İslamiyet’e göre hac için Kurban Bayramı’nı bekleyen Müslümanlar, Umre için yılın 5 günü hariç her gün bu sevaba nail olabiliyor. Peki, senenin her günü yapılabilen Umre ziyareti, Ramazan-ı Şerîf gibi ibadetlerin değerinin son derece arttığı bir dönemde yapılacak olursa sevabı ne olur? İşte Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Umre ile ilgili sahi hadisleri ve yapılması gerekenler…
Inancimizin temelini olusturan Namaz, Oruç, Zekat, Hac ve Umre faaliyetlerinden Hac ve Umre, yalnizca belli oranda mali olan zengin Müslümanlara farz kilindi. Hac ibadeti arefe ve Kurban Bayrami süresince yani 5 gün yapilir. Haccin yapildigi bugünler haricinde diger her gün ise Umre için uygundur. Peki Umre'ye ne zaman gitmek daha uygundur? Umre’ye Ramazan ayinda gitmenin sevabi ve fazileti nedir? gibi sorularin cevaplarini veriyoruz.
Umre niyetiyle, mîkat denilen belirli yerlerde ihrama girmek, Kâbe'yi tavaf etmek, Safa ile Merve arasinda sa'y yapmak, tiras olmak ya da saçlari biraz kisaltmak suretiyle yerine getirilen bir ziyaret ve ibadettir.
Senenin her gününde yapilabilen umre, Ramazan-i Serîf gibi her ibadetin degerinin son derece arttigi bir mevsimde yapildiginda daha büyük bir kiymet kazanir. Hadisler bu kiymetin derecesini bildirmekte, basli basina bir hac degerinde oldugu müjdesini vermektedir.
Ikinci bir anlatim olarak da Resûl-i Ekrem Efendimiz'in maiyyetinde yapilan bir hac gibi degerli olduguna dikkat çekmektedir. Ancak bu degerin, kazanilacak sevap bakimindan oldugu unutulmamalidir. Önemli olan sonuçtur, o halde umre yapacak olanlarin bu müjdeyi dikkate almalari gerekir.
Yine Ibni Abbas Radiyallâhu Anhümâ'den gelen rivayetle, Allah Resulu söyle buyurdular; “Kim Ramazan ayinda Mekke’ye kavusup orucunu tutar ve kolayina geldigi kadar gecesini ibadetle geçirirse, Allah ona Mekke disinda yüz bin Ramazan ayi orucunu tutma sevabi yazar ve Allah ona her gün ve her gece karsiliginda bir köleyi hürriyetine kavusturma sevabi verir.
Her günün karsiliginda Allah yolunda bir atin düsmana hücumunun sevabini yazar. Yine gündüz bir hasene (ecir, sevap), gece bir hasene yazar.”
(IbniMâce, Menasik: 106.)
Kutub-u Sitte kaynaklarinda geçen bu Hadis-i Serifte Ramazan ayini o güzel mekanlarda layikiyle geçirenler için büyük ecirler oldugunu görüyoruz.
Bu hadîs-i serîf, umrenin Ramazan ayinda yapilmasini tesvik etmektedir. Ayrica bize, "Ibadetin fazileti, vaktin faziletiyle artar" kaidesini hatirlatmaktadir.
Islam’in sartlarindan biri olan oruç tutmak Medine ve Mekke’deki Harem-i Serif bölgesinde olunca bizlere ayri bir tat ve zevk verir. Iklim geregi hava sicakliginin Türkiye’den daha yüksek olmasina ragmen Allah’in verdigi lütuf sayesinde orucumuzu tutarken hiçte zorluk çekmeyiz.
Aksam namazi için Mescid-i Nebevi veya Kâbe-i Muazzama’ya gittiginizde ise iftar açilmasi için sofralar kurulur. Onlarca milletten ve farkli irklardan olan insanlar sizleri sofralara davet eder ve yiyeceklerden sürekli sizlere ikram ederler. Allah’in bu mübarek günlerinde sofrada bir araya gelen insanlar kardeslik duygusunun aslinda ne oldugunun idrakine daha iyi varmis olurlar.
Mescid-i Nebevi ve Kabe-i Muazzama’da teravih namazlari Kuran-i Kerim’i hatmedilerek kilinir. Ilk gün Bakara suresinden baslayarak arefe günü nas suresi ile Kuran-i Kerim tamamen okunup hatmedilmis olur. Her 20 rekatta 1 cüz okunarak 30 gün süreyle Kuran-i Kerim’deki bütün ayetleri isitmek paha biçilemez bir zevktir.
Teravih namazlarinin ülkemizden en büyük farklarindan birisi ise bizde 20 dk- yarim saat arasi süren teravih namazi kutsal topraklarda 2.5-3 saati bulmaktadir. Müslümanlar bu süre zarfinda namazlarini sabirla ve zevkle kilarlar.
"Hac ile umreyi Allah rizasi için tamamlayiniz!" ayeti (Bakara sûresi, 196) umrenin vacip oldugunu degil, -bilhassa ayetin devami da göz önüne alininca baslanmis olan hac ve umrenin tamamlanmasi geregini ortaya koymaktadir. Bu sebeple baslanmis olan hac ve umrenin bitirilmesinin vacip oldugu konusunda bütün âlimler görüs birligi içindedirler.