Çocuk sahibi olmayı bekleyen ailelerin en çok araştırdığı konuların başında bebeklerine koyacakları isimler geliyor. Artık günümüzde bebeklere isim koyarken, eski isimler ile popüler isimler bir arada kullanılıyor. Özellikle kimsenin bilmediği, az bilinen ve az kişide olan isimler merak ediliyor. Biz de sizler için keşfedilmemiş, duyulmamış, anlamlı, güzel isimleri araştırdık. İşte, A'dan Z'ye keşfedilmemiş isimleri…
Keşfedilmemiş, duyulmamış anlamlı, güzel isimler neler? Bütün anne babaların, evlat sahibi olmak üzere iken en tatlı telaşı isim koymasıdır. Bunun için internette araştırmalar yapar, kitaplar okuruz. Bulabildiğimiz en güzel isimleri not ederiz. Anlamları ve hitap edilişleri bizim için uygundur. Özellikle farklı isimler koymaya çalışırken, evlatlarımızın ikinci ismi de İslam âlimlerinin isimleri olsun isteriz ki Onların şefaatleri evlatlarımıza nasip olsun diye, bu yüzden çoğunlukla iki isim tercih ederiz. Bunun için size birbirinden farklı isimlerden oluşan keşfedilmemiş duyulmamış isimler ve anlamlarını içeren isim örneklerini aşağıda hazırladık. İşte, A'dan Z'ye keşfedilmemiş isimleri…
Aden : Arapça kelime olan Aden, Cennet bahçesi anlamına gelmektedir.
Alin : Fransız kökeninden gelen kelime kibar anlamındadır.
Almina : Osmanlıca olan Almine, güneş tutulmasında oluşan kızıllık anlamına gelir.
Akşın : Beyaz tenli kadın.
Aleda : Nazlı, kaprisli.
Amine : Yüreğinde korku olmayan.
Anka : Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir efsanevî kuş.
Arden : Arden, Bolluk ve bereket anlamına gelmektedir.
Armina : Emine, korkusuz, yürekli.
Arya : Opera içerisinde söylenen bir şarkı türüdür.
Asel : Cennetteki dört ırmaktan biridir
Ayliz : Ay parıltısı
Aymira : Ayın etrafındaki kızıllık.
Aysar : Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse.
Ayza : Ay gibi güzel yüzlü kız
Behin : İyinin iyisi
Belda : Osmanlıca’dan gelen Belda kelimesi, kan anlamındadır.
Beliz : İşaret, im, iz anlamındadır.
Belgi : İşaret
Belur : Billur, billurdan olan.
Berfin : Temiz, Beyaz
Berfu : Farsça’dan gelen Berfu kelimesi kar tanesi anlamındadır.
Beria : Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili.
Bigem : Bilgili, çok bilen anlamındadır.
Bilun : Yarım Ay
Binay : Öylesine güzel ki bin ay eder.
Biray : Ay gibi tek, eşsiz.
Buğlem : Arapça’da cenneti müjdeleyen meleğe verilen isimdir.
Buğu : Su buharı
Caneda : İçten, sevimli kişi
Cevza : İkizler burcunun eski adı
Çağıl : Çağlayan suyun sesin
Çise/çişil : İnce yağmur, çisenti.
Desen : Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri
Devin : Hareket, kımıldanış
Didar : Güzel yüz. Görme.
Dilay : Gönlü ay gibi parlak, ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan
Dilde : Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse
Diyar : Memleket, ülke anlamlarına gelmektedir.
Dora : En yüksek yer
Efil : Rüzgar, dalgalanma.
Efsa : Farsca’da sihirbaz anlamındadır.
Efsun : Büyü, sihir
Elis : Arapça’da güzel kokulu çiçek anlamında gelmektedir.
Eliz : El izi
Elvin : Arapça’da yer alan Elvin , cenent çiçeği anlamına gelmektedir.
Erda : Beyaz karınca.
Erna : İşveli, cilveli, şen şakrak sevgili.
Esila : Arapça olan Esila kelimesi, öğle namazı ile ikindi namazını arasındaki zaman dilimine denmektedir.
Eva : Havva. Yaratılan ilk kadın.
Feris : Şık, zarif.
Ferzin : Kraliçe
Gazel : Arapça’da gelen gazel ismi Divan, Fars ve Arap edebiyatlarında yer alan nazım şeklidir.
Gece : Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre
Gözen : İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar
Gupse : Çerkezce olan Gupse kelimesi sevecen olan anlamındadır.
Gülin : Gül’ü çağrıştıran Gülin , gülden gelen güzellik anlamındadır.
Günce : Günlük anlamında kullanılan günce, değişik kız isimlerinden biridir.
Güzay : Güneş olmayan yer; Kuzey; Güz ve ay
Hare : Farça olan kelime Hare , sert kaya anlamındadır.
Henna : Kına ağacı.
Hera : Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça.
Hesna : Güzel, hanımefendi kadın.
Hevin : Kürtçe olan kelime aşk ve sevda anlamında gelmektedir.
Hilde : Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek
Laden : Farsça olan laden kelimesi bir çeşit bitki türüdür.
Lal : Dili tutulmuş, konuşamaz hâle gelmiş, dilsiz anlamındadır.
Lavin : Yabancı dilden gelen lavin, çığ, heyelan anlamındadır.
Lebriz : Ağzına dek dolup taşan anlamına gelen lebriz, farklı kız isimlerinden biridir.
lğıl : Çok yavaş akan su
Lina : Arapça’da cennet bahçesindeki bir meyve anlamında gelmektedir.
