Dünyanın göz bebeği olan İstanbul, tarihi ile bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış, başkent olmuş, çağ açıp, çağ kapatmış adına şiirler, şarkılar yazılmış muhteşem bir şehirdir. İstanbul'un Türkiye'nin en kalabalık nüfusuna sahip olması, jeopolitik konumu tüm dünyanın ilgisini çekmektedir. Tarihi ve doğal güzellikleriyle İstanbul'da yaşamanın, zaman geçirmenin elbette bir ayrıcalığı var. İşte bu gezi yazımızda; "İstanbul’da gezilecek yerler nereler?, İstanbul’da nereye gidilir?, İstanbul'da nereler gezilir?, İstanbul tarihi yerleri, İstanbul sarayları, İstanbul camileri, İstanbul müzeleri, İstanbul park ve bahçeleri, İstanbul'un turistlik yerleri, İstanbul'da gezilecek yerlerin listesi"ni siz değerli okuyucularımız için hazırladık. Keyifli okumalar, iyi gezmeler diliyoruz...
İstanbul'un sık sık trafiğinden, kalabalık oluşundan şikayet ediliyor olsa da bu şehir adeta mıknatıs gibi insanları içine çekmeyi başarıyor. İstanbul'u gezmek isteyenler için; İstanbul'da nereye gidilir?, İstanbul’da görülmesi gereken yerler nereler diye merak ediyorsanız bu gezi listesi tam size göre...
İstanbul gezisine şehrin ilk yerleşim yerlerinden biri olan Fatih ilçesinin Sultanahmet semtinden başlamanın daha iyi olacağını düşünüyoruz. Bu sebeple gezi listesinin ilk sırasına Sultanahmet meydanı ve içerisinde yer alan; Sultanahmet Camii, Ayasofya Camii, Yılanlı Sütun, Dikilitaş gibi noktalardan geziye başlamanızı öneriyoruz.
Eminönü, İstanbul’un en eski tarihi yerlerinden biri. İstanbul ilinin Fatih ilçesinde yer alan Eminönü, ulaşım açısından da kolay bir konumda yer alır. Semt içinde bir çok tarihi yer ve tarihi eser barındırmaktadır. Bizans döneminde semt "Neorin Kapısı" ve "Porto Drungari" adlı iki bölümden oluştuğu bilinmektedir. Eminönü, Unkapanı’ndan başlayarak Sirkeci'ye kadar devam eder. Burada yer alan, Yeni Camii, Hidayet Camii, Zeynep Sultan Camii, Alay Köşkü, Hünkar Kasrı, Büyük Postane ve Tanzimat müzeleri, Atıf Efendi Kütüphanesi ile Nurosmaniye Kütüphanesi gibi yapıları gezebilir, görebilirsiniz.
İstanbul'un en sinematografik ve köklü semtlerinden biri olan Balat, adeta bir film platosu gibidir. Ayvansaray ve Fener semtleri arasında yer alan tarihi Balat, kozmopolit yapısıyla tüm dikkatleri üzerine çeken muhteşem bir semttir. Bölgede Ermeni, Yahudi ve Müslümanlar bir arada yaşar. Bu kültürel çeşitlilik ise şehrin her tarafına sinmiş ve yapıları ile de bunu yansıtmayı başarmıştır.
İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde yer alan İstiklal caddesine gitmek için Taksim meydanına gitmeniz gerekir. Bu girişin diğer ucu ise Karaköy tren istasyonunda son bulunmaktadır. Burada sanatsal faaliyetlere katılmanız mümkün. Tiyatrodan sanat galerisine, sinemadan kitap evlerine kadar birçok ortamın bulunduğu ünlü caddede, birçok kültürel faaliyetlerde de bulunabilirsiniz. Cadde üzerinde yer alan giyim ağırlıklı alış veriş mağazalarından kişisel zevklerinize uygun alış veriş yapabilir, çeşitli restoran ya da kafelerde damak zevkinize uygun lezzetler tadabilirsiniz.
İstanbul Boğazı, iki kıtayı birbirinden ayıran üzerindeki köprüsü ile de iki kıtayı birbirine bağlayan şehrin simgelerinden biridir. Boğaz'dan şehrin eşsiz güzelliklerini, eşsiz manzarasının keyfini sürebilir, Eminönü veya Kabataş tarafından kalkan teknelerle ister gece, isterseniz sabah erkenden düzenlenen boğaz turuna katılabilirsiniz...
Osmanlı sultanlarına tarihsel süreç içinde çok defa ev sahipliği yapan bu çok özel saray, İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde yer alır. Saray, geçmişte Kazancıoğlu Bahçeleri adıyla da anılıyordu ancak çatı bölümünde meydana gelen yangından büyük hasar gördü. Onarım sürecinde Mimar Sarkis Balyan’ın katkıları ile önemli ölçüde eski haline tekrar geri getirilir. Günümüzde burası çok önemli organizasyonlar, nişan ya da resmi davetler için tercih edilir. İstanbul’un bu ihtişamlı sarayını mutlaka gezip görmelisiniz.
