Camiye sığınan 23 Müslüman öldürüldü
Orta Afrika Cumhuriyeti'nin başkenti Bangui'de camiye sığınan 23 Müslüman öldürülürken, Hristiyan ve Müslümanların dini liderleri, ülkedeki duruma dair ortak bildiri kaleme aldı.
Orta Afrika Cumhuriyeti'nin başkenti Bangui'de camiye sığınan 23 Müslümanın öldürüldüğü bildirildi. Saldırıya uğrayan Nuru'l-İslam Camisi'nin İmamı Muhammed Vasil, Hristiyan Anti-Balaka militianlarının camiye sığınanlara saldırdığını belirterek, "Maalesef bu ülkede insanlıktan anlamayan, hayvanlar gibi yaşayan kimseler var. Kelime-i tevhid getiren herkesi hatta küçük çocukları bile katlediyorlar. Hamile kadınların karınlarını yarmaya kadar varan işkenceler uygulanıyor" dedi.
Saldırıyı AA'ya anlatan Vasil, "Camiye gelen cemaate palalarla saldırdılar. Saldırıda mahalle sakinleri ile cami cemaatinden 23 kişi katledildi. Kadın ve çocuk ayırımı yapmadan öldürüyorlar. Cenazeleri cami avlusunda bekletiyoruz. Şehir dışındaki mezarlığa yolun güvenli olmaması nedeniyle gidemiyoruz. Cenazeleri cami avlusuna defnetmekten başka çaremiz yok" şeklinde konuştu. Bangui'deki Müslümanlar, çatışan grupları silahsızlandırmakla görevli Fransız askerlerini "Müslümanlara karşı oldukları" gerekçesiyle protesto ediyor. Müslümanlar, ülkede güvenliği sağlamak ve sivilleri korumak amacıyla BM tarafından görevlendirilen Fransız güçlerinin, Hristiyan Anti-Balaka milisleriyle kendilerine farklı muamelede bulunduğundan ve onların aynı şekilde silahlandırılmadığından yakınmıştı. Birleşmiş Milletler'e göre, son dönemlerde bölgede yaşanan şiddet olayları nedeniyle 400 binden fazla insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Fransız ve Afrika Birliği askerleri ise kentin hemen hemen tüm bölgelerinde bulunuyor. Fransa’nın ülkede 1600 askeri görev yapıyor. Orta Afrika Cumhuriyeti'nde (OFC) Hristiyan ve Müslümanların dini liderleri, ülkedeki duruma dair ortak bildiri kaleme aldı. Fransız Le Monde gazetesinde yayımlanan bildiride, Müslüman toplumunun dini lideri İmam Ömer Kobine Layama ve Hristiyanların lideri Bangui Başpiskoposu Mgr Dieudonne Nzapalainga, ülkelerinin geleceği için omuzlarındaki sorumluluğun farkında olduklarını ve bu konuda ellerini taşın altına koymaktan çekinmediklerini belirtti. Yazıda, 2013 biterken OFC'de yaşananlar özetlenirken, 2 milyondan fazla kişinin yardıma muhtaç durumda olduğu ve 40 binden fazla kişinin Bangui havalimanında "sıkışmış" vaziyette çaresizce beklediği hatırlatıldı. Ülkedeki durumun, hastanede yatan hastaların bile zorla dışarı çıkartılarak infaz edilecek kadar korkunç bir hal aldığının altını çizen dini liderler, OFC'nin karanlığa mahkum edilmemesi gerektiğini vurguladı. Layama ve Nzapalainga, bu noktada kendilerine de iş düştüğünü belirterek, "Hristiyan ve Müslüman toplumunun iki önemli temsilcisi olarak ülkemiz için omuzlarımızdaki sorumluluğumuzun farkındayız. Hatta aramızdan bazıları bu sorumluluğun faturasını da ödedi. Ama biliyoruz ki en kötüsü henüz yaşanmadı" ifadesini kullandı. Bildiride, şiddetin önüne geçmek, yükselen tansiyonu düşürmek ve bölünmeyi engellemek için ortak inanç platformu kurulduğu belirtildi.
Durumun yalnızca Müslüman ve Hristiyanların çatışmasından ibaret olmadığına vurgu yapan iki lider, bunun sonucunda ortaya çıkan askeri ve siyasi istikrarsızlıkların ciddi insani krize neden olduğuna dikkati çekti.İki lider, bu süreçte kendi mesuliyetlerini düşünerek, birçok bölgeyi ziyaret ettiklerine işaret ederek, şunları kaydetti: "Barış ve uzlaşı için ülkemizin 4 yanını dolaştık. Bu seyahatlerde birçok olaya tanıklık ettik. Her yerde kendini hissettiren o tarifsiz korkuya şahit olduk. Yollarda boylu boyunca uzanan cansız cesetler gördük. Hatta can veren yavrusunu toprağa dahi veremeden kaçmak zorunda kalan insanlarla karşılaştık." Bildiride, ülkede konuşlanan Afrika Birliği ve Fransız birliklerinin, bu kaostan çıkmak için kendilerini yeni bir noktaya getirdiğini ancak bu yükü tek başlarına taşıyamayacakları belirtildi. Liderler, BM'nin ivedilikle bölgeye barış gücü takviyesinde bulunması gerektiğine dikkati çekti. İki lider, kaleme aldıkları bildirinin sonunda, uluslararası toplumdan yardım beklediklerini vurgulayarak, "Barışın bedeli yoktur" ifadesini kullandı.