Loya : lazca olan loya, tatlı anlamındadır.
İlma : Parlatma. Belirleme, işaret etme.
İlsu : Ülkenin suyu, bereketi.
İmer : Zengin, varlıklı.
İpar : Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek
İyem : Güzellik, iyilik.
İzem : Büyüklük.
Jeyan : Kızan, kükreyen
Kayla : Yunancadan dilimize gelen Kayla kötülükten uzak anlamındadır.
Kayra : Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; Tanrıdan geldiğine inanılan iyilik; İhsan, lütuf.
Lema : Parıltı, parlayış.
Lemis : Dokunma, elleme.
Leyan : Parlayan, parlayıcı. Konfor. Lüks hayat.
Lila : Açık eflatun
Linet : Sürgün
Maral : Dişi geyik
Mehir : Ay parçası
Melsa : Arapça’dan dilimize gelen Melsa, pürüzsüz demektir.
Merze : Mercan
Meyra : Meyra, parıldayan lşık anlamına gelmektedir.
Mira : latinceden dilimize gelen mira kelimesi, kuyruklu yıldız anlamındadır.
Miray : Miray ayın ilk günü anlamına gelmektedir.
Narin : Farçadan dilimize gelen Narin kelimesi, ince, kırılgan anlamlarında kullanılmaktadır.
Nefes : Farsçadan gelen nefes kelimesi, yaşamın kayanğı demektir.
Öniz : Yaşanmış olaylarda ya da kişiler üzerinde iz bırakma anlamına gelmektedir.
Övünç : Bir şey için övünme, gurur duyma anlamındadır.
Özde : Bir kişinin benliği anlamına gelmektedir.
Pamira : Orta Asya'da bir yayla
Parla : Parlamak eyleminden parla, ışık saç; Başarılı ol, ünün sanın artsın
Pera : Yunanca’da öte anlamına gelmektedir.
Pırıl : Çok parlak pırıltılı anlamına gelen isimdir.
Pinhan : Farçadan gelen Pinhan ismi gizli, gizlilik anlamındadır.
Rengin : Renk anlamında olan Rengin kelimesi farklı kız isimlerindendir.
Rima : Dişi ceylan yavrusu
Ruhan : Güzel kokulu
Sare : Kökeni osmanlıcaya dayanan Sare ismi, kalabalık ya da temiz anlamına gelmektedir. Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyaç, susuzluk
Saye : Gölge; Koruma, yardım, sahip çıkma
Sel : Taşkın su
Selis : Akıcı söz
Semin : Değerli, pahalı; Semizlik
Serra : Arap kökeninden gelen kelime Serra , geniş ya da büyük anlamına gelmektedir.
Seyyal : Akıcı, akışkan
Simin : Farsça olan kelime Simin parlak anlamındadır.
Soneda : Nazlı olmaması temenni edilen
Şevval : Arap takviminin onuncu ayı
Talha : Güzellik
Talia : Güzel, şirin
Tamay : Dolunay, ayın on dördüncü
Tanem : Tek ve bir olan anlamına gelmektedir.
Tansu : Aydınlık su anlamına gelmektedir.
Umay : Tanrıça ya da talih anlamında kullanılan Umay, kız isimlerinde tercih edilmektedir.
Vera : Arapça olan Vera, kötü olandan uzak durmak demektir.
Vira : Durmadan, aralıksız, sürekli.
Vira : Durmadan, aralıksız, sürekli.
Yaz : Mevsim ismi olan Yaz, kız isimlerinde tercih edilmektedir.
Zehre : Çiçek.
Zişan : Şanlı, şerefli - Bir tür lale
Abad : Şen, bayındır, Sonsuz gelecek zamanlar.
Acahan : Güçlü kuvvetli kişi
Acatay : Güçlü tay
Aclan : Yerinde duramayan, aceleci.
Acunalp : Dünyaca tanınmış yiğit.
Adar : Uygur metinlerinde geçen bir Türk adı, olgunluk, erginlik, süre zaman, omuzdaş
Adin : Cennet
Adiyan : Bervari ilçesi halkından kabile.
Affan : Kendini kötülüklerden uzak tutan
Afif : Temiz, namuslu.
Ahen : Demir gibi sert.
Ahıska : Gürcistan’da bir kent.
Ahter : Yıldız.
Ahves : Cesur, kahraman, yiğit.
Akalp : Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse.
Akam : Etki, sonuç, vargı.
Akan : Akıp gitmekte olan
Akatay : Temiz ve herkesçe bilinen kimse
Akay : Dolunay, ayın ondördü.
Akbaran : Ak güç
Akbaş : Tane tutamamış ekin, başağı, bir tür ak buğday, şahinden büyük bir av kuşu
Akbatu : Yiğit erkek
Akbulut : Beyaz bulut
Akdur : Akıp git ve dur, akıp dur
Aker : Dürüst, er kişi.
Akhan : Ak soylu han
Akmeriç : Duru akan Meriç.
Aktan : Aydınlık sabah manasındadır. Güneşin ağırma vakti.
Aktunç : Beyaz tunç.
Akyel : Güneyden esen yel, lodos, (kimi yerde) doğudan esen yel, (kimi yerlerde) kuzeyden esen yel, poyraz
Alaner : Alan eri, meydan yiğidi
Alatan : Seher vakti rengi.