Hiç kuşkusuz burası İstanbul’un en eşsiz yerlerinden biri! Geçmişte Boğaziçi Koyu'na ait olan Dolmabahçe Sarayı’na yine o dönemlerde yaşayan Osmanlı Amiralleri gemilerini demirlermiş. Daha sonraki dönemlerde Osmanlı Sultanları tarafından burası Hasbahçe olarak kullanılmıştır. Uzunca bir dönem bölge Beşiktaş Sahil Sarayı ismiyle anılmış olsa da, Sultan Abdülmecit burayı yıkma kararı alınca 1843’te bugünkü saray yapısı inşa edildi. Dolmabahçe Sarayı 15 bin metrekarelik toplan bir arazi ile gezi planı yapacak ziyaretçilerini beklemekte. İstanbul'da gezilecek yerler listenize burayı eklemenizi öneriyoruz.
Fatih Sultan Mehmed Han döneminde yaptırılan ve ülke idaresinin 400 sene boyunca buradan yönetildiği Topkapı Sarayı Abdülmecit döneminde müze mantığıyla ziyarete açılır. İstanbul'un Fatih ilçesinde bulunan milli saray 80 bin metrekarelik büyük bir alanı kaplar. Günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi ismiyle ziyaretçilerini ağırlamayı sürdürmekte. Burası İstanbul’da özellikle turistlerin en çok ilgi gösterdiği yerlerin başında gelir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına denk gelen çok önemli bir döneme şahitlik etmiş Yıldız Sarayı, diğer saraylardan farklı olarak sahip olduğu doğal çevresi ile oldukça etkileyici. Bu muhteşem yapıyı mutlaka gezip görmenizi tavsiye ediyoruz.
1865 senesinde inşa edilen Beylerbeyi Sarayı, Boğaz Köprüsü’nün hemen altında konumlanır. Bu anlamda sarayı ziyaret edenler müthiş bir manzara ile karşılaşır. Mekan bir dönem Has Bahçe olarak kullanılır. Mimarı Serkis Baylan olan saray, pazartesi ve Perşembe hariç her gün ziyaret edilebilir.
Tarihin en eski kulesi olarak bilinen Galata Kulesi, Anastasius tarafından 507 senesinde yapılmıştır. İlk yapıldığı zamanlarda burası bir fener kulesi olarak kullanılmış olsa da 14. Yüzyılda Cenevizlilerin kontrolüne geçen bölge bu dönemde yangın seyir kulesi olarak değerlendirilir. Günümüzde Galata Kulesi, turistik bir tesis olarak kullanılıyor. İstanbul'un sembollerinden biri olan muhteşem yapının önünde fotoğraf çektirmeyi unutmayın diyoruz...
Birçok tarihi olaya tanıklık etmiş Malta Köşkü'nü Sultan Abdulaziz Malta’dan getirttiği taşlar ile imar ettirmiş. Burayı da gezilecek yerler listenize almanızı öneriyoruz.
Ülkemizin en bilinen mimari eserlerinin ve değerlerinin minyatür ölçeklerde tasarlanıp, ziyaretçilerin ilgisine sunulduğu Miniatürk ile ülkemizde bulunan harika yapıları bir arada gezip görebilirsiniz. Özellikle çocukların ilgi ile gezdiği Miniatürk'ü de gezilecek yerler listenize alabilirsiniz.
İstanbul’un yedi tepe üzerine kurulduğu söylenir. İşte o tepelerden biri de Çemberlitaş'tır. Roma İmparatoru I. Konstantin onuruna Milattan Sonra 330 yılında dikilen bu sütun, Çemberlitaş sütunu olarak bilinir. Sultanahmed Meydanı'na giderken tramvay yolunda yapıyı görebilirsiniz.
İstanbul'un en meşhur sahilleri arasında gösterilen Bebek Sahili, elit yaşamına ev sahipliği yapan, sahil şerinde ünlü markaların yer aldığı kafe ve restoranlarla doludur. Ünlülere en çok denk gelebileceğiniz yerlerden biri olan Bebek Sahili, İstanbul magazinin en bilindik yerleri arasındadır. Burada sevdiklerinizle keyifli yürüyüş yapmak isterseniz Bebek Sahili'ni gezilecek yerler listenize almanızı öneriyoruz.
