ABD’nin yeni Başkanı Trump ile Abbas arasında önemli görüşme: Birlikte çalışmaya hazırız!
ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüştü. Görüşme dünya basınında da dikkat çekti. Abbas, Trump'ı seçim zaferinden dolayı kutladı. Abbas, “birlikte çalışmaya hazır oldukları” mesajını verirken, Trump ise, “savaşı durdurmak için çalışacağını” söyledi...
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) yeni başkanı olarak seçilen Donald Trump ile telefonda görüşen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için Trump ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu ifade etti.
TEBRİK ETTİ
ABD’nin yeni başkanı olarak seçilen Donald Trump, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Filistin Yönetimi tarafından görüşmeye ilişkin yapılan açıklamaya göre, Abbas, Trump'ı seçim zaferinden dolayı kutladı ve kendisine iyi şanslar diledi.
"BİRLİKTE ÇALIŞMAYA HAZIRIZ!"
Abbas görüşmede “uluslararası meşruiyete dayalı adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için Trump ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu” ifade etti. Trump ise, Abbas'a “savaşı durdurmak için çalışacağını” ve “Orta Doğu'ya barışı getirmek” için Filistin Yönetimi lideri ve ilgili tüm taraflarla birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini söyledi.
Öte yandan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Fransa Dışişleri Başkanı Jean-Noel Barrot ile gerçekleştirdiği görüşmede İsrail'in Gazze'den tamamen çekilmesi talebini yineledi.
Filistin resmi haber ajansı WAFA'ya göre, Abbas, Batı Şeria'nın Ramallah kentinde Barrot ile bir araya geldi. İsrail ordusunun, Gazze'de Filistin halkına karşı işlediği "öldürme ve aç bırakma suçlarının" ele alındığı görüşmede Abbas, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını öngören 2735 sayılı kararının uygulanması, yardımların Gazze'ye girmesi ve İsrail'in Gazze'den tamamen çekilmesi talebini dile getirdi.
Abbas, İsrail'in, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) faaliyetlerini yasaklama kararının uluslararası hukuk ve uluslararası meşruiyete doğrudan meydan okuma anlamına geldiğini ifade etti.