Alataş : Karışık renkli taşlar
Alatay : Karışık renkli tay.
Alatürk : Çok renkli bir kişiliğe sahip olan.
Alçin : Kızıl ve parlak renkli küçük bir kuş.
Babaç : Azameti olan, gösterişli.
Badak : Ufak tefek, ufak yapılı
Badakalp : Ufak tefek yiğit
Badi : Rüzgarla ilgili
Bafun : Tunç.
Bagatur : Yiğit, kahraman, batur, alp, bahadır
Bagay : Afacan, yaramaz.
Bager : Karla birlikte esen şiddetli rüzgar, fırtına
Bağatur : Yiğit, kahraman, cesur.
Bağışhan : Hükmeden bağışlayıcı.
Bahai : Samimi toplum ilişkisi kuran.Toplumun bir parçası olan.
Bahra : Eski bir sınır kalesi
Bahşı : Bilgin, öğretmen. 2. Saz şairi, âşık. 3. Hekim.
Bakanay : Açık, ortada. 2. Gökyüzünde duran ay.
Bakırhan : Bakır gibi işe yarayan hükümdar.
Baksı : Bilgin, öğretmen. 2. Saz şairi, âşık. 3. Hekim. bk. Bahşı
Bakur : Kuzey.
Balabey : iri cüsseli ve saygı duyulan kişi.
Balay : Ay yüzlü
Balaz : Ağaç, sürgün.
Balbal : Eski Türklerde kişinin anılması için mezarının veya bazı kurganların etrafına dikilen taş.
Balbay : Bal-bay.
Balbey : iyiliksever, hoşgörülü, saygın ve sevecen kişi.
Balcan : Bal gibi sevimli ve tatlı olan.
Baldaş : Bal gibi tatlı, taş, gibi sağlam, sert
Baldemir : Sevimli ancak yeri geldiğinde de demir gibi sert olabilen kişi anlamında
Baler : Bal gibi tatlı kimse, bal gibi erkek, yiğit
Balhan : Bal gibi tatlı yöneten.
Balı : Büyük kardeş. 2. Sevgi gösterilen kimse. 3. Veli, ermiş.
Balıbaş : Ermiş kimse.
Balıbey : Değer verilen olgun bey.
Balibey : Değer verilen olgun bey. bk. Balıbey.
Balk : Şimşek. 2. Parıltı, parlayış.
Balkı : Şimşek, ışık, parlayış.
Balkır : Işıl ışıl parıldar, ışık saçar
Balkırtan : Tan ışığı.
Balkış : Güzel geçen bir kış mevsimi anlamında.
Balkoç : Bal gibi tatlı ve sevimli yiğit.
Balla : şimşek, ışık, parlayış.
Balsan : Sevecen ve hoşgörülü hükümdar anlamında.
Baltaş : Bal gibi tatlı, taş gibi sağlam, sert
Bangu : Çığlık, tiz, ses, yüksek ses, bağırtı, yankı
Barak : Akıllı kişi, şaşkın
Baray : Ezeli, öncesi olmayan, öncesiz.
Barayı : Öncesi, başlangıcı olmayan.
Barbaros : Büyük denizci, kırmızı sakal
Barça : Hükümdar
Calp : Güçlü
Camer : Centilmen. 2. Cesur adam.
Cameri : Eliaçık, cömert.
Canay : Ay gibi temiz ve parlak yüzlü kimse.
Canber : Sert kişi, sağlam kişi, canı sağlam..
Canda : İçte, özde, yürekte olan kimse.
Candar : Candan, içten
Candeğer : Uğruna herşey göze alınabilecek kadar sevilen anlamındadır
Cangür : Yaşam dolu, canlı.
Canip : Yan, taraf, yön.
Cankat : Yaşamına can ekle, sevinçle dol
Canser : Yaşama gücü.
Canset : Genç kraliçe ya da prenses.
Cantaş : içtenlik ve sevecenlik iradesi gösteren.
Cantekin : Dost, huzur dolu.
Cantez : Aceleci, yerinde duramayan.
Caran : Güzel kokan bir tür çiçek.
Carim : Suçlu.
Carullah : Allah'a yakın olan
Cazim : Karar veren, kesen.
Cazip : Çekici, ilgi uyandırıcı, albenili olan.
Cebel : Dağ.
Ceben : Bir Oğuz boy’u.
Cebesoy : Silahlarla ilgilene soydan gelme anlamında.
Cedit : Yeni 2. Yeni var olmuş, yeni ortalığa çıkmış anlamında
Cefali : İlahi olan.
Celadet : Yiğitlik.
Celasun : Kahraman, cesur. Genç, sağlıklı, yiğit kimse
Celayir : Moğolların kollarından birinin adı.
Celilay : Ulu, yüce, yüksek ay.
Cembeli : Konusu Hakkari’de geçen bir halk kahramanı.
Cemşah : Hükümdar.
Cengel : Orman.
Cenker : Savaşçı.
Cenup : Güney.
Cerbeze : Mahir, ustalık. 2. Serinkanlılık.
Cerit : Bekar.
Cevval : Hareketli, yerinde duramayan.
Cezlan : Mutluluk içinde olan.
Cidal : Kavga, savaş.
Civanşir : Genç aslan.
Cudi : Cömert, eli açık.
Çağa : Küçük çocuk, yavru, küçük kuş yavrusu
Çağacan : Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan
Çağacar : Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan
Çağaçan : Yeni bir dönem başlatan kişi.