Şehrin en köklü semtlerinden biri olan Ortaköy Sahili, farklı birçok kültürlere de ev sahipliği yapıyor. Bölgede yaşayan Ermeni, Rum, Yahudi vatandaşlarımızın yüzyıllardır bir arada yaşadığı Ortaköy Sahili, renkli ışıkları ile ve eğlence merkezleri ile İstanbul'un en çok ziyaretçi çeken yerleri arasında bulunur. Burada gündüz kumpircilere uğrayabilir, denize sıfır konumdan muhteşem manzaraları seyre dalabilirsiniz...
İstanbul'u kuş bakışı görebileceğiniz muazzam manzarası ile Çamlıca Tepesi, günümüzde yapılan Çamlıca Camii'nin ve yine tepe içinde bulunan içerisinde yer alan sosyal tesislerde sabah temiz hava alabilir, yine burada güzel bir kahvaltı yapabilir manzaranın keyfini çayınızı yudumlayarak çıkartabilirsiniz.
İstanbul’da gezilecek yerler listesinde kentte yer alan kasrılar ile devam edelim. Gerek mimarisi, gerekse tarihten günümüze taşıdığı izler, manzara ve yeşillikler içinde konumlanması nedeniyle yine alternatif kahvaltı seçenekleri sunan mekanları da gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.
Osmanlı döneminde has bahçesi olarak kullanılan Küçüksu Kasrı, Sultan IV. Murat döneminde gümüş selvi olarak da bilinir. Yapıldığı tarihden günümüze kadar çeşitli amaçlar için kullanılan tarihi yapının mimarisine hayran kalacaksınız.
Beşiktaş ve Nişantaşı arasında konumlanan Ihlamur Kasrı, Abdülmecit zamanında yapılır. Burası normalde Hacı Hüseyin Ağa isimli birine aittir. Ihlamur Vadisi’nin mesire bölümüne Abdülmecit’in tahta geçmesinden sonra bu mekan inşa edilir. Aynı dönemde Merasim Köşkü ve Maiyet Köşkü’nün de yapımına başlanır. Bugün mekan müze-saray mantığıyla ziyaretçilerini ağırlar.
Üç yüz yıl boyunca Haliç kıyılarını süslemiş ve günümüzde Aynalıkavak kasrı adı ile bilinen yapı Osmanlı döneminde Aynalıkavak sarayı veya tersane sarayı olarak bilinen yapı grubundan günümüze ulaşan tek örnektir.
İstanbul, Avrupa yakasında gezilecek yerler arasında bulunan Rumeli hisarı, boğazın kuzey kesiminden gelecek saldırıların engellenmesi amacı ile İstanbul’un fethinden önce, Fatih Sultan Mehmet tarafından Anadolu hisarının tam karşısına yaptırılmıştır.
İstanbulda Anadolu yakasında bulunan Anadolu Hisarı, Yıldırım Beyazıt tarafından 1395 yılında yapılmıştır. Özellikle Cenevizliler açısından boğaz geçişi yönünden büyük önem taşıyan bu tarihi hisar, aynı önemi Osmanlılar açısından da taşımıştır. Gezi listenize burayı da alabilirsiniz.
Anadolu Kavağı’nı ön plana çıkaran en belirgin özelliği, tarihi misyonunun yanında, turistik bir balıkçı kasabası olmasıdır.Asya yakasında yer Anadolu kavağında güzel bir kahvaltı yapabilirsiniz.
Beykoz ilçesinin önemli ve eski bir yeri olan Kanlıca, Anadolu Hisarı’yla Çubuklu arasında konumlanır. Kanlıca aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne de son derece yakındır. Bilindiği üzere bölge yoğurdu ile meşhurdur. Bu yoğurt genelde pudra şekeri ile beraber yenilir. Mihrabad Korusu ve yalıları da semtin bir diğer önemli unsurudur.
Pek çok sanatçıya ilham kaynağı olmuş Kız Kulesi’nin önünde fotoğraf çektirmeyen İstanbullu yoktur herhalde. Bunun nedeni buranın dillere destan manzarasıdır. Boğazın incisi olarak da adlandırılan mekan, 2500 senelik tarihiyle İstanbul'un adeta simgesi durumundadır. Kız Kulesi, belli dönemlerde bir gözetleme kulesi olarak kullanılmış olsa da 2000 yılında yapılan bir restorasyon ile günümüzde restoran olarak hizmet vermeye devam etmektedir.
İstanbul’un adeta sembol yapılarından biri olan Haydarpaşa Garı, tüm aksiliklere rağmen yıllardan bu yana ayakta durmayı başarıyor. Geçtiğimiz yüzyılın başında inşa edilen gar, özellikle mimari detayları ve güzel konumu ile ön planda. Bina o dönem iki Alman mimar tarafından yapılmıştır. Burası 1. Dünya Savaşı’nda cephane olarak kullanılmıştır. 2010 senesinde çatı bölümünde müthiş bir yangın meydana gelmiştir.
Tarihi Moda İskelesi her yerinden deniz manzarası muhteşem bir şekilde görülen güzellikte bir yerdir.
