Batuhan Yaşar yazdı: İdlib TSK'yı istiyor
İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara temsilcisi Batuhan Yaşar Türkiye Gazetesindeki köşesinde, ''İdlib halkı ABD’nin kontrol ettiği PKK/YPG/SDG’yi istemiyor. 'Müslüman kuvvet gücü' beklentileri var. Bu beklentilere cevap verebilecek tek aktör de Türkiye..'' dedi.
İşte Batuhan Yaşar'ın bugünkü yazısı:
Bu soruya ‘evet’ cevabını vermek çok zor.. Ama diyeceksiniz ki bak Pentagon açıklama yaptı; İdlib operasyonunu ABD’nin çok net bir şekilde desteklediğini belirtti..
Son günlerde ABD ile yaşadıklarımız malum..
- Vize krizi
- PKK/PYD’nin silahlandırılması
- FETÖ’nün himaye edilmesi ve Türkiye’nin verdiği 84 klasörün kapağının bile açılmaması
- 15 Temmuz’un karanlık noktaları
2015 yılında ABD Büyükelçisi John Bass, Star gazetesinden Saadet Oruç’a özel mülakat veriyor ve şöyle diyordu:
- “Bölgenin demografisini değiştirmeye yönelik bir komplo ya da plan hazırlığımız yok. Kürt Devleti ya da özerk bir bölge oluşturma amacında değiliz..”
2 yıl sonra bugün Afganistan’a tayin edilen Büyükelçi Bass’ın bu sözlerinin tam tersinin gerçekleştiğini görüyoruz..
Bütün bu yaşananlardan sonra ABD Türkiye’nin yanında yer alabilir mi? Hele hele PKK/PYD ile poz vermekten bile çekinmeyen McGurk Suriye’deyken..
Türkiye artık söylenenlerle değil saha bilgileri ile hareket ediyor..
Resmî açıklamalarının 180 derece tersinin gerçekleştiğini yaşayarak öğrendi..
CIA Suriye’de ne kadar etkiliyse MİT de en az onun kadar etkili..
Fazlası var eksiği yok..
İstihbarat son 3-4 yıldır Suriye’de güzel işler yapıyor..
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bunlardan sadece biri..
Sahada hangi dolapların döndürüldüğünü detayları ile biliyor..
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın İdlib operasyonu öncesi bölgedeki yakın mesaisi önemli ve dikkat çekiciydi..
Türkiye en az Fırat Kalkanı kadar zorlu bir başka operasyona daha start verdi..
Ankara’daki güvenilir kaynaklardan son durumla ilgili önemli bilgiler edindik..
"ABD DEAŞ’LI TAŞIYOR" BİLGİSİ DOĞRU DEĞİL
Bazı haberler yayınlanmıştı.. ABD’nin İdlib operasyonu öncesinde Rakka’dan DEAŞ militanlarını İdlib’e taşıdığı iddia edilmişti..
Türkiye’nin elinde böyle bir bilgi yok..
Yani bu haberler doğru değil..
Ancak ABD “Hayat Tahrir-i Şam” (HTŞ) içinde veya dışında yer alan grupları TSK’ya saldırmaları için yönlendirir mi, yönlendirmez mi, bunu şu an için bilmiyoruz..
İDLİB HAREKÂTININ 5 ANA HEDEFİ
Ankara uzun süredir harekâtın hazırlıklarını yapıyordu.. Güvenlik toplantılarında İdlib harekâtının gerekçeleri 5 madde hâlinde belirlendi:
1- PKK/YPG’nin İdlib’e girmesini önlemek..
2- Kürt koridorunun önünü kapatmak..
3- İdlib halkını rejimin saldırılarından korumak.
4- PKK/YPG’nin Suriye’nin sahil bölgelerine yaklaşmasının önünü kesmek.
5- PKK/YPG kontrolündeki Afrin’i abluka altına almak.
TÜRKİYE, ABD VE BATIDAN DESTEK ALMADI
Astana sürecinde Türkiye, Rusya ve İran’la İdlib operasyonunu masaya yatırdı. Çatışmasızlık alanları belirlendi.
Bölgenin zaten öteden beri Ankara’dan beklentileri var. İdlib halkı ABD’nin kontrol ettiği PKK/YPG/SDG’yi istemiyor.
“Müslüman kuvvet gücü” beklentileri var.
Bu beklentilere cevap verebilecek tek aktör de Türkiye..
İdlib halkı, Hayat Tahrir-i Şam’ın (HTŞ) Türk askerine direnç göstermesini istemiyor.
Şu ana kadar HTŞ’den bir saldırı gelmedi..
Ayrıca Türkiye, İdlib konusunda ABD ve Batılı müttefiklerden destek almadı.
RUSYA VE İRAN’A BİLGİ VERİLİYOR
Kafa karışıklığının giderilmesi için yazmakta fayda var:
- “İdlib harekâtı tamamen Türkiye tarafından yürütülüyor.. Harekât aşamalarında Rusya ve İran’a bilgi veriliyor.”
- Planlama süreci
- Sahadaki aktörler
- Gruplar arasındaki iletişim ve arabuluculuk
- Anlaşma metinlerinin çerçevesi ve anlaşmaların sağlanması... işleri tamamen Türk istihbaratı üzerinden yürüyor.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Ankara, İdlib harekâtı ile birlikte Suriye görüşmelerinin hız kazanacağını düşünüyor.
Masada daha güçlü şekilde pozisyon alacak.
Sürece katkı sağlayan ılımlı muhalefet de korunmuş olacak.
Asıl önemlisi de Afrin’deki PKK varlığının tasfiyesi gündeme gelecek.
AFRİN AFRİN AFRİN...
Türkiye’nin İdlib harekâtı ile birkaç kuş vurduğu gözden kaçırılmamalı..
Ama asıl önemlisi Afrin kaynaklı terör tehdidi ablukaya alınmış oluyor.
Muğla’da yakalanan PKK’lı grubun Suriye’den tekne ile Türkiye’ye geçişi unutuldu.
Her operasyonun riskleri tabii ki vardır ve olacaktır..
Bu harekâtı şimdi yapmazsanız yarın gelir sizi sırtınızdan vururlar..
Ankara, İstanbul ve Gaziantep’teki gibi..
Türkiye ulusal güvenliğinin hangi boyutlarda tehdit edildiğini çok iyi gördü!