Batı'nın utanç karnesi: Yüzde 77’si ayrımcılığa uğruyor
Son yıllarda Batı’da yabancılara ve Müslümanlara yönelik ayrımcılık giderek artıyor. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın Hollanda, Fransa, İsveç ve ABD’de yaptığı araştırma Müslümanların yaşadıkları zorlukları tek tek ortaya koydu.
Yurt dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’nın Avrupa’da dört ülkede gerçekleştirdiği ‘Ayrımcılık Algısı’ araştırmasından çarpıcı sonuçlar çıktı. Katılımcıların yüzde 77’sinin etnik köken veya dini inanç ayrımcılığa maruz kaldığı tespit edildi. Araştırmada yüzde 88’i ayrımcılık vakalarının son yıllarda arttığını ve yüzde 73’ü şahsen ayrımcılığa maruz kaldığını ifade etti. Türk diasporasının maruz kaldığı ayrımcılığın boyutlarının daha iyi anlaşılabilmesi ve bu alanda uluslararası iş birliğinin tesisini sağlamak amacıyla Hollanda, Fransa, ABD ve İsveç’te anket yapıldı.
YÜZDE 77: AYRIMCILIK YAPILIYOR
Ankete göre katılımcıların yüzde 42’si yaşadığı ülkenin vatandaşları (çifte vatandaş) ile aynı haklara sahip olmadığı, 53’ü ise aynı haklara sahip olduğu kanısında. Bu ülkelerde göçmen statüsünde olan katılımcıların yüzde 52’si ise yaşadığı ülkenin vatandaşları ile aynı haklara sahip olmadığını ifade etti.
Katılımcıların yüzde 77’si yaşadıkları ülkede etnik köken veya dini inanışlarına yönelik ayrımcılık olduğunu düşünüyor. Sadece yüzde 22’lik oran ayrımcılığın olmadığını belirtiyor.
Katılımcıların yüzde 88’i yaşadıkları ülkede ırkçılık ve ayrımcılığın son yıllarda arttığını iddia ediyor. Ankete katılanlar, medyanın yabancı düşmanlığına yol açtığını düşünüyor. Diğer etken ise göçmen sayısının ve görünürlüğünün artması ile siyasetçilerin ayrımcı tutumları…
EN YOĞUN İŞ HAYATINDA
Ayrımcılığın yoğun olduğu alanların başında, çalışma hayatı geliyor. İkinci sırada kamu hizmetlerine erişim, üçüncü sırada eğitim hayatı, dördüncü sırada ise gündelik hayat ve sağlık hizmetlerine erişim yer alıyor. Katılımcılar, ‘milliyetim / kökenim /sakalım / başörtüm / taşıdığım dini sembol’ gibi unsurların yabancı düşmanlığına yer açan en önemli etken olarak görüldüğünü belirtti. ‘İsim ve soyad’ da diğer etkili unsur olarak dikkat çekiyor.