Bağdat Caddesi, İstanbul’un en popüler caddelerinden biri olarak öne çıkar. Şehirdeki pek çok özel etkinlik ya da kutlama, bu alanda gerçekleşir. Çok sayıda alışveriş merkezini de bünyesinde barındıran bu uzun ve yoğun cadde, bir anlamda İstanbul’un kalbi olarak görülür.
Çemberlitaş Hamamı, Çemberlitaş’ın yanında, Kapalıçarşı’ya oldukça yakın bir mevkide bulunan meşhur hamamlarımızdan bir tanesidir.
İstanbul’da gezilecek hamamlar arasında yer alan Cağaloğlu Hamamı İstanbul’un en büyük çifte hamamları arasında ye alır. Klasik Osmanlı mimarisinden farklı bir yapıya sahiptir.
Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan için 1556 – 1557 yıllarında Mimar Sinan yapıyor.
İstanbul’a gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olan Kapalı Çarşı, aynı zamanda dünyanın en eski çarşısı olarak da bilinir. Büyüklüğü ile içinde kaybolabileceğiniz bu eşsiz çarşı, Fatih ilçesinde bulunur. Burada çok sayıda han, bedesten ve dükkan yer alır. Çarşı toplamda 45 bin metrekarelik bir alana dağılmıştır. Bir gün içinde 250 bin kişiden fazla insan çarşıyı ziyaret etmektedir.
Çarşı ile beraber İstanbul’un en meşhur çarşıları arasında gösterilen Mısır Çantası, pek çok filme konu olmuş, çok sinematografik bir mekandır. Eminönü bölgesinde yer alan çarşı, aynı zamanda Yeni Camii’ye de oldukça yakındır. Bugün pek çok baharatçı, takıcı, kuyumcu, hediyelik eşyacı çarşı içinde hizmet verir. Çarşıdaki son restorasyon 1943 senesinde gerçekleşir.
İstanbul’da güzel mekanlar arasında bulunan Çiçek Pasajı. 1908 yılında Sadrazam Küçük Said Paşa Hristaki Pasajı’nın mülkiyetini almış olup, mütareke yıllarında çok fazla çiçek dükkânının açıldığı söylenir.
İstanbul sınırları içinde yer alan St. Antuan Kilisesi, İstiklal Caddesi üzerinden konumlanır. Bu özel mekanın en önemli özelliği şehrin en büyük Katolik kilisesi olmasıdır. Kilise 13. yüzyıldan günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Kilise tarihsel süreç içinde toplamda iki defa yanmıştır. Kilise farklı dinlere mensup insanların dahi yoğun şekilde ilgisini çeker.
İstanbul’un ünlü Fener semtinde yer alan Fener Rum Patrikhanesi, Aya Yorgi Kilisesi’ne bağlıdır. Bu nedenle bazı kaynaklarda ismi bu şekilde de geçebilir. Kilise 307 senesinde başpiskoposluk mevkiine yükselmeyi başarır. Roma’nın yeni başkenti İstanbul olunca bu gelişme ortaya çıkar. Hz. İsa’nın Kudüs’te kırbaçlandığı bir sütun ile bazı azizelere ait tabutlar, Patrikhane içinde ziyaretçilere sunulur. 1941 senesinde kilise içinde büyük bir yangın gerçekleşse de daha sonradan gerekli onarım çalışmaları yapılmıştır.
Saray Sarkis Balkan tarafından 1858 yılında yapılmıştır. Sarkis Balvan tarafından, Sultan Abdülmecit’in kız kardeşi olan Adile Sultan’a hediye niteliğinde yaptırmıştır.
Çarşının bir diğer adı da Sipahiler Çarşısı. Zamanında sipahiler için ürünlerin satıldığı bir arasta olduğu için bu isimle de anılmış.
İstanbul’da gezilecek semtler arasında önemli bir yere sahip olan Eyüp ilçesinde yer alan Pierre Loti Tepesi de görülmesi gereken bir başka nokta.İstanbul ve Haliç manzarasının tadına varmak isteyen birçok kişinin tercihi İstanbul’da Pierre Loti Tepesi.
Atatürk dönemin de inşa edilen Florya Atatürk Deniz Köşkü, İstanbul Belediyesi tarafından yaptırılmış ve Osmanlı döneminde Atatürk’e armağan edilmiştir.
85 metrelik kule bugün itibarı ile Suriçi’nin en yüksek yapısıdır. Kuleye çıkılmak istenirse, 256 merdivenden oluşan oldukça zor bir yolculuğun ardından neredeyse tüm İstanbul’u içerisine alan panoramik bir fotoğrafla karşılaşılır.
