BM Genel Sekreteri Ban'dan kritik açıklama
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, dünya genelinde krizlerden etkilenen milyonlarca insanın onurunun korunması gerektiğini söyledi.
BM Genel Sekreteri Ban, gelecek yıl 26-27 Mayıs'ta Türkiye'de düzenlenecek Dünya İnsani Zirvesi'ne ilişkin Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Halit Çevik ile birlikte brifing verdi.
Konuşmasının başında Türkiye'ye "cömert daveti" ve bu zirvenin başarıyla gerçekleştirilmesi için sarf ettiği çabalar nedeniyle teşekkürlerini sunan Ban, son on yılda insani yardıma muhtaç kişi sayısının iki katına yükseldiğini söyledi.
Dünya genelinde 51 milyondan fazla mülteci olduğunu, milyonlarcasının kendi ülkelerinde yerlerinden edildiğini kaydeden Ban, "2050 itibarıyla iklim değişikliği nedeniyle bir milyar kişinin yerlerinden olabileceğini tahmin ediyoruz" dedi.
Çatışmaların yaşandığı bölgelerdeki insanların nasıl korunacağına ve uluslararası insan hakları ihlalleri durumunda atılacak adımların geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu ifade eden Ban, "En temel insan haklarını ve uluslararası insancıl hukuku ihlal edenlerin hesap vermesini sağlamalıyız" diye konuştu.
"İnsani yardım konularında yeni bir vizyon ortaya koymak için herkesi gelecek yıl İstanbul'da bana katılmaya çağırıyorum" ifadelerini kullanan Ban, "Dünya genelinde krizlerden etkilenen milyonlarca insanın onurunu koruma sorumluluğumuz var" dedi.
- "Samimi yardımlaşma gerekiyor"
Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Halit Çevik de Türkiye'nin ilk olma özelliği taşıyan bu zirveye evsahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Türkiye olarak insani yardıma muhtaç olanlara el uzattıklarını ve onların hayatında bir şeyleri değiştirmeye çalıştıklarını ifade eden Çevik, "Uluslararası insani yardım sisteminin karşı karşıya olduğu sınamalar birkaç aktörün karşı koyabileceğinin çok ötesinde. Türkiye, diğer komşu ülkelerle bölgedeki krizlerin yükünü adil olmayan bir şekilde omuzlamaktadır" diye konuştu.
Dünya İnsani Zirvesi'nin kapsayıcı bir şekilde yeni ufuklar oluşturmasını temenni eden Çevik, "Çatışmalara ve şiddete siyasi çözüm bulunamaması, krizlerin uzaması, yardım ihtiyacı ile sunulan imkanlar arasındaki fark, uzun dönemli ve bölgeler arası samimi yardımlaşmayı gerektiriyor" dedi.