AB'nin geleceği tartışmalarına iklim ve mültecilik damga vurdu
Avrupa Parlamentosunda milletvekili seçimleri yaklaşırken, Parlamento'da Avrupa Birliğinin geleceği tartışıldı. Tartışmanın onur konuğu İsveç Başbakanı Stafan Löfven olurken, tartışmalara iklim ve mültecilik konuları damga vurdu.
Avrupa Birliğinin bir uzlaşı sistemi üzerine kurulu olduğuna hatırlatarak sözlerine başlayan İsveç Başbakanı Stefan Löfven, Avrupa'nın gelecek için karşı karşıya kaldığı tek zorluğun terörle ve yasadışı mültecilik ile mücadele olmadığını altını çizdi. Lövfen, “Avrupa'nın geleceği güvenlikten geçiyor ancak bu güvenlik sadece bu konulardan ibaret değildir, AB'nin güvenliği iklim değişikliğe ile mücadeleden ve gençlerimizin sesini dinlemekten geçiyor” dedi.
“İklim değişikliği ve sosyal haklara saygı göstermeyen bir Avrupa düşünülemez”
Haftalardır İsveçli Greta Tunberg önderliğinde gençlerin iklim değişikliği ile mücadele edilmesi eylemlerine destekte bulunan İsveçli Başbakan, iklim konusunun Avrupalı siyasetçiler için bir zorluk yerine fırsat olmasını ifade etti. Lövfen, iklim değişikliği ve sosyal haklara saygı göstermeyen bir ekonomik büyümenin düşünülemez olduğuna dikkat çekti. Lövfen, Çin ve Hindistan ile ekonomik mücadele edilecek diye Avrupaların sosyal haklarının çiğnenmesi gerektiği bildirdi.
“Avrupa değerlerine aykırı davrananlar ile mücadelem devam edecek”
Avrupa'nın antisemitizm, İslamofobi ve tüm ırkçılar ile mücadele konusunda başarılı bir işbirliği ile geleceğe yürümesi gerektiğini dile getiren Löfven, bazı milletvekillerinin tepkileri ile karşılaştı. Milletvekili Harald Vilimsky, Greta Tunberg'e saygı gösterildiği gibi, diğer milletvekillerine de saygı gösterilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
“Parlamentomuzda oturup da Yahudiler ve Somalilerin hiçbir zaman İsveçli olamayacağı gibi söylemlerde bulunanlar ile mücadele etmeye devam edeceğim” diyen Löfven, öte yandan Avrupa'nın mültecilik ile başa çıkması için 3 noktalı bir strateji teklif etti. İlk olarak mültecilerin yola çıktığı ülkelerin kalkınması için işbirliğini işaret eden Löfven, sınırların tam kontrolünün sağlanmasını ve mültecilerin AB üye ülkeleri arasında eşit dağılması gerektiğine vurgu yaptı.