Ceneviz Kalesi olarak da tanınan Yoros Kalesi, Anadolu Kavağı’nın sırtında yer alır. İmparatorluğun güç kaybettiği dönemlerde kale Cenevizlilerin eline geçer. Kale normal koşullarda bir Bizans kalesi olarak kabul görür. Grekçe kitabede yazılanlar bu bilgiyi doğrular niteliktedir.
Zindan olarak anılsa da aslında yapılış amacı şehre gelen yabancı kralları ve yabancı ülkelerden gelen mevki sahibi insanları görkemli olarak karşılamaktı.
İrili ufaklı 9 ada ve iki kayalıktan meydana gelen meşhur Adalar, İstanbul’da es geçilmemesi gereken yerler arasındadır. Büyükada, Heybeliada, Kınalıada gibi oldukça popüler adaları da bünyesinde barındıran bölgede, her adanın kendine has bir hikayesi bulunur. Yaz aylarında insanların adeta akın ettiği Adalar, pek çok aktivite ve etkinlik vadediyor.
1500 yıl öncesinde Bizans İmparatorluğu’nun şehrin su ihtiyacını karşılamak amacı ile su deposu olarak kullandığı sarnıç, ihtişamı yüzünden bir dönem saray olarak da kullanılmıştır.
Tarihi bir müze olan Aya İrini Müzesi, İstanbul’da Topkapı Sarayı’nın birinci avlu kısmında yer almaktadır.
İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan yapının, yazlık saray ya da burada yapılan müsabakaları izlemek için Fatih Sultan Mehmet’in kullandığı bir köşk olabileceği düşünülür.
Sabancı ailesi tarafından toplanan eserlerin bir araya toplanarak Türk Milleti’ne faydalı olabilmesi adına bir müze açılması yönünde harekete geçildi ve Emirgan’daki Atlı Köşk’ü 1998’de Sabancı Üniversitesi’ne tahsis etti ve müze 2002 yılında açıldı.
Sultanhamet’te yer alan Arkeoloji Müzesi, tam olarak Osman Hamdi Bey Yokuşu’nda bulunur. Müze kapsamında Çinili Köşk Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi de gezilebilir. Müzenin bahçesi de en az müzede yer alan eserler kadar ilgi görür. Burası ülkemizde müze olarak düzenlenen ilk bina olarak kayıtlara geçer.
İstanbul’da gezilecek yerler listemizde sonraki durağımız İstanbul Oyuncak Müzesi.
2005 yılında Sunay Akın tarafından kurulan müze, ülkemizde oyuncak müzesi alanında bir ilk olma özelliğini taşıyor.
Türkiye’de 7’den 77’ye herkesin sevgilisi olmayı başaran Barış Manço’nun anısına açılan bu özel müze, İstanbul Moda’da yer alır. Buranın aynı zamanda Barış Manço’nun bizzat yaşadığı ev olması, müzeyi daha da anlamlı kılar. Bu, aynı zamanda Barış Manço’nun bir vasiyetiydi.
Türkiye’nin özel girişimler sonucu hayat bulan ilk modern sanatlar müzesi olan İstanbul Modern, 2004 yılında açılmıştır.
Müze, İstanbul’un fethini konu alıyor.Tam panoramik olan müze sizi fetih yılına geri götürüyor.Türkiye’nin de ilk panoramik müzesi olma özelliğine sahip.
Evkaf-ı İslamiye Müzesi adıyla Süleymaniye Külliyesi’nde hizmet vermeye başlayan müze, Cumhuriyet’in ilanından sonra Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak anılmaya başlanıyor.
İstanbul Deniz Müzesi1897 senesinde inşa edilir. O dönem Kütüphane İdaresi olarak kullanılır. Beşiktaş’taki Cezayir Caddesi üzerinde yer alan müzede toplamda 20 bin eser teşhir edilir. Üç katlı olan müzede 17 sergileme odası bulunur.
İtfaiye Müdürlüğü önderliğinde 1928 senesinde kurulan İtfaiye Müzesi, Fatih ilçesinde yer alır. Tam adı Kont Szchenyi İtfaiye Müzesi olarak bilinir. Müze içinde çok sayıda askeri tulumba, motorlu pompa, teneke ibrik ve tulumba arabası, meraklılarına sunulur.
Fethiye Müzesi İstanbul’un Fatih ilçesinin Çarşamba bölgesinde yer alan tarihi bir müzedir. Doğu Roma Döneminde Pammakaristos Manastır Kilisesi olarak hizmet vermiştir.
Yakın zamana kadar Divan Edebiyatı Müzesi adı ile bilinen Galata Mevlevihanesi Müzesi, 2007 yılında başlayan ve 2011 yılına kadar süren çalışmaların sonucunda bugünkü halini almıştır.
