandan beri aldığı tedbirlerle yabancı terörist savaşçıların bölgeye akışına set çekmeye çalışmaktadır. Ancak bu Türkiye'nin tek başına yürütebileceği bir şey değildir. Yabancı terörist savaşçı tehdidi bu kişilerin kaynak ülkelerden ayrılmalarıyla başlamaktadır. Dolayısıyla bunlarla mücadele esas olarak kaynak ülkelerde başlamalıdır” dedi.
Türkiye'nin yabancı teröristlerin girişini engellediğini belirten Erdoğan, “Öncelikli hedefimiz bu kişilerin ülkemize girişinin engellenmesidir. Bu hususta uzun zamandır ilgili ülkelere bizimle işbirliği yapmaları için çağrıda bulunmaktaydık. Üzülerek söylemeliyim ki bu hususta da ağır davranılmıştır. Tehdidin vahametinin artması üzerine nihayet son dönemde kaynak ülkeleri bizimle bilgi paylaşmaya başladığını görmekteyiz. Bu sayede yabancı terörist savaşçılar tehdidiyle mücadele kapsamında 6 bin 300 kişiye giriş yasağı koyduk. Bine aşkın yabancıyı sınır dışı ettik, havalimanlarında risk analiz grupları oluşturduk. Burada bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu konuda Türkiye'nin işbirliğini bekleyen dost ve ortaklarımızın ancak kendileri de gerçek bir işbirliği ruhu sergilemeleri halinde bu akışı durdurabiliriz. Bu mücadelede üzerinde hassasiyetle durulması gerekilen bir diğer konu ise alınan tedbirlerin islamafobik çevrelerce istismarına ve ortak medeni değerlerimizi incitmesine izin verilmemesidir” dedi.
"TÜRKİYE TERÖRE ÇOK KURBAN VERDİ"
Türkiye'nin de teröre çok evladını verdiğini kaydeden Erdoğan, “Değerli katılımcılar Türkiye yıllarca terör belasından çekmiş, terörizme binlerce evladını kurban vermiştir. Terörün yaşattığı acıyı en iyi bilenlerdeniz. Dünyanın 4 bir köşesinden gençlerin terörün ağına düşmesine herkesten önce biz mani olmak istiyoruz. Nitekim Türkiye 2011'de ABD ile birlikte terörizmle mücadele küresel formunu kurarken tam da bu anlayışla hareket etmiştir. Türkiye bu tehdidi bertaraf edilmesi için gerekli tüm bireysel, bölgesel ve uluslararası adımları atmakta ve bu hususta daha da yoğun tedbirler almakta kararlıdır. IŞİD eli kanlı bir terör örgütüdür. Hükümetimiz bu yönde en başından beri gerekli hukuki tedbirleri de almıştır. Terörle mücadelede ulusal çıkarlarımızın gerektirdiği her türlü adım istikrar ve insani gerekçeler göz önüne alınmak suretiyle atılacaktır. Ülkemizin sınırları üzerinde büyük bir baskı mevcuttur. Suriye'deki çatışmaların başından bu yana her etnik grup ve mezhepten bir milyon üç yüz bin Suriyeli mülteciye ilaveten sadece geçtiğimiz hafta içerisinde IŞİD saldırılarından kaçan 140 binden fazla Suriyeli Kürt mülteci ülkemize sığınmıştır. Halen Irak'tan gelen 70 bin Ezidi'ye de geçici ev sahipliği yapıyoruz. Tüm bu fedakârlıklarımıza rağmen dayanışma beklentimize yeterince karşılık bulamamışken haksız bir takım eleştirilere maruz kalmak bu da bizi gerçekten üzmektedir. Türkiye'nin bu konudaki kararlılığı sorgulanamaz, uluslararası toplumda esasen tarihi bir samimiyetsizlik sınavından geçerken dayanışmamızın gereğine inanıyorum. Sorunun köküne inildiği, arzu edilen dayanışma ve işbirliği sağlandığı takdirde sonuç alınmaması mümkün değildir. Milyonlarca Suriyeli kardeşimizin güven içinde evine dönebildiği bütün Iraklı kardeşlerimizin kendilerini Irak'ın parçası hissettikleri kalıcı bir barış, demokrasi ve istikrar ortamının sağlanması hepimizin ortak hedefi olmalıdır. Türkiye bu hedef doğrultusunda çabalarını sürdürecektir” dedi.