Tgrt Haber

Ban'dan silah ambargosu çağrısı

21 Haziran 2014 08:44
Ban'dan silah ambargosu çağrısı

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Suriye için BMGK'ya silah ambargosu kararı alması çağrısı yaptı.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, BM Güvenlik Konseyi'nden Suriye'deki taraflara yönelik silah ambargosu kararı alması, bunun mümkün olmaması durumunda ise bölgedeki ülkelere kendi imkanlarıyla bu ülkeye silah girişini engellemeleri çağrısı yaptı. BM Genel Sekreteri Ban, Asia Society adlı kuruluşta, Suriye'deki iç savaşa ilişkin 6 maddelik çözüm önerisini sundu.  Ülkedeki iç savaşta ölü sayısının 150 binin çok üstüne çıktığını kaydeden Ban, yerlerinden edilen kişi sayısının da Suriye nüfusunun yarısını geçtiğini ve 22 milyonu aştığını ifade etti. Ülkede yaşanan yıkım ve insanların çektikleri çileleri anlatan Ban, "Suriye'de yıkım ve ölümler her yerde. Bu şekilde olmamalıydı" diye konuştu.

Protestoların ilk başladığı dönemde Esed rejiminin bunu güç kullanarak bastırması nedeniyle olayların büyüdüğünü ve radikal grupların güç kazandığını vurgulayan Ban, "Suriye bugün gittikçe artan bir şekilde başarısız ve aciz bir devlet haline dönüşmüştür" dedi.

Suriye'deki temel amaçlarının ateşkes sağlanması ve çatışmaların sona ermesi olduğunu kaydeden Ban, "Suriye içinde, bölge ve uluslararası toplumdaki bölünme ve ülkeye silah akışının devam etmesi, çatışmaları körüklüyor. Bu unsurlar, Irak'ta mezhep çatışmalarının fitilinin ateşlenmesiyle daha da umutsuz bir gelecek beklentisine dönüştü" diye konuştu. Genel Sekreter Ban, çatışmaların sona ermesi için 6 maddelik öneri hazırladığını belirterek, konuşmasında bu maddelerin detaylarını paylaştı.

Suriye'de rejimin hava saldırıları, varil bombası ve skud füzesi kullanımı, muhalefetin havan saldırıları ve radikal unsurların terör eylemlerinin, Suriye'deki çatışmaların bir an önce durması gereğini vurguladığını belirten Ban, "Yabancı güçlerin ve grupların temel insan haklarını ve uluslararası hukuku ihlal edecek şekilde Suriye'de çatışan taraflara askeri destek vermesi sorumsuzluktur. BM Güvenlik Konseyi'nden Suriye'ye silah ambargosu kararı alması çağrısı yapıyorum. Eğer Konsey'deki bölünmüşlük buna izin vermezse, ülkelerin bunu kendi başlarına uygulamasını istiyorum. Suriye'nin komşuları, kara ve hava sınırlarından Suriye'ye yasal ya da kaçak silah girişine sıkı yasak getirmeliler" dedi.

Bu ambargonun hükümetin lehine olacak şekilde dengesizlik oluşturma riski olduğunu kabul eden Ban, "Ancak Suriye savaşı askeri şekilde kazanılamaz. Taraflar müzakere masasına oturmalı. Bu noktaya ulaşmak için kaç kişinin daha ölmesi gerekiyor?" diye sordu.

Ban, ikinci önerisi olarak insani yardımları gündeme getirerek, uluslararası toplumun Suriye'de insanların canı, onuru ve haklarının korunması için elinden geleni yapması gerektiğini belirtti.

BM yardım kuruluşlarının bölgede önemli faaliyetlerde bulunduklarını kaydeden Ban, ancak 4.7 milyon kişinin ulaşılması güç bölgelerde yaşadığını anlatarak, "Suriye hükümeti, muhalefeti destekleyen bölgelere giden yardım konvoylarından tıbbi malzemeleri çıkarttırıyor ve bu toplumları kolektif şekilde cezalandırıyor" dedi.

Rejimden bürokratik prosedürleri gevşetmesini isteyen Ban, Esed'den kentlerdeki kuşatmaları kaldırmasını ve daha önce söz verdiği gibi keyfi biçimde tutuklanan kişileri salıvermesini talep etti. 

 

Siyasi çözüm çabaları

 

Ban, üçüncü öneri olarak, Cenevre Bildirisi çerçevesinde siyasi çözüm sürecinin işletilmesinin gerektiğini belirterek, Suriye'de gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerini "siyasi sürece vurulmuş darbe" olarak nitelendirdi.

 

Seçimlerin, en küçük güvenilirlik standartlarını bile karşılamadığını ifade eden Ban, "Kısa zaman sonra yeni Suriye özel temsilcimi açıklayacağım. Kendisi siyasi süreci yürütmekle görevli olacak ama elinde sihirli değnek bulunmayacak" dedi.

 

Siyasi çözüm için BMGK ve bölge ülkelerine önemli görevler düştüğünü ifade eden Ban, İran ve Suudi Arabistan arasında bu konuda bir temas olmasından mutluluk duyduğunu kaydederek, "İran ve Suudi Arabistan'ın, karşılıklı güven temelinde Suriye, Irak, Lübnan ve diğer yerlerdeki yıkıcı yarışı sonlandırmalarını umuyorum" diye konuştu.