İstanbul’un en önemli tematik müzelerinden biri olan Harbiye Askeri Müzesi, adından da anlaşılacağı üzere Harbiye semtinde bulunur. Müzede askeriyeye ait 5 bin civarında obje teşhir edilir. Müze 1933’te açılsa da binası, 15. yüzyıldan bugüne miras kalmıştır.
İstanbulda gezilecek yerler avrupa yakası bölümünde bulunan ve haliç kıyılarında yer alan Rahmi Koç Müzesi, 11 bin metrekarelik büyük bir alana yayılmıştır. 2001 senesinde müze ile alakalı restorasyon çalışmaları tamamlanır ve ziyarete açılır. Müze içinde temel olarak ulaşım, havacılık, iletişim ve endüstri alanlarına dair materyaller paylaşılır. Pazartesi günleri dışında müze ziyarete açık durumdadır.
Madame Tussauds Müzesi’nin esasen dünyada 250 senelik bir geçmişi bulunur. İstanbul’da açılan müze, Madame Tussauds’un 21. halkasıdır. İstiklal Caddesi’nde yer alan bu eşsiz müze, 2016 senesinde açılmıştır. İçinde özellikle Türkiye’de ya da dünyada tanınan önemli figürlerin balmumu heykelleri müthiş bir ilgi görür. Şu anda İstanbul’da yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği müzeler arasında bulunur.
İstanbul’da gezilecek yerler listemize bir sanat müzesi ile devam ediyoruz.Sanat müzesi olarak nitelendirilen Pera Müzesi İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde yer almaktadır.
İstanbul’da gezilecek yerler listemizin sonraki durağı havacılık ile ilgili.İstanbul Havacılık Müzesi, bir diğer bilinen adıyla Hava Kuvvetleri Müzesi, havacılığa merak salmış birçok kişi için ilgi kaynağı oluyor.Geçmişi 1. Dünya Savaşı’na dek uzanan Yeşilköy Havacılık Müzesi’nde farklı ülkelere ait çok sayıda askeri materyal teşhir edilir. Müze esasen önce İzmir’de açılmasına rağmen 1985 senesinde İstanbul’a taşınır.
İstanbul’da gezilecek tarihi yerler arasında bulunan İstanbul’un eşsiz tarihi miraslarından birisi olsa da az bilinen değerlerinden birisi Kariye Müzesi.
İstanbul’da gezilecek müzeler arasında bulunan Türkiye İş Bankası Müzesi, 83 yıllık geçmişte biriktirilen fotoğraflar, belgeseller, belgeler, hatıralar özenle toplanmış ve müzede sergilenebilecek hala getirilmiştir.
Türkiye’nin en büyük postane binası olma özelliğini elinde bulunduran Büyük Postane, İstanbul ilinin Fatih ilçesinde yer alan, tarihi özelliği ve mimarisi ile dikkat çeken bir binadır.
İstanbul’da gezilecek yerler listemizde her yaş için oldukça tatlı bir durağımız var.Çikolota müzesi ilk başta size biraz ilginç gelebilir.Kendinizi çikolatadan bir köyün içerisinde hayal edin.Bu nefis müzeyi ziyaret etmelisiniz.
Ayasofya Camii adeta İstanbul’un simgesi olmuştur.Çok eski tarihlere dayanan hikayesi ile günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır.İstanbul turistik yerler listesinin ve gezilecek camiler arasında ilk sırada yer alıyor.
Şehrin simgesi olan Sultanahmet Camii, eşsiz mimarisi ve ünü ile görülmesi gereken ilk cami olarak gezilecek camiler listedeki ilk sırayı alıyor.Adını verdiği meydan ilede pek çok tarihi yeri aynı anda gezmenize olanak sağlayan Sultanahmet, kesinlikle görülmesi gereken bir yer.
Şehrin feth edilmesi sonrası Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan camii 1766 yılındaki depremde büyük zarar görmüş ve 1771 yılında yeniden inşaa edilmiştir.Yüzyıllara dayanan tarihi ve külliyesinde bulunan Fatih Sultan Mehmed Türbesi ile İstanbul’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.
Eminönü’nde yer alan Yeni Camii, aynı zamanda Mısır Çarşısı’nın komşusudur. Bu durum caminin daha fazla tanınmasına etkili olur. 1597 senesinden günümüze kalan bu özel cami, doğrudan denizi karşısına alır. Bu anlamda müthiş bir manzaraya sahiptir. Cami, Mimar Sinan’ın öğrencisi olan Davut Ağa tarafından inşa edilir.
İstanbul’un fethinden hemen sonra inşaa edilen cami Türk ve İslam dünyası açısından oldukça önemli bir yere sahiptir.İçerisinde Eyüp Sultan hazretlerinin türbesi de bulunan cami, şehrin görülmesi gereken en önemli noktalarından birisidir.
“Mimar bulursun ama Sinan’ı bulamazsın, Sinan’ı bulsan Süleyman’ı bulamazsın…” 1557 yılında inşaası tamamlanan cami Mimar Sinan’nın dehasını anlamamızı sağlıyor.
Çemberlitaş isimli semtte yer alan Nuruosmaniye Camii, 1755 senesinde inşa edilmiştir. Yapımı tam 7 sene süren tarihi cami, Osmanlı mimarisinin tipik izlerinin yanından Barok üsluba ait doneler de sunar. Caminin yapımında I. Mahmut’un önemli bir rol olduğu kabul edilir. Kare planlı olan caminin toplamda 174 penceresi bulunur.
Büyük Mecidiye Camii olarak bilinen cami, halk arasında Ortaköy Camii olarak anılır.Neo Barok tarzında inşaa edilmiş olup 1856 yılında yapımı tamamlanmıştır.İstanbul’da gezilecek camiler arasında bulunuyor.
1855 yılında ibadete açılan cami, Ortaköy Camii ile büyük benzerlik gösterir.Aydınlatma pencereleri ile minare alemlerinde farklılıklar bulunur.
Beyazıt’ta yer alan cami ve Sultan II. Beyazıt tarafından yaptırılmıştır.1509 Yılında yaşanan deprem sonrası hasar gören cami ilerki zamanlarda Mimar Sinan tarafından onarımı yapılmıştır.
İstanbul’da gezilecek camiler arasında bulunan Rüstem Paşa Camii, dönemin en gözde çinicilik öreğine sahiptir.
Anadolu yakasında yer alan ve İstanbul’da gezilecek camiler arasında bulunan Mihrimah Sultan Camii, Üsküdar’da yer almaktadır.Hürrem Sultan’ın kızı olan Mihrimah Sultan adına yapılan bu cami Mimarsinan tarafından yapılmıştır.
Belgrad Ormanı, İstanbullular için şehirde nefes alınabilecek yeşil alanların başında gelir. Özellikle haftasonlarında yöre halkının büyük ilgi gösterdiği bu tabiat güzelliği, yer yer 230 metre yüksekliğe çıkabilmektedir. Sarıyer yakınlarında yer alan ormanlık alanın böyle bir isme sahip olmasının nedeni, Kanuni’nin Belgrad dönüşü esirleri buraya yerleştirmesidir.
Bitki bilimine ilgi duyanlar için müthiş bir alan sunan Atatürk Arboretumu, odunsu bitkiler ve ilginç ağaç türleri ile ilgi çeker. Bölge toplamda 1500 civarında bir bitki çeşitliliğine sahiptir. Sarıyer’deki Belgrad Ormanı aynı zamanda buraya oldukça yakındır. Atatürk Arboretumu 267 hektarlık bir alanı kaplar. Yerli botanikçiler buraya sene boyunca büyük ilgi gösterir.İçerisinde çok sayıda bitki türünün bulunduğu Atatürk Arboretumu, İstanbul’da görülmesi gereken en güzel doğal ortamlardan biri olan bu parkı mutlaka gezmenizi öneriyoruz.
İstanbul’da gezilecek parklar arasında bulunan Yıldız Korusu, şehrin merkezinde sizlere harika bir ortam sunuyor.Beşiktaş’ta yer alan Yıldız Parkı bölge halkı için oksijen kaynağıdır. Yıldız Korusu olarak da bilinen bu büyük alanın İstanbul gibi bir şehirde yer aldığına inanmak gerçekten de çok zor. Rivayete göre zamanında burada 2. Abdülhamit’e ait özel bir kır kahvesi olduğu söylenir. Park çevresinde çok sayıda kafe, çay bahçesi ya da tesis bulunur.
İstanbul’da gezilecek korular arasında Emirgan Korusuda listemizde yerini alıyor.İçerisinde yer alan köşklerde kahvaltı veya yemek keyfi yapabilirsiniz.Sarıyer’de yer alan Emirgan Korusu, İstanbul’un akciğeri olarak görülür. 300 dönümlük bir alanı kaplayan bölge, tarihsel serüveni içinde çok sayıda devlet adamını ya da padişahı ağırlar. Emirgan Korusu 4. Murat tarafından İran Prensi’ne hediye olarak verilse de zaman içinde çok defa el değiştirir. 1940 senesinden sonra ise Emirgan Korusu kamulaştırılmıştır.
Gülhane Parkı, Sarayburnu Parkı şeklinde de tanınır. Eminönü semtine bulunan mekan 1912 senesinde bir parka dönüştürülür. O dönem burası Topkapı Sarayı’nın en gözde has bahçesi olarak kabul görürdü. Burasının en önemli özelliği Tazminat Fermanı’nın okunduğu yer olmasıdır. Atatürk’ün Latin harflerle ders verdiği o meşhur kare tam olarak buradadır.