Çağakan : Çağ, yani zaman gibi akan
Çağbay : Bu çağın zengini, efendisi.
Çağer : Bir çağda yaşayan yiğit.
Çağın : Yıldırım.
Çağlı : Güçlü, kuvvetli. 2. Namusuna düşkün.
Çağman : Çağdaş kimse, çağın insanı.
Çakmur : Eli sıkı kimse
Çalak : Atak, çabuk davranan.
Çalap : Tanrı. 2. Ateş.
Çalapkulu : Tanrı kulu.
Çalgan : Yatağı taşlık olan ve gürültüyle akan dere.
Çaltı : Küçük ve dikenli orman.
Çambel : Çamlık yöre, yer.
Dadak : Büyük kardeş, ağabey. 2. Bebek. 3. Bir yiyeceğin tadına bakmak için yenilen parçası, tadımlık. 4. Şeker, akide şekeri.
Dadaloğlu : 19. yy. da yaşamış. Anadolu halk Ozanı.
Dağardı : Dağın sırt kısmı, arkası
Dai : Dua eden, duacı. 2. Davet eden, çağıran.
Dalan : Dal gibi olan, dal gibi ince yapılı
Dalay : Deniz. Dal gibi ince Ay gibi güzel.
Dalayer : Deniz adamı.
Dalbaş : Koruyucu.
Dalboğa : Koruyucu yürekli kimse.
Dalkoç : Koruyucu, arka çıkıcı kimse.
Dalokay : Çokça beğenilen
Dalsar : Saldır ve sar, saldır ve kuşat
Damra : Peygamber efendimizin sütkardeşinin adı.
Danyal : Kutsal kitapta adı geçen İsrail peygamberi.
Daraş : Kartal.
Darcan : Sıkıntılı, sabırsız kimse, serçe büyüklüğünde boz renkli kuş
Dare : Yoldaş, arkadaş.
Davas : İlaç, umar.
Davaz : Katık.
Daver : Doğru, adil yönetici.
Davran : Hamle yap, atak yap
Dayanışma : Yardımlaşma, destekleme.
Dayar : Hazır, tamamlanmış olan.
Dayende : Bağışlayan
Debernuş : Eshab-ı Kehf´den – 7 Uyurlar´dan.
Dehal : Aziz, dost, canayakın.
Dehri : Çok bilgili kimse.
Delal : Cilve, naz, işve. İnsana güzel ve sevimli görünecek hal, durum.
Delali : Azizlik, aziz; naz.
Demren : Okun ucuna geçirilmiş demir parçası
Deng : Ses, seda, haykırma.
Denker : Uygun er
Deran : Güzellik.Derhal, o anda hemen anlamlarındadır.
Derda : Kur’an fıkıh ve hadis ili.
Derlen : Başkaları seni toplasın, derleme işine konu ol, toparlasınlar, toplan
Deryavan : Denizci.
Devin : Hareket.
Deviner : Emek harcayan yiğit.
Dijdar : Kale bekçisi
Dilgir : Kızgın, öfkeli.
Emcet : Onurlu.
Enç : Güvenilir kimse, erinçli kişi
Eneç : Dağlardaki karın erimesiyle kendine yatak oluşturan ve yaz gelmesiyle de kuruyan su yatağı. 2.
Enek : Kapital.
Enfal : Ganimet.
Eracar : Güçlü er gürbüz kimsedir.
Eral : Korkusuz yiğit.
Eran : Yiğit diye anılacak kişi; anmakta geç kalma.
Erel : Yiğit el
Erem : Cennet.
Erençer : Huzur veren.
Erendiz : En büyük gezegen, jüpiter.
Erenean : can dost.
Erenel : Ermiş el, yiğit el
Erener : Ermiş yiğit.
Erengüç : Ermiş ve güçlü kimse
Erge : Şımarık, nazlı
Ergi : Güzelliği yakalama. 2. İyi bir şeye erişme durumu, mazhariyet-
Ergiden : Yiğit erkek.
Ergil : Er ile ilgili.
Erışın : içindeki cevheri paylaşan.
Erin : Erginleşmiş kimse.
Erinçer : Mutluluk içinde yaşayan kimse, dirlik düzenlik içinde yaşayan erkek
Erip : Bilgisi ve yeteneğiyle zeki olduğunu belli eden kişi.
Eris : Uyanık, zeki.
Eriş : Saldırı, hücum.
Erişen : Olgunlaşan, erginleşen, ulaşan, yetişen
Erizgi : Akıllı kimse zeki erkek
Erksal : Güç Sal, güç gönder
Erksan : Güç sahibi ün, güçlü ad
Ersayın : Saygıdeğer yiğit, saygı gösterilmesi gereken kimse
Erseç : Yiğit seç,
Ersel : Yiğit sel
Ersen : Kolay, zor olmayan
Ersev : Erkek ol ve sev, erken sev
Erseven : Erken seven kimse, yiğit kimse
Ersever : Yiğit sever.
Ersevin : Erkenden, vaktinden önce sevinç duy, vaktinden önce sevin
Ersezen : Vaktinden önce sezen kimse
Ersezer : Erken sezer, vaktinden önce sezer
Erson : son yiğit, son erkek anlamında, ailenin sonuncu erkek çocuğuna verilen ad
Ersons : Son yiğit, son erkek anlamında, ailenin sonuncu erkek çocuğuna verilen ad
Ersoy : Erkek soy, yiğit soy
Ersöz : Yiğit sözü
Ersun : Erken sun, vaktinden önce sun
Ersungur : Yiğit ve doğan gibi yırtıcı
Ersü : Yiğit asker, yiğit subay
Erşan : Yiğit, ünlü, yiğit şanlı
Erte : Sonraki, gün; şafak sökme zamanı; herhangi bir işteki ilk başarı
Ertingü : Hayranlık uyandıran.
