Petrol gerilimi tırmanıyor! ABD'den Suudi Arabistan'a Rusya resti: Savaşta Putin'e destek vermek demek
ABD ile Suudi Arabistan arasındaki karşılıklı petrol atışmasında tansiyon giderek yükseliyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü Kirby, Suudi Arabistan'ın petrol üretimini azaltma kararının diğer OPEC üyesi ülkeler tarafından desteklenmediğini ancak bu ülkelerin kendilerini Suudi Arabistan'ı desteklemek zorunda hissettiklerini belirtti. Kirby, "OPEC+'nın petrol üretimini azaltma kararı, Rusya'ya Ukrayna savaşında askeri ve manevi destek vermekle eş değerdir." dedi.
OPEC grubunun 5 Ekim'de Viyana'da yaptıkları görüşmede, günlük petrol üretimini azaltma kararının ardından ABD ve Suudi Arabistan arasında karşılıklı atışma sürüyor.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, yaptığı yazılı açıklamada, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığının ABD yönetiminin OPEC+ grubunun aldığı petrol üretimini düşürme kararının bir ay ertelenmesini istediğini ancak bu ertelemenin "olumsuz ekonomik sonuçları" olacağını belirttiği açıklamasına cevap verdi. Suudi Arabistan'ın "konuyu saptırmaya çalıştığını" belirten Kirby, "Ancak gerçekler ortada. Rusya'nın saldırganlığına karşı tüm dünya Ukrayna'nın arkasında duruyor." ifadesini kullandı.
OPEC ÜYELERİ, SUUDİ ARABİSTAN İLE AYNI FİKİRDE DEĞİL
Kirby, Rusya'ya karşı koalisyonda ABD'nin önemli bir rol oynadığını ve bu konuda Suudi Arabistan ile de görüşmeler gerçekleştirdiğini belirterek, son haftalarda Suudların kendilerini petrol üretimini azaltma kararı konusunda çeşitli kanallarla bilgilendirdiğini aktardı.
Söz konusu kararın, yaptırımların gölgesindeki Rusya'nın gelirlerini artıracağına dikkat çeken Kirby, şunları kaydetti:
"Bu, yanlış bir yöndü. Suudi Arabistan'a üretimi azaltma hedeflerinin piyasada bir dayanağı olmadığını gösteren analizleri gösterdik ve bir sonraki OPEC toplantısına kadar işlerin nasıl gittiğini görmeleri için bekleyebileceklerini söyledik. Diğer OPEC üyesi ülkeler, bizimle özelden iletişime geçti ve Suudi Arabistan'ın kararına katılmadıklarını ancak onlarla aynı yöne gitmek zorunda hissettiklerini söyledi."
Kirby, ABD Başkanı Joe Biden'ın Suudi Arabistan ile ilişkileri gözden geçirdiğini söylediğini anımsatarak, Suudi Arabistan'ın Rusya savaşında nerede durduğunu izlemeyi sürdüreceklerini belirtti.
"KARAR PUTİN'E DESTEK KATEGORİSİNDE"
Kirby, Zoom üzerinden yaptığı brifingde ise ABD'nin dış politikasına ilişkin gazetecilere bilgi verdi ve soruları cevapladı. OPEC+ grubunun petrol kararının ardından Suudi Arabistan ile tırmanan gerginliğe değinen Kirby şunları kaydetti:
"Ukrayna savaşında, hiçbir ülkenin Rusya'ya manevi, askeri ya da ekonomik destek vermesini istemiyoruz. OPEC+'ın aldığı karar, kesinlikle bir ekonomik destekti. Ayrıca bu karar, Putin'e bir rahatlama verdiğinden ve Putin'in savaş mekanizmasına katkı sağladığından askeri ve manevi destek kategorisindedir."
Kirby, bundan sonraki süreç için gözlem yapacaklarını ve Suudi Arabistan'ın Rusya'nın yanında olup olmadığını değerlendireceklerini, ABD'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerini değerlendirmeyi sürdüreceğini belirtti.
NE OLMUŞTU?
OPEC+ grubunun enerji ve petrol bakanları, Avusturya'nın başkenti Viyana'da 5 Ekim'de düzenlenen toplantıda, günlük petrol üretimini kasımdan itibaren 2 milyon varil azaltma kararı almıştı.
Bu karar üzerine Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, 11 Ekim'de ABD Başkanı Biden'ın, Suudi Arabistan ile ilişkileri yeniden gözden geçirdiğine dair açıklamalarda bulunmuştu.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan ise önceki gün Al Arabiya televizyonuna yaptığı açıklamada, ülkesinin ABD ile stratejik ilişkilere sahip olduğunu söylemiş ve ham petrol üretiminde azaltmaya giden OPEC+ kararlarının ekonomik sebeplerle alındığını ifade etmişti.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından bugün yapılan açıklamada ise OPEC+ grubunun günlük petrol üretimini kasımdan itibaren 2 milyon varil azaltma kararı sonrası yapılan açıklamaları incelediği aktarılan açıklamada, hükümetin, OPEC+ kararlarının "ekonomik çerçevenin dışında alındığı yönünde bir izlenim oluşturmaya çalışan ve gerçeklere dayanmayan" bu açıklamaları tümüyle reddettiği belirtilmişti.