 

"UCM'yi reddedenler alternatifini getirsin"

 

Genel Sekreter Ban, dördüncü olarak da Suriye'deki katliamların sorumlularının hesap vermelerinin sağlanması gerektiğini belirterek, barış sürecinin, sorumluların hesap vermelerini temin etmesi gerektiğini söyledi.

 

BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'deki savaş suçlusu tüm tarafların Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) sevkinin, Rusya ve Çin'in vetosu nedeniyle gerçekleştirilememesini hatırlatan Ban, şunları söyledi:

 

"UCM'ye sevke engel olan ülkelere, bu tutumlarının hesap verebilirliğe olan bağlılıklarına ilişkin ne tür bir mesaj verdiğini sormak isterim. Suriye'nin UCM'ye sevkine hayır diyen ama aynı zamanda bu ülkede hesap verme zorunluluğunu destekleyen ülkelerden güvenilir bir alternatifle gelmelerini istiyorum. Bugün değilse bile bir gün savaş suçluları bunun hesabını verecekler." 

 

Ban, beşinci öneri olarak da ülkede halen devam etmekte olan kimyasal silahların imha sürecinin bir an önce tamamlanmasını isteyerek, Suriye'nin beyan ettiği stoklardan yüzde 92'sinin imha edildiğini ya da ülke dışına çıkarıldığını, geri kalanların da bir an önce bitirilmesini talep etti.

 

Ülkede klor gazı kullanıldığına ilişkin iddiaların da gündemde olduğunu vurgulayan Ban, "Suriye'deki ölümlerin neredeyse tamamı konvansiyonel silahlarla gerçekleştirildi ama yine de kimyasal silah üretilmesinin yasaklanması çalışmaları elzem" dedi.

 

"Suriye'deki çatışmalar radikal silahlı gruplara zemin oluşturdu"

 

Ban, altıncı önerisini, Suriye'deki iç savaşın tüm bölgedeki aşırı unsurlar ile terörist gruplar ve mezhep çatışması riskinin doğurabileceği korkunç sonuçların önlenmesine ayırdı.

 

Suriye ve Irak'taki krizlerin büyümesinin komşu ülkelere de hem mülteci akını hem de güvenlik açısından önemli sorunlar oluşturacağını aktaran Ban, "Suriye'deki çatışmalar, ülke içinde ve dışında Hizbullah ve El Kaide bağlantılı radikal silahlı gruplara zemin oluşturdu. Yabancı savaşçılar iki tarafta da yer alıyor. Bu şiddetin boyutlarını artırdı ve mezhep ayrımını derinleştirdi" dedi.

 

Suriye rejiminin tüm muhalefeti "terörist" olarak nitelendirdiğini ancak bu unsurlar içindeki birçok grubun Cenevre Bildirisi'ni onayladığını ve politik çözümün parçası olmak istediğini belirten Ban, "Tüm dünya, BMGK'nın terörist gruplar olarak nitelediği ve Nusra Cephesi ile IŞİD'in de aralarında olduğu gruplara her türlü desteğin gidişinin engellenmesi için birlik olmalı" diye konuştu.

 

Suriye'deki çatışmaların Irak'a sıçradığını da dile getiren Ban, kontrolsüz sınırların silah ve savaşçıların geçmesine zemin oluşturduğunu vurguladı.

 

Ban, son günlerdeki gelişmelerin misilleme saldırılarına neden olabileceğine değinerek, Irak hükümeti ve destekçilerinin bu saldırıları önlemesi gerektiğini ifade etti.

 

"Askeri müdahale ters etki doğurabilir"

 

IŞİD'in eylemlerine karşı alınması planlanan önlemleri de değerlendiren Ban, "IŞİD'e karşı askeri müdahalenin kalıcı etkisi zayıf olur. Irak'ta kapsayıcı bir hükümete yönelik çaba olmazsa askeri müdahalenin ters etkisi bile olabilir. IŞİD, Irak'taki tüm toplumlar için tehdittir. Herkes bu tehdide karşı birlikte mücadele etmeli" ifadesini kullandı.

 

Ilımlı Sünni gruplara büyük iş düştüğünü de dile getiren Ban, "Ilımlı Sünniler, terörizme karşı olduklarını açıkça beyan etmeliler. Kürtler de bölünmeye giden ve kaostan faydalanan bir görüntü vermemeliler" dedi. 

 

Mezhep savaşının herkes için felaket olacağını vurgulayan Ban, bunun kısır döngü, kutuplaşma ve terörizmi doğuracağına işaret ederek, "Suudi Arabistan, İran ve diğer bölge hükümetlerin uzlaşma için bir yol bulmalarını ve barış ve uzlaşmayı desteklemelerini umuyorum" diye konuştu.

 

"Bu savaşı kimse kazanamaz"

 

Ban Ki-mun, bu altı maddelik önerisinin tarafların destek vermesi halinde başarılı olabileceğini de kaydederek, kimsenin bu savaşı askeri olarak kazanamayacağını vurguladı.

 

"Suriye hükümetinin savaşı kazanmakta olduğu söylemini reddediyorum" diyen Ban, "Sivillerin yaşadığı bölgelere varil bombalarıyla saldırma ve kuşatma altında açlığa mahkum edilen insanların teslim olmaya zorlanmasına zafer denmez. Kimse bu savaşı kazanmıyor ve kimse de kazanamaz" değerlendirmesinde bulundu.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...