Acılı dayı ilk kez konuştu: “Narinlerin yaşadığı eve, mahalleye gidemiyorum”

Ermenistan ordusu tarafından geçtiğimiz günlerde ikinci kez ateşkes ihlal edilerek gece saatlerinde sivil halkın yaşadığı Gence kentine füze saldırısında bulunulmuş, 1'i bebek, 1'i çocuk olmak üzere toplamda 13 sivil vatandaş hayatını kaybetmişti. Füze saldırısına evlerinde yakalanarak hayatını kaybedenler arasında Teymur Serkerov’un ailesi de bulunuyordu. Serkerov saldırıda babasını, kardeşlerini, yeğenlerini kaybetmiş, annesi, yeğeni ile bir kardeşi yaralı olarak kurtulmuştu. Saldırı sonrasında hayatını kaybeden Azerbaycanlı vatandaşlar toprağa verilirken saldırıda ölen 10 aylık Narin bebeğin cansız bedenini kucağına alarak göz yaşlarına boğulan acılı dayı Teymur Serkerov yürekleri dağlamış, Ermenistan tarafından düzenlenen saldırıların boyutunu gözler önüne serilmişti. 10 aylık Narin bebeğin cansız bedeni kucağındayken çekilen fotoğraf ise gündem olmuştu. Acılı dayı Narin bebeğin yaşadığı eve, mahalleye gidemediğini ifade ederek, gittiğinde ise gözyaşlarını tutamadığını belirtti.

“Narin’den ayrılmak istemedim, kalbimin yarısı gitti”
Ermenistan ordusu tarafından düzenlenen füze saldırısının babasının evine düştüğünü belirten Teymur Serkerov, “Saldırı sonrası enkaz alanından ilk önce ablamı ve yeğenimi çıkardık. O sahneye dayanamayıp bir köşeye geçtim, daha sonra naaşlarını hastaneye götürdük. Şehitler Hıyabanı’nda da Narin’i kendim taşıdım. Ondan ayrılmak istemiyordum. Tek istediğim bu çocukların kanı yerde kalmasın. Benim hiç kimsem kalmadı. Kalbimin yarısı gitti. Sanki kalbim yerinden çıkmış gibi, en yakınlarım hayatlarını kaybetti. Onların kanını yerde koymasınlar. Allah askerlerimize güç versin. Ermeniler, kadın, çocuk ayırt etmeden bombalıyorlar ama bizde sivilleri bombalamak diye bir şey yok. O, çocuk ne anlar ki, savaş ne demek, küçük yavru savaşı ne bilsin” diye konuştu.

“Narinlerin evine, o mahalleye gidemiyorum“
Füze saldırısı sonucu ailesinin hayatını kaybettiği eve ve mahalleye gidemediğini belirten Teymur Serkerov, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev’den Allah razı olsun. Sağ olsunlar aynı gün onların kanını yerde koymadılar. Narin bebeği mezara koyarken o anda ne hissetmedim ki! O, çocuk değil sanki ben ölmüştüm. O, çocuklar benim her şeyimdi, kalbimdi. O, eve, mahalleye gidemiyorum. Gittiğim zaman hüngür hüngür ağlıyorum. O, çocuğun ne günahı vardı. Hiçbir şey anlamadan, bilmeden niye onları şehit ettiler. Yeğenim Nigar 18 Ekim’de 15 yaşına girecekti ama mezarda yaşını tamamladı. Bundan büyük bize ne dert olabilir. Tek tesellimiz topraklarımızın geri alınması” ifadelerini kullandı.