Ban ki-Mun'dan Suriye için dünyaya çağrı

Suriye'nin tüm noktalarına insani yardım ulaştırılması ve şehirlerdeki kuşatmaların kaldırılmasını isteyen BMGK karar tasarısının kabul edilmesinin ardından, BM yetkililerinden ve diplomatlardan karar metninde yer alan maddelerin zaman kaybetmeden uygulamaya geçirilmesi çağrısı geldi. BM Güvenlik Konseyi'nde gerçekleşen oylamadan sonra Konsey'e hitap eden BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, tasarının kabul edilmesinden memnuniyet duyduğunu belirterek, "Bu metin hemen uygulamaya geçirilirse en azından yaşanan acıların bir kısmı dindirilebilir" dedi. Suriye'deki sayısız ölümden, kayıptan, varil bombalarından, işkencelerden Suriye hükümeti ve ittifak ettiği grupların sorumlu olduğunu vurgulayan Ban, muhalif grupların da yargısız infaz, çocuk asker kullanma, sivillerin yaşadığı bölgelerde terör taktikleri uygulanmasından sorumlu olduğunu ifade etti. Böyle bir karar tasarısına ihtiyaç duyulmaması gerektiğini vurgulayan Ban, "İnsani yardım, üzerinde pazarlık yapılacak bir konu değil. İnsani yardım ulaştırılması uluslararası hukukun bir gereği" ifadesini kullandı. İki tarafın da sivillerin yaşadığı bölgeleri kuşatmayı savaş taktiği olarak kullanmasının dehşet verici olduğuna işaret eden Ban, "200 bin kişi rejimin kuşattığı bölgelerde, 45 bin kişi ise muhalifler tarafından kuşatılan yerleşim yerlerinde bulunuyor" dedi.
"Uygulama için Esed'e baskı yapılmalı"
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Samantha Power da BMGK'da yaptığı konuşmada, Suriye halkının temel insani haklarını kabul eden bir karar metninin kabul edilmesi için üç yıl zaman harcanmasının dikkati çekici olduğunu söyledi. Power, karar metninde Suriye halkının insani durumunun düzeltilmesi için yapılması gereken somut önlemler ve bunların hayat geçirilmemesi durumunda daha ileri adımların atılacağının belirtilmesinin önemli olduğunu kaydederek, "Tüm Konsey üyelerini ve uluslararası toplumu, bu karar metnindeki taleplerin hayata geçirilmesi için Şam yönetimine baskı yapmaya çağırıyorum. Artık tutulmayan sözler, ertelemeler ve işlenen korkunç ve sistematik suçlara göz yumma olmamalı" diye konuştu. Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vitaly Churkin de BMGK'da yaptığı konuşmada, dengeli bir metin olarak gördükleri için tasarıya destek verdiklerini söyledi.
"Suriye bir nesli kaybediyor"
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü Valerie Amos da yaptığı yazılı açıklamada, kabul edilen karar tasarısının Suriye'de yardıma muhtaç yüzbinlerce kişiye ulaşılmasına vesile olmasını umduğunu belirtti. Çatışmaların sona ermesi ve insanların hayatlarını tekrar kurmasına izin verilmesi gereğini vurgulayan Amos, "Suriye bir nesli kaybetmek üzere. Çocuklar ülkenin geleceğidir. Onları korumalıyız" değerlendirmesinde bulundu.
9.3 milyon kişi yardıma muhtaç
BM rakamlarına göre, 3 yıldır çatışmaların yaşandığı Suriye'de 100 binin çok üzerinde insan hayatını kaybetti. Yaklaşık 2,5 milyondan fazla Suriyeli komşu ülkelere sığındı. Çatışmalar nedeniyle yüzbinlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kalırken, 9,3 milyon kişi insani yardıma muhtaç durumunda. Bugün kabul edilen BMGK kararında Suriye'nin tüm noktalarına insani yardım ulaştırılmasına izin verilmesi, çatışmaların derhal durdurmaları, kentlerdeki kuşatmanın kaldırılması, rejim tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarının sonlandırılması, okul ve hastanelerin asker ve silahtan arındırılması isteniyor. Kararda, Genel Sekreter Ban'ın konseye 30 günde bir sunacağı raporda karara uyulmadığının tespit edilmesi halinde daha ileri adımların atılmasının planlandığı belirtiliyor.
Daha önce üç tasarı veto edilmişti
BM Güvenlik Konseyi, Suriye'de iç savaşa son verilmesi ve insani yardım ulaştırılması için daha önce de karar tasarılarını gündeme almış ancak Rusya ve Çin'in vetosu nedeniyle üç karar tasarısı reddedilmişti. Bazı karar tasarıları ise Rusya'nın veto tehdidi nedeniyle oylamaya dahi sunulamamıştı. Geçen yıl Ekim ayında kabul edilen ve karar metni gibi bağlayıcılı bulunmayan insani yardım ulaştırılmasına ilişkin Başkanlık Bildirisi ise sahada uygulamaya geçirilememişti. Rusya, Esed yönetimini doğrudan hedef alan, Uluslararası Ceza Mahkemesini ya da uluslararası toplumun "Zor kullanmasına imkan tanıyan" BM Anlaşması'nın 7. bölümüne atıf yapan tüm metinleri reddediyor.