Beykoz Korosu aynı zamanda Abraham Paşa Korosu olarak da anılır. Toplamda 28 hektarlık dev bir alana sahip olan Beykoz Korosu, şehrin en yoğun yeşil alanlarından biri olarak gösteriliyor. Koruya adı verilen Abraham Paşa, aktarılanlara göre zamanında burayı bir tavla sonucunda kazanır. Bu durum, bir efsane gibi yıllardır anlatılır. Koru içinde çınardan erguvana pek çok ağaç çeşidi bulunur.
Günümüzde genelde kır düğünleri için tercih edilen Mihrabat Korusu, İstanbul’un en önemli tabiat güzellikleri arasında gösterilir. Büyük bir yeşillik alanın içine konuşlanan koru, halk ziyaretine her daim açık durumdadır. Mihrabat Korusu’nun doğrudan boğazı görmesi, burayı çok daha cazip kılar. Özdemir Asaf ve Yahya Kemal başta olmak üzere pek çok önemli yazarın yazılarını bu manzara eşliğinde yazdığı bilinir.
820 Dönümlük bir alanda piknik yerleri, amfi tiyatrosu, parkları ile doğa ile iç içe zaman geçirmek isteyenler için iyi bir seçim olacaktır.
Baltalimanı Japon Bahçesi, Türkiye ve Japonya arasındaki bağları pekiştirmek adına 2003 senesinde oluşturulan çok özel bir bölgedir. Bilindiği üzere Japonya’da 2003 Türk Yılı olarak ilan edilmişti. Oldukça özel bir manzaraya sahip olan bahçe, ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Japonya bahçeciliğinde kullanılan bitkiler ve ağaç türleri bu alanda sergilenir.
96 bin metrekarelik bir alana kurulan botanik parkın en büyük amacı insanların bitkiler hakkında temel bilgileri edinebilmeleri oluyor.
Ataşehir sınırları içinde yer alan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi 1995 senesinden bu yana İstanbullulara hizmet veriyor. Toplamda 32 hektarlık bir alanı kaplayan bahçe, özellikle çocuklu aileler tarafından büyük ilgi görüyor. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi saat 19:00’a kadar açık durumdadır.
İstanbul’da gezilecek sakin yerler arasında bulunan Polonezköy ve burada yer alan tabiat parkı içerisinde çok sayıda bitki türünü barındırıyor.Yürüyüş, piknik ve şehrin stresinden uzaklaşmak için harika bir yer.
İstanbul’da günübirlik gidebileceğiniz doğal yerlerden biriside Göktürk göleti.Piknik yapmak içinde oldukça ideal.
Şile içinde yer alan Saklı Göl, metropol kalabalığından uzaklaşmak isteyenler için müthiş bir fırsat sunar. Oldukça sakin bir atmosfere sahip olan göl, Şile ve Ağva arasında yer alır. Saklı Göl aynı zamanda Karamandere köyüne de komşu durumundadır. Burada kahvaltı yapabileceğiniz pek çok mekan söz konusudur.
İstanbul metropolünün uzağında yer alan Aydos Ormanı, sessiz ve dingin bir atmosfer arayanlar için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Kartal ilçesi sınırlarında yer alan ormanda, özellikle çam ağaçları önemli bir ağırlığa sahiptir.
Güneşin doğuşunu ve batışını izlemek için harika bir yer.Ayrıca yeşillerin içerisinde bir boğaz manzarası içinde doğru yerdesiniz.
Fethipaşa Korusu Sarayburnu ve Ortaköy arasındadır. Bilhassa lale ve erguvan zamanında ziyaretçi sayısı artan koru, çok önemli edebiyatçılara da sene boyunca ev sahipliği yapar.
İstanbul’un görmeye değer mekânlarından biri olan Ulus Parkı, Beşiktaş’ta yer alır. Parkın özellikle Boğaz Köprüsü ve Topkapı Sarayı gibi özel yerlere bakması, burayı daha da özel kılar. Özellikle hafta sonlarında burada yürüyüş yapan çok sayıda insanlar karşılaşabilirsiniz.
Göztepe 60. Yıl Parkı, yapılan çalışmalar neticesinde bir tematik park haline dönüştürülür ve 2013 senesinde hizmete açılır. Çocuklara özel oyun alanları dışında akvaryumlar, lale bahçeleri, doğal gölet, oyun tekneleri, parkın en popüler noktalarını oluşturur.
Beylikdüzü Yaşam Vadisi toplamda altı etaptan oluşur. Büyük bir yaşam alanı olarak tasarlanan projenin, toplamda 1 milyon metrekarelik bir alanı kaplayacağı öngörülüyor. Şu anda Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nin ilk etabı tamamlanmış durumdadır. Havuzu su oyun alanları ve şelalesi ile görmeye değer bu tabiat güzelliğine tanıklık edebilirsiniz.