Erzen : Darı.
Erzi : Dini vecibelerini yerine getiren.
Esil : Soylu, zengin.
Eşfak : İçten, çok şefkatli olan.
Etka : Takvayla yaşayan, Allah korkusu ile günahtan çok fazla çekinen
Eymür : Varlıklı, iyi durumda olan oğuzlarda boy adı.
Ezman : Gökyüzü.
Fadıl : Erdemli, üstün, parlak
Fahim : Yüce kişi. 2. İtibarı olan kişi.
Fahir : Şanlı, şerefli, onurlu, övülecek kimse manasındadır.
Fahmi : Yüce.
Fakib : Anlayışlı, zeki. 2. Fıkıh bilgini.
Fakih : Anlayışlı, zeki kimse. 2. Fıkıh bilgini.
Fakri : Yoksulluğun getirdiği gariplik.
Falaz : Fırtına, tozu toprağı savurarak esen sert rüzgardır.
Fasih : Hitabet yeteneği olan.
Fatin : Zekası sayesinde her şeyi çabuk kavrayan anlamında.
Fazh : Fazilet sahibi.
Fecri : Tan kızıllığı.
Felat : Susuz çöl.
Felit : Açık düşünceli.
Ferdari : Bilgi veren.
Ferdi : Bireysel, tek başına
Fereç : Zafer, utku. 2. Sevinç, teselli.
Feriz : Ekini alınmış tarla.
Ferkan : Saygın soydan gelen.
Gayur : Çok çalışkan, gayretli.
Geray : Açık maviye yakın, gök rengindeki Ay
German : Hisar, kale.
Gernas : Kahraman.
Gerok : Etkin, faal.
Gıyas : Yardım.
Giran : Ağırbaşlı, sakin.
Giray : Kırım hanı
Girgin : Girişken, sokulgan
Gizay : Gizlenmiş Ay, saklı Ay
Gizer : Giz gibi saklanan yiğit
Gizmen : Giz saklayan kimse, sırdaş
Gokay : Gök ve ay gibi güzel olan.
Gorani : Şarkı, türkü.
Gökbaran : Gökteki güç; gök gücü
Gökbay : Gökyüzlü ve zengin kimse
Gökbel : Yeşil bir dağın geçit veren yeri
Gökbelen : Yeşil bir dağın geçit veren yeri; yeşil tepe
Göknel : Mavi gökyüzü.
Gökra : Gökyüzündeki muhteşem güzellik.
Göksagun : Mavi gözlü hekim
Göktay : Mavi gözlü çocuk.
Göktekin : Gökyüzlü ve biricik, mavi gözlü şehzade
Gökten : Gökyüzünden gelen.
Göktuğ : Gök renkli Tuğ sahibi
Göktulga : Savaşçı kimse.
Göktuna : Mavi Tuna
Göktunç : Mavi gözlü ve tunç gibi
Görkel : Heybetli el,
Gujan : Atik, güçlü
Gücal : Kuvvet al.
Güçer : Çetin yiğit.
Güder : Amacının peşinde olan
Gülan : Ortadoğu takvimine göre bahar ayı.
Gülez : Gülü ayaklarında çiğne
Günkan : Sıcakkanlı.
Günkaya : Güneş gibi sıcak, taş gibi sert.
Günkul : Günün uğuru.
Günşiray : Aydınlık yüzlü, güneş gibi parlak yüzü olan kimse.
Güre : Güçlü, dinç, ürkek
Gürman : Güçlü, gürbüz.
Gürsal : Her tarafa nam salmış olan.
Gürsan : Önemli, güçlü bir üne, soya sahip olan kimse.
Gürsay : Güçlü, saygın.
Gürtuna : Gürül gürül akan Tuna.
Güyer : Su yolu
Güzcan : Sonbaharda doğan.
Güzek : Yer yuvarlağı, küre, dünya, yeryüzü.
Haktanar : Her anlamda haktan yana olan.
Halas : Kurtuluş, özgürlüğe kavuşmak.
Halef : Birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse.
Halet : Hal, durum.
Halik : Yoktan var eden, yaratıcı.
Halilullah : Allah’ın sadık dostu. 2. Hz. İbrahim’e verilen san.
Halittin : Dinin sonsuzluğu, ölümsüzlüğü.
Hamaset : Cesaret, kahramanlık, yiğitlik.
Hamil : Sahip olan. 2. Destek.
Hamis : Beşinci.
Hankan : Han soyundan gelen.
Hanzala : Uhud Savaşı şehitlerinden biri
Hasbek : İyi, dürüst, saf insan.
Hasefe : İyi efe.
Hasip : Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen
Haskan : İyi kan.
Haslet : İnsanın yaradılışındaki huyu¸ doğası.
Hati : Sempatik, ikramda kusur etmeyen
Hatif : Sesi işitilen fakat görünmeyen kişi. 2. Gaipten seslenir gibi haber veren melek.
Hatin : Ürün, gelmek, ulaşmak
Hatit : Torun.
Hatiz : Esirgeyen, gözeten.
Havar : İmdat, çağrı.
Havbeş : Ortak, paylaşımcı.
Haver : Güneşin doğduğu taraf.
Havi : Boş çöl, ıssız, tenha yer.
Havin : Yaz mevsimi.
Ibra : (AR) Beri kılma, beraat etme, çıkarılma, aklanma temize.
Icab : (AR) Lazım gelme, gerçek. Bir sözleşme için ilk söylenen söz. Olumlama, olumlu hale gelme.
Idık : (TR) Kutsal, mübarek.
Ikdam : (AR) İlerleme. İlerlemeye çalışma.
Iksir : (AR) Ortaçağ kimyacılarının olağanüstü etkili güçte varsaydıkları cisim. Etkili, yarar şurup. En etkili neden.
Ilbeyi : Eski Osmanlı ileri gelenler için kullanılan unvan
Ilcan : Ağacın gövdesi, ılımlı.
Ildır : Alacakaranlık. 2. Parıltı, ışıltı.
Ildız : Yıldız.
Ilgar : Akın
Ilgaz : Atın dörtnala koşması, hücum, akın gibi manaları vardır.
Ilgazer : Ilgaz dağlarının yiğidi
Ilgı : Soy, köken
Ilgısoy : Köken.
Ilgıt : Esinti ve akış için kullanılan yavaş yavaş anlamında
Ilıcan : Yumuşak, ılımlı kimse
Ilkutay : Kutsal ülke.
Ilsu : (TR) Ülkenin suyu, bereketi, bolluğu.
Iltifat : (AR) Yüzünü çevirip bakma. Dikkat. Hatır sorma, gönül alma. Sözünü başka bir kişiye çevirme.
Imren : (TR) Görülen bir şeyi veya herhangi bir isteği elde etmek istemi, gıbta.
Ira : Öz yapı, karakter, kişilik.
Irade : (AR) İstem. Emir.
Iraz : Uzak.
Irgun : (TR) Sabahın erken saatleri.
Irhan : Rehin koyma ya da başkaları tarafından rehin koyulma.
Irız : Cesur, yiğit.
Irkd : Kehanette bulunan.
Irşa : Doğru yolu gösterme, uyarma
Irşat : Doğru yolu gösterme, uyarma.
Isra : Hz. Peygamberin miraç gecesi
Işıkalp : Işıklı yiğit
Işıkay : (TR) (bkz. Işık).
Işıker : Aydınlık yiğit, ışıklı yiğit
Işıkhan : (TR) (bkz. Işık).
İlkcan : İlk çocuk.
İlkem : Temel kanı.
İlker : İlkle ilgili, ilk erkek çocuk
İlon : Eylül.
İltan : Ülkenin ışığı
İltekin : Ülkenin şehzadesi
İlvan : Gösteriş, süs, bezek.
İmat : Sütun.
İmre : Dost, arkadaş, ağabey, büyük birader
İnalbey : Kendisine inanılan, güvenilen bey.
İnalkut : İnanılır ve uğurlu kimse,
İnaltekin : Güvenilir ve biricik olan,
İnayet : İyilik, lütuf
İnkdap : Evrim, dönüşüm. 2. Devrim.
İpar : Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen Bir çeşit dikenli otun güzel kokulu sarımtrak çiçeğin kurusa bile kosusu gitmez. Güzel koku, misk, amber gibi manaları vardır.
İra : Bağış yapma, iyilikte bulunma. Çıplak bırakma soyma. Otlatma.
İren : Özgür, hür
İrsal : Gönderme, yollama.
Kahhar : Kahreden, üzen manasındadır. Allah’ın esmalarındandır.
Kahra : Yeraltı. Büyük taşlık yer. Bir diğer anlamı da hayvan yiyeceğidir.
Kaim : Birinin yerine geçen. 2. Bir işte sebat eden, direnen. 3. Ayakta duran.
Kakınç : Öfke, kızgınlık, sitem. 2. Vurma, vuruş. 3. Harekete geçiş, ayağa kalkış.
Kalagay : Al, kırmızı renk.
Kalgay : İzci başı.
Kalmuk : Göz kapağı. 2. Tüylü yün kumaş. 3. Asya’da eski bir Moğol kabilesinin adı.
Kamar : Hekim, doktor.
Kamet : Endam.
Kamran : Mutlu, muzaffer, isteğine kavuşmuş olan
Kanbore : Kahraman.
Kaner : Soyu yiğit olan, er olan kimsedir.
Kanık : Elindekinden hoşnut olan, azla yetinen, yetingen, kanaatkar. 2. Tok gözlü.
Kansu : Soyu su gibi saf ve temiz olan manasındadır.
Kapkın : Uygun, düzenli anlamındadır.
Karamuk : Böğürtlen.
Karan : Kahraman yürekli ve diğer anlam olarak karanlık demektir.
Kardani : Eylem.
Kardelen : Karda yaşayabilen çiçek
Karer : Yağız yiğit
Kargın : Kabarmış su, eriyen karların oluşturduğu akarsudur.
Karhan : Karların hükümdarı anlamındadır.
Karık : Bağ ve bahçelerde sebze ekmek için ayrılan bölümler. 2. Karışık, karışmış.
Karmen : Parlak kırmızı.
Kasal : Kibir, gurur, övünme.
Kava : M. Ö. 612’de Şedadilerin kralı Dehak’ı öldürerek bir ihtilal yapan ve o günden beri Nevroz bayramının kutlayıcısı olan Kürt kahramanı.
Kavas : Koruyan, koruyucu.
Kayaş : Sülale, akraba.
Kazgan : Kazan
Kelami : Sözle ilgili.
Kelemer : Kuvvetli karakteri olan adam.
Kemar : Cumhuriyet.
Kendal : Yamaç, uçurum kenarı, sel yarığı gibi anlamları vardır.
Kenter : Kentli
Kevin : Yaşlı, ihtiyar, eski.
Keyan : Büyük hükümdar, şah.
Keyhan : Dünya. Far
Kezer : Kahraman
Kıncal : İnce, zayıf.
Kıray : Genç, delikanlı.
Kırbay : Saygın genç.
Kırbey : Saygın genç.
Kırtay : Kır renkli at yavrusu, kır renkli taKıyan : Dağdan hızla inen sele verilen addır.
Lâmih : Parlayan, parlak.
Laşa : Bir Gürcü kralının adı.
Lavani : Genç, gençlik, tazelik.
Lavekar : İstekli. arzulu, hevesli.
Lavik : Destan.
Lebib : Akıllı, zeki
Lebip : Akıllı, zeki, uyanık.
Ledün : Tanrı katı.
Lefter : Muhtaç, meteliksiz.
Lehatin : Şans, talih.
Mağrip : Batı. 2. Akşam.
Mağrur : Gururlu.
Mahabat : Mehebat, eski İran’da tanınmış bir peygamber.
Mahbup : Sevilen, sevilmiş, sevgili.
Mahra : Değerli kimse.
Mahser : Huy, özellik
Mahsun : Güçlü, güçlendirilmiş
Mahsut : Biçilmiş ekin.
Mahur : Klasik Türk müziğinde bir makam.
Mahya : Ramazan ayında camilere ışıkla yazılan yazı, resim.
Makal : Söz, kelam. 2. Söyleyiş,
Maksud : Amaç, gaye, maksat
Maksum : Taksim edilen, bölünmüş.
Maksur : Kısaltılmış. 2. alıkonulmuş. 3. Elinde olmadan zoraki.
Maksut : Ulaşılması istenen şey.
Mançer : Yabani kiraz ağacı.
Nizar : Zayıf.
Nogay : Bugün Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir Türk boyunun adı
Nova : Bir yıldız grubunun adı
Noyan : Ordular komutanı, başkomutan, soylu kişi
Nurzat : Nurlu, aydınlık kişi.
Nücivan : Genç, delikanlı.
Nüjen : Modem, yeni.
Nüvedan : Mucit, yaratıcı.
Nüvit : İyi haber
Nüza : Yeni, yeni doğan.
Nüzhet : Zevk, keyif, istek, tat, eğlence, sevinç
Obuz : Su gözesi, göze kaynak
Oflaz : Güzel, iyi, sevilen
Oflazer : Yakışıklı. 2. Cesur, yiğit.
Ogan : Barış tanrısı, gök tanrısı, güneş
Oganalp : Güneş gibi yiğit, gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit
Oganer : Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit.
Ogansoy : Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu
Ogeday : Akıllı, zeki.
Oğan : Tanrı.
Oğanalp : Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü
Oğaner : İlahi gücü olan.
Oğansoy : İlahi bir güce sahip soydan gelen.
Oğantürk : İlahi bir güce sahip Türk.
Oğanverdi : “Allah bağışladı” anlamında kullanılan bir ad.
Oğur : İçten dost, samimi
Okat : Ok atan, savaşcı.
Okcan : Ok gibi doğru can
Okçun : Uzak, ilerde, uzaklaşmış.
Oker : Hızlı ve kuvvetli.
Oksar : Okları hazırlayan.
Okuş : Akıl, zeka, mantıklılık.
Olca : Savaş ganimeti.
Olçum : Bilgiçlik taslayan.
Olçun : Becerikli
Oldaç : Şişman, iri yapılı.
Oldağ : Dağ gibi yüksek ol.
Older : Dindar, sofu.
Ökmen : Akıllı, zeki
Öksel : Akılla ilgili, zeka ile ilgili, ussal, akılsal
Ökten : Güçlü, yiğit
Öktürk : Bilge Türk.
Önen : Hak, adalet.
Öngel : Oturaklı ve olgun kişi.
Önür : İlk. 2. Liderliği, yakalayan.
Örsal : Örs gibi sağlam, oturaklı
Örskan : Sağlam kan, örs gibi sağlam kan
Öymen : Uğurlu, talihli
Özark : Çok dürüst kişi.
Özçın : Özü doğru, saf, temiz kimse.
Özdem : İçsel varlığım olan özü demir olan, demir özlü
Özden : Soyu temiz olan
Özek : Ağacın, bitkinin içi, özü, çalışkan, güç, soluk, nefes, okla Boyunduruğu birbirine bağlayan demir
Özmen : Özlü kimse, içten kimse
Padaş : Ödül, mükafat.
Pala : Kısa, geniş kılıç
Palaalp : Azametli, yiğit,
Palatekin : Uğurlu kılıç.
Pamir : Yüksek dağlık külle
Pamirhan : Pamirlerin hükümdarı.
Payam : Badem.
Payan : Ortak, şerik.
Paye : Aşama, rütbe.
Payzen/Payzın : Tutsak. 2. Ayağına pranga vurulmuş kişi.
Pedük : Ulu, yüce, yüksek kişi.
Peren : Ülker yıldızı
Pereng : Ateş.
Perk : Güçlü, sert
Peyam : Haber. 2. Başkasından alınan bilgi.
Poreş : Esmer.
Porzer : Sarışın.
Pozan : Üzüm bağı.
Rabes : Tutum.
Raci : Rica eden, dileyen
Racih : Değerli, üstün.
Radi : Kabullenen rıza gösteren. 2. Boyun eğen.
Rahi : Yol ile ilgili.
Rahile : Sakin, rahat
Raif : Acıyan, esirgeyen
Raperin : Ayaklanmak, bir yerden kalkmak.
Raser : Üstün.
Rasid : Bekleyen, gözleyen
Ratip : Tertipleyen, düzenleyen.
Raydan : Etkili.
Rayet : Sancak, bayrak.
Reber : Rehber
Renan : Çok ses çıkaran, inleyen, çınlayan
Renas : Yol bilen
Resai : Süs, süsler.
Resat : Kahraman, cesur, savaşçı
Reyyan : Suya kanmış, suya doymuş. 2. Cennet´te sadece oruç tutan kimselerin girebileceği kapı.
Rezan : Ağırbaşlı.
Rical : Rütbe ve makam bakımından en üst düzeyde olanlar.
Rida : Razı olan erkek
Rihem : Yağmur yağdığında toprağın kokusu.
Rikap : Büyük, saygın bir kimsenin huzuru, önü. 2. Binilecek yer, üzengi.
Riva : Suya doymuşlar.
Ronay : Ayın hallerinden biri
Roza : Pembe renk
Ruat : Bulut, gök gürültüsü. 2. Konuşkan. 3. Tehdit eden.
Rüveyha : Zariflik, incelik.
Sağhan : İyi kağan / Sağın saygıdeğer, kutsal kimse / Hekim, Doktor / Kazak hakanlarının ünlülerinden biri
Sahir : Gece uyumayan.
Sara : Dertsizlik, rahatlık. 2. Berraklık ve saflık.
Sargan : Verimsiz arazide biten ot.
Sargın : İçten yürekten.
Sarim : Keskin.
Satvet : Atılma, hücum etme, saldırma.
Sayraç : Cıvıldayan, şakıyan, güzel ötüşlü
Seffah : Güzel söz söyleyen hatip / Cömert, eli açık
Sehran : Geceleri uyumayan, uykusuzluk çeken.
Selhan : Haberci.
Semir : Dost, arkadaş. 2. Nitelikli 3. Yamaç, dağ silsilesi
Senan : Parlak, ışıklı
Senih : Eli açık cömert 2. Süs, bezek, inci
Serad : Adı lider olan.
Serezad : Serbest, hür. 2. Derdi olmayan, rahat ve huzurlu.
Serhas : Dikenli bitki.
Serhun : Asil kan, soylu kan.
Serkut : Mutlu, şanslı insan
Sernerm : Uysal, yumuşak başlı.
Serok : Başkan, şef, yönetici.
Sertuğ : Baştacı edilen.
Somel : Güçlü el.
Somer : Katışıksız yiğit, tam yiğit
Sona : Bir tür ördek, suna; artık ondan sonrası olmayan, sona gelen; (mecaz olarak) son çocuk
Sualp : Asker, yiğit.
Suavi : Herkesin işine koşan yardım eden kişi
Suay : Suya vuran ay ışığı gibi ışıltılı
Şadi : Sevinç, neşe, mutluluk
Şahab : Ateş, alev parçası
Şahat : Güçlü, güzel cins at, atların şahı.
Şenalp : Neşeli yiğit, şen yiğit
Şerzan : Savaşı bilen
Şimal : Kuzey.
Şipal : Kahraman.
Şaçkın : Gurur
Talas : Rüzgârın kaldırdığı toz; fırtına; kasırga
Talat : Yüz, surat, çehre
Talaz : Dalga, kasırga
Talu : İyi, güzel, seçilmiş, seçkin
Taluy : Deniz, büyük nehir. 2. Çok, fazla.
Tamal : “Bütünüyle ele geçir” anlamında kullanılan bir ad..
Tamay : Dolunay.
Tanaçan : Şafak gibi açılan, aydınlatan
Tanalp : Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi
Tanay : Şafaktaki ay
Tancan : Şafak vakti doğan can
Taran : Tarla, geniş toprak, geniş yer
Tarcan : Ayrıcalıklı dost
Tardu : Armağan, hediye
Targan : Ayrıcalıklı, saygın.
Tercan : Delikanlı.
Toper : Güçlü, yiğit.
Toran : Genç irisi.
Torcan : Utangaç.
Torel : Gururlu kimse.
Torgay : Serçe, tarla kuşu.
Torkal : Mütevazi
Torkan : Mütevazi bir soydan gelen.
Toyka : Kalın sopa.
Tuğalp : Tuğlu yiğit, sorguçlu yiğit
Tuğberk : Göklerin hâkimi
Tuğsan : Tuğuyla ünlü olmuş kimse
Tuğsel : Başarıları dilden dile dolaşan.
Tunçtan : Altedilmesi imkansız olan.
Tunga : Güçlü, yiğit, rütbe
Tural : Yaşamak
Usalp : Akıllı yiğit.
Utkan : Zafer kazanmış, muzaffer. 2. Şerefli, onurlu soydan gelen.
Utku : Zafer, başarı, mutlu son
Utman : Şerefli.
Uygan : Uyumlu.
Uzalp : Becerikli yiğit
Uzay : Bütün canlı ve cansız